Bölüm 7 : Gitme!

215 7 1
                                    

Tw- Tetikleyici içerik‼️ sexual assault & siddet

Atlas'ın Gözünden;

"Lunaparka." dedi onaylamam için büyük umutlarla bakan gözlerle.

İçimdeki ses 'Gitme, dayak yemek istemiyorsan, gitme!' diyordu.
Ama onunla lunaparka gitme fikri kulağa öyle güzel geliyordu ki ölmeden önce yapmak istediğim bu şey için dayak yemeyi göze alabilirdim.

Ölmeden önce yapmadığıma pişman olacağım şeyler listesi:

1-) Hiç lunaparka gitmemiş olmak

Yüzüne bakmadan kirli zeminde ayağımı gezdirirken sorusunu cevapladım.
"Olur."
Kısaca verdiğim bu cevap otuziki dişini göstererek gülmesi için oldukça yeterli olmuştu.

Bir gün ben de böyle gülebilir miyim?

"Tamamdır, harekete geçiyoruz." dedi heyecanla ellerini çırparak.

Büyük ihtimalle dudaklarıma yansımayan, içten bir tebessüm verdim karşımdaki çocuğa.

Onun yanındaki bu densiz rahatlığımı çözemiyordum. Onun yanında ellerim daha az titriyor, daha az midem bulanıyor ve olabildiğince güvende hissediyordum.

Normalde umrumda olmazken o benim yanımdan aniden gittiğinde, çok değerli birisini kaybetmişim gibi hissetmiştim. Oysaki onu tanımıyordum bile, sadece öyle hissetmiştim.

Ayaklanıp birkaç dakikada otobüs durağına ulaştığımızda, hiçbir zaman peşimi bırakmayan el titremem tekrar beni gafil avladı.

Duraktaki oturaklara oturup ellerimi kucağıma yerleştirdim, ellerimi fark etmesini istemiyordum.

Yanımda yerini aldığında, ellerimin titrediğini fark etmesi birkaç saniye bile sürmedi.

Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda endişeyle dudağını dişlediğini fark ettim, ardından derin bir nefes aldı ve ben de bakışlarımı stresten ne zaman sallamaya başladığımı anlayamadığım ayaklarıma kaydı.

Birkaç saniye sessizlikten sonra etrafına bakındığını hissettim ve gözlerimin önünde kocaman açtığı eli belirdi.

Gözlerim gözlerine döndüğünde, elini tutabileceğimi göstermeye çalıştığını anladım.

Aklımdan karışık düşünceler geçmedi diyemezdim, ama ne olursa olsun güvende hissediyordum.

Bir zarar gelmeyeceğine inanmak istedim ve titreyen ellerimden birini eline yerleştirdim.
Aniden göğsünün inip kalktığını ve kendine gelmeye çalışır biçimde başını fevri hareketlerle sağa sola salladığını fark ettim.

Küçük heyecanı kalbimin göğsüme işkence edercesine çarpmasını sağladı. Gözüme öyle sevimli geliyordu ki, sanki beni hiç incitmez, ben de onu incitmezmişim gibi hissetmekten kendimi alıkoymakta fazlaca zorlanıyordum.

Bir dakika geçmedi ki ellerimin titremesi durdu ve binmemiz gereken otobüs durağa vardı.

Otobüse bindiğimizde iki kişilik bir yer bize ayrılmış gibi boştu, benim cam kenarına geçmem için bana öncelik vermeyi unutmadı ve ikimiz de yerlerimizi aldık.

Ne kadar süre geçmişti bilmiyordum ama Yalgın'ın omzuna dokunup "Atlantis, Atlantis..." diyerek beni uyandırmasıyla gözlerimi ovuşturarak kendime gelmeye çalıştım.

Birkaç saniye kendime gelmeye çalıştığımda inmemize çok az kaldığını ve benim günlerdir alamadığım uykuyu onun omzunda aldığımın farkına vardım.

Ezberimden Çıkmayan Şiir BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin