Kızıl Kurt

7.7K 413 29
                                    

Dolunay bitmişti ve içimdeki kurt eşinin varlığıyla mest olmaya devam ediyordu. Neredeyse her gece birlikte dönüşüp koşuyor, eğleniyor, enerjimizi atıyorduk.

Bazı geceler ormanda uyuyakalıp sabahın ilk ışıklarıyla eve dönüyorduk. Yemekleri birlikte yiyor, birbirimize iyice bağlanıyor, her hareketimizi zihnimize kazır gibi birbirimizi inceliyorduk. Benim güzel eşim, et yemeyi seviyor, sarılmayı ve saçlarının okşanması ile uyumaya bayılıyordu.

Her gece uzun uzun saçlarını okşayıp, onu göğsümde uyutuyordum. Bazen uykusunda konuşurken hayranlıkla ve gülümseyerek onu dinliyordum.

Uykulu mırıltılarını her duyduğumda, dudaklarım istemsizce yukarı kıvrılıyordu. Genelde dönüşüp, koşup,  eve geldiğimiz geceler daha çok konuşuyordu uykusunda.

Sonraki dolunaya dört gün kalmıştı, eşimle birlikteyken sanki zaman bile daha hızlı akıyordu. Herşey mükemmel ilerliyordu benim açımdan. Kader bağımı bulmamla birlikte, önümde yeni bir hayatın kapısı açılmıştı sanki.

Bu gece de dönüşecektik, uyuklayan tatlı eşimi alnından defalarca sulu sulu öperek uyandırdım. Ormanlarla yarışan yeşillikteki gözleri birkaç kez kırpılıp açıldı. Ağzını şap şap yapıp komodindeki suya uzandı, hafifçe dikleşip içerken dudağının kenarından çenesine, oradan da boynuna süzülen suyu izlerken sertçe yutkundum.

Elindeki bardağı hafifçe geri bırakıp üstümden kalkarak elinin tersiyle çenesini sildi. Üstündekileri sallayarak benim ısım yüzünden terleyen bedenini serinletmeye çalışmasını kısılan gözlerimle izledim. Bana dönüp bakınca dudakları yukarı kıvrıldı. Bakışlarım ilk günlerde olduğu gibi onu utandırmıyordu, buna alışması beni mutlu ediyordu. Kurtlar tek eşliydi ve bir sonraki dolunayda tamamen ölümsüz olacaktı. Kalan ömrümüz ilmek ilmek birbirine dolanacaktı.

Eşimle geçireceğim uzun ve verimli ömür için sabırsızlanıyordum. Önümde duran kalçalarını izlerken dudaklarım ve dişlerim kalçasıyla buluşmak için resmen karıncalanıyordu. Bir hamlede üstüne atlayıp dişlerimi kalçasının sağ lobuna geçirdim hafifçe, ağzından hafif acılı bir çığlık çıktı. Isırdığım yeri hafifçe emip yaladım. En son da bir öpücük kondurup ileri doğru gitmesi için hafif bir şaplak attım.

Birlikte mutfaktan bahçeye açılan kapıya çıktık, yavaş yavaş soyunup kurtlarımıza teslim olup dönüştük. Ormana doğru ilerlerken oyuncu bir şekilde birbirimize hafifçe çarpıyorduk.

Göle varmadan önceki sık ağaçlıkta solumuzdan yaklaşan kurt dikkatimi çekti, kızıl tüyleri daha önce görmediğim bir tondaydı. Bize doğru hız kesmeden koşuyordu, uyarmak için sertçe hırladım. Dişlerini açığa çıkarıp eşimin üstüne atlamaya hazırlandığını farkettiğim an vücudum öfkeyle gerildi. Eşimi koruma içgüdüsü vücudumu öne savurmuştu, kızıl kurdun boynunu havada yakalayıp yanımdaki ağaca doğru fırlattım.

Henüz ölümsüzlüğe erişmemiş olan eşimi korumak benim görevimdi, Deniz yeşil kurt gözleriyle kızıl kurda bakarken onu arkama çektim. Dört ayağının üstüne kalkıp doğrulurken gözlerini bir an olsun Deniz'den ayırmıyordu. Etrafımızda hafifçe dönerken dikleşip tam boyumda onunla yüzleştim, kafamı ona üstten bakacak şekilde dikleştirince vücudunun gerildiğini ve kuyruğunun saldırı pozisyonundaki duruşunu yitirdiğini fark ettim. Dişlerimi tamamen ortaya çıkartıp hırlarken geri dönüp son hız koşmaya başladı.

Kafamı aya kaldırıp öfkeyle uludum, kardeşim -klan reisi- yakınlarımdan ulumama karşılık verince, eşimi yönlendirip yanına gittim. İnsan formumuza dönüp olanları anlatırken kaşları çatıldı.

Gözlerinde çakan şimşeklerden kurdu tanıdığı belli oluyordu. Kafasını öfkeyle sallayıp kurda dönüşerek fırlayıp gitti. Eşimin tehlikede olması tüm ailemi alarma sokmuştu resmen. Dört gün daha onu korumam lazımdı, sonrasında kafası kesilmedikçe ölmeyecekti. Yanında olduğum sürece buna izin vermezdim asla, onu kaybedemezdim.

Eşi ölen kurtlar ilk dolunaya kadar bile sağ kalamazlardı ve kederlerinden ölürlerdi. Ne kadar ölümsüzde olsak bağlandığımız eşimizin ölümü bizi, tıpkı bir mumun yavaşça erimesi gibi en geç bir ayda eritip bitirirdi.

Hiç kimse için istemeyeceğim bir sondu bu. Eşimi önüme katıp eve doğru ilerledim, bir süre burnumun ucundan ayırmasam iyi olacaktı. Bu süre zarfında kardeşimden de muhakkak bir haber gelirdi. Beklerken eşimin hakkında daha neler keşfedeceğimi düşünerek hafifçe hırladım. Eğlenceli bir dört gün olacağı kesindi....

Sonsuz EşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin