sınav haftaları yani benim bilip de gerildiğim için en zorlandığım haftalar geldiğinde hoca kağıtları dağıtırken vücudum soğuk soğuk terliyordu, beynimin bana verdiği emirler dışında kurallara uymayı bilmezdim ben.
saatine başlayıp saatinde o kağıdı teslim etmek, karmakarışık sınav kağıtları nefes alışımı sıklaştırır sırf simetri takıntım yüzünden sadece kağıdı incelerdim.
şey bilmediğimden değil, gerçekten o an odaklanamıyordum.
önüme konulan matematik sınavı ile dudaklarımı birbirine bastırıp yanımdan geçip giden öğretmene baktığımda o kağıtları başkalarına dağıtmaya devam etmişti, Jisung da başlamıştı hemen.
sakin ol chan, sakin ol ki yapabilesin.
saniyeleri say, tam sekiz saniye bana iyi gelecek.
dediğimi yapıp gözlerimi kapatarak içimden sekize kadar saydım ve derin bir nefes verdim ama ben gözlerimi açamadan beklemediğim bir şey oldu.
Jisung dizimin üstüne elini koydu, hissetti, o an gerildiğimi hissetti ve bundan dolayı elini usulca dizime koydu. gözlerim ona giderken hocanın "Chan," uyarısı ile hızla önüme dönüp kalemimi elime aldım.
Jisung yakalanmamdan dolayı birazcık güldü ama o kadar güzel güldü ki keşke sınav olmasaydı ve ben rahatça gülüşünü izleseydim diye düşündüm sonra bir şey fark ettim, gülüşü ve eli beni sakinleştirmiş bile.
dudaklarım kıvrıldı.
çok hoşuma gitti tekrar.
zaten güzellik kelimesinin anlamının benim için Jisung olduğunu fark ettiğimden beri hayatımda bazı şeyler daha çok hoşuma gidiyordu.
beynim sadece 'Jisung' diye sayıklarken umurumda bile olmadı simetrik hatalarla dolu kağıt, karmakarışık yazılar. bildiğim tüm şeyleri kağıda geçirip bitirdiğimde derin bir nefes verip kalemi bıraktım.
Jisung kendisi ile benim kağıdımı alıp teslim etti, geri geldi, yanıma oturdu. "iyi misin?" diye sordu.
başımı salladım. "iyiyim." sonra çekinerek ekledim. "omuzunda yatabilir miyim?"
kıkırdadı bu sorumla, başını salladığında aldığım onay kalbimi o kadar hızlı attırdı ki bir an ritmine yetişemedim, sonra usulca ona yaklaşıp eğilerek başımı omuzuna koyduğumda ilk önce heyecanla artarken sakinleşti zamanla.
biliyor musunuz bilmiyorum ama su samurları el ele tutuşarak uyurlar, o geldi aklıma o an.
gözlerimi kapatıp elimi kendi dizimin üstüne koydum ve avucumu açtım, belki elimi tutar Jisung o an diye.
sebebi yok, sadece seni seviyorum.
diziler izlerim ben, filmler, listelerim vardır, her izlediğimde tik atarım, öyle romantik biri değilim, değişik düşünce yapım var, merdivenleri koşarak çıkarım mesela, arabaları sayarım, saniyeleri ha bir de sana gelince atan kalbimi.
Jisung'un omuzunda bir gün sevgili olsaydık nasıl olurdu diye hayal kurarken uyuyakalmışım gerçekten. izlediğim dizilerden biliyorum, insanlar öyle mutlu oluyor, beraber lunaparka gidebiliriz, gece yürüyüşleri yaparız ve bilmiyorum eğer o isterse beraber uyuruz.
özel alanım benim için çok önemlidir ama konu o olunca özel alanı yok sayıyordu zihnim.
beraber üniversiteye gidebiliriz, ona kahve alabilirim, yağmurun altında dans ederiz, o yanımda oldukça konserlere de giderim ve eğer sevgisi gözümü kör edip beni iyileştirirse beraber yaşamaya başlarız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sweet night, chansung ✓
FanfictionGarip takıntılarım var, attığım adımı saymadan duramam mesela, yamuk nesneleri düzeltirim hep, notalarla ilgilenirim çoğu zaman, pek insanlarla içli dışlı olmam ama severim insanları, hatta bir tanesi var, çok severim. Yıldızlar dolu bir gecede, mil...