Kurduna Teslim Olmak

10.4K 514 56
                                    

Dolunayın baskıcı etkisi eşime kurdumu bağlamamı haykırsa da onun canını yakmak istemiyordum. Yaydığım feromonları biraz arttırıp etrafında dönmeye başladım, arada yaklaşıp hafifçe sürtünüyordum. Ona bu kadar sakin kur yapmam beni çok zorluyordu, kendimi tutmak için üstün bir çaba harcıyordum. Boynundaki kürke yaklaşıp boydan boya yaladım, bu normalde kurdumu delirtirdi ama dişlerimi sıkarak sabrettim. Kuyruğunu hafifçe bacaklarının arasından çıkartan kader bağım, hafifçe başını boynuma yasladı. Kurdum mest olmuştu, yaptığım kur meyvelerini vermeye başlamıştı.

Benim ona yaptığım gibi boynumu yalayan eşimle boğazımdan onaylayan bir hırıltı koptu, yavaşça yüzünü ve kulaklarını yaladım. Bana izin verip hafif hırıltılar çıkartması kurdumun iplerini koparttı ve eşiyle birleşmek için ipleri eline aldı. Eşim kendini kurduna teslim etmeye başlamıştı, ilk bağlanma için hazırdı. Boynumu boynuna sardım yavaşça çiftleşmek için arkasına geçtim, onun durmadan yaydığı feromonlar kurdumu o kadar çileden çıkartmıştı ki artık herşeyi kırmızı görüyordum. Onu iyice hazırlayıp içine girdim, acıyla uludu. Kendini kastığı için hareket edemiyordum, bende çektiğim acıyla ensesini ve kulaklarını yalamaya başladım. Yavaşça gevşeyen eşim sayesinde içinde usulca hareket etmeye başladım.

Şu güne kadar hiç böyle bir zevk yaşamamıştım, bağlanma dürtüsü bastırsa da bu zevki bırakmak istemiyordum. Kısık sesli hırıltılarından eşimi mutlu ettiğimi anlayıp bağlanmaya karar verdim, en derin yere kadar girip kurdumun kontrolü ele almasına izin verip dişlerimi ensesiyle omzunun birleşim yerine geçirdim. Bağımızın etkisiyle dizlerim titriyordu, eşim sızlanır gibi bir inleyiş bıraktı ormana. Bağın sona ermesiyle sönen aletim kayarak dışarı çıktı, burnumu boynuna sürtüp ikimizin bağlandığını söyleyen kokuyu içime çektim. Benim kokum onun o etkileyici kokusuyla karışmış, eş olduğumuzun tüm kurtlara belli olması için kaynaşıp harmanlanmıştı.

Yere çöküp rahatladığı için uyuyan eşimin etrafına koruyucu bir duvar gibi uzandım. Eşimin kalp atışları sakinleşip uykuya dalmışken bende kokumuzu soluyarak uykunun kollarına bıraktım kendimi.

Sabah olup ta insan vücutlarımız çırılçıplak birbirine dolanmış halde uyanınca dün gece ki görüntüler gözümün önünden geçti. Bağımızı hem kokumuzda hem de zihnimde hissediyordum. Kalbim eşimin kalp atışıyla bir atıyordu artık. Burnumu dayadığım boynu koklaya koklaya öptüm, kalçasını uykusunda bana sürtüyordu. Yeni eşleşmiş kurtların istekleri hep daha fazla olurdu zaten, kokusu içime işlerken kendimi kalçasına bastırdım. Uyku mahmuru sesiyle mırıldandı, sesi tüm duyularımı okşayıp geçen hafif bir meltem gibiydi. Kollarımı beline daha sıkı sardım, kalp atışı değişirken uyandığı belli oluyordu.

Kollarımı sardığım bedenin hafif kasılmasıyla nefesimi tuttum, ilk kez insan vücudumu görecekti. Sakinleşmeye çalışarak uyuyor numarası yaptım, kollarımda dönüp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Elini biraz uzamış olan saçlarıma attı, sakallarımı parmak uçlarıyla okşayıp çeneme kadar belirsiz bir yolu takip etti. Boynuma hafifçe yaklaşıp koklarken çıplak vücudum istekle ürperdi, pembe dili hafifçe boynumun tadına baktı. Gözlerimi hafifçe aralamış onu izliyordum, gözlerini kapatmış tenime dilini sürtüp hafifçe yalıyordu. Tadımı alan kurdunun titreşimlerini kendi kurdumda hissediyordum.

Kurdum dışarı çıkıp eşiyle koşmak istese de bende kader bağım olan eşimle insan gibi tanışmak istiyordum. Gözleri gözlerime kilitlendi, beklenmedik bu bakış midemde kıvılcımlar çıkartsa da gözlerimi kaçırmadım. Bakışları beni hapsetmişti, öyle güzeldi ki gözleri. 'Eşinin herşeyi seni etkiler, herşeyi senin için yaratılmış gibidir' diyordu benden önce eşini bulan tanıdıklarım. Elimi yüzüme uzatıp fısıldadım, "benim güzel eşim" yüzü utangaç bir gülümsemeyle şekillendi. Çıplak kıvrımlarını beğeniyle süzdüm, erkeklik organı pembe ve oldukça iriydi. Kadınlığının hafif kıvrımı belli olsada daha fazla utandırmamak için incelememi yarıda kestim.

Kafamı yüzüne çevirdiğimde dudaklarını ısırarak benim aletime bakıyordu, yarı kalkık aletim bakışlarıyla daha çok dikeldi. Kafasını yana çevirip ayağa kalktı, etrafa bakınıyordu. Kamp bölgesinin uç kısmında duran çantayı açıp kıyafetlerini giymeye başladı. Ben çıplak bir şekilde onu izliyordum.

"Gitmem gerek " söyledikleriyle şaşkınlığım daha da arttı. Dün bağlanmış olmamıza rağmen bugün gitmek istiyordu.

"Üzgünüm eşim gidemezsin, bugün klana kabulün yapılacak. Hatta şuan bizi bekliyor olmalılar, benimle gel sonra nereye gitmek istersen birlikte gideriz" Gözleri şaşkınlıkla açılsada kafasını olumsuz anlamda salladı, durumu anlamasını beklemiyordum zaten.

"Bak dün gece çok içtik, ne ara buraya geldik hatırlamıyorum. Sadece kokuları ve sesleri hatırlıyorum. Senin kokunu daha çok..." Tekrar derin bir nefesle kokumu içine çekti, gözleri eşinin kokusuyla kapanırken kasıklarım zevkten sızladı. "Onlanları unutalım demiyorum tabi ama ailenle tanışmak biraz saçma, daha ismimi bile bilmiyorsun"

Yanıldığını ona kanıtlayacaktım, hakkında hiçbir şey bilmiyor değildim sonuçta. "Deniz Arslan, 27 yaşındasın evden çalışıyorsun, aileni tanımıyorsun, yurtta büyümüşsün, çift cinsiyetli - mükemmel fizikli bir yaratıksın, gözlerin ve kokunun eşi benzeri yok, benim ve kurdumun eşi, yani kader bağısın." Hakkında daha çok şey bilsemde, her söylediğimle açılan ağzı kurdumdan bahsedince aniden kapandı.

"Sen o günkü kurdun sahibi misin, beni ısıran kurdun?" Hayretle sorduğu soruya güldüm..

"Ben o kurdun ta kendisiyim, Deniz dünü hatırla.." Hafif hırıltıyla söylediğim şeyle gözlerini kapattı, gözleri kapaklarının altında oynuyordu. Aniden açılan gözleri gözlerime kilitlendi ve bir adım geri attı. "O bir rüyaydı, rüya sanmıştım. Kamplarda gördüğüm rüyalardan sanmıştım, yani şimdi biz... seninle ben... şey yaptık...şeyy... kurt halindeyken..." Duraksayarak söylediği şeylerle dudaklarım kıvrıldı, alt dudağımı ısırdım.

"İstersen hatırlatabilirim canım"

Sonsuz EşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin