Selam😇
Bölüm sonuna bir tane şarkı bıraktım dinlemeden geçmeyin, bence bölümle çok uyumlu 😌🎶
Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın ⚔️✨Keyifli okumalar 💛
————————————————
MIAİki yüzlülüğüme şapka çıkartmak istiyordum. Acaba sabahları aynaya nasıl bakıyordum. Zor olmuyor muydu benim için? Josh'a Alex'le ilgili attığım nutuklardan sonra gelmiş burada adama o duygulardan habersizmiş gibi bağırmıştım. Onun yerinde olsam farklı bir şey düşünebileceğimi sanmıyorum. Onun Lily ile çıktığı yemekten sonra beni terk edeceğinden emin olmuş biriyim ben neyin kavgasını ediyordum Alex'le? Kaldırımda onu gördüğümde sorun çıkacağını biliyordum buna hazırlıklıydım ama Josh'a bakışında gördüğüm ifadesi, onun çoktan sonuca vardığını gösteriyordu. Arabaya bindiğimizdeki sessizlik, kıyafetlerimi sorduğundaki ima, onu kışkırtmama teslim oluşu... Josh'la yatmama ihtimalimi düşünmemişti bile. Tıpkı Adrian'la olan ilişkimi bana sormadan sonuca varması gibi bunda da öyle davramıştı. Bana güvenmemesi canımı yakmıştı. Ama asıl canımı yakan içten içe bana güvenmemesi için ona sebep veriyor olmamdı. Bu yüzden o soruları sıralarken bağırmış, bana güvendiğini söylediğinde yalan olduğunu anlamıştım. Dün gece gitmediyse bile, bu gece olanlardan sonra gitmeyecekse bile Bill'le olanları duyunca gidecekti. Bana güvenmesini bekleyip sonra da o güvenin üzerinden iş makineleri ile geçecektim. Tarihe adımı altın harflerle yazın. 'Mia Johnson; Dünyanın En Acımasız Kadını.'
Artık ne yalnız ne de biriyle uyuyabildiğim yatağa girdim. Onu duyamayacağımı bile bile nefesimi tutup nefes alış verişlerinin bana kadar ulaşmasını bekledim. Sanki onun göğsünde yatıyormuşum gibi hissedeyim diye kalp atışlarını hatırlamaya çalıştım. Bugün az daha berbat ettiğim ilişkimin berbat olacağı günün aslında çok da uzak olmadığını düşündüm. Bill'in konuşmasını istememe sebebim sadece ben ve Lavender değildi. Bunun Alex'e ve Hamilton'lara vereceği zararı da düşünmek zorundaydım. Lily'den dolayı zaten yeterince magazin sorusuna maruz kalıyorlardı bunu birde benden sonra yaşamalarını istemiyordum. Alex'i bir kez daha yaşadığı ilişkiler yüzünden masaya yatırıp çiğ çiğ yiyemeyeceklerdi. Benim yüzümden olmazdı. Hamilton'lar benim yüzümden bir skandala maruz kalmayacaklardı.
Uyuyamıyordum. Çünkü artık kabuslarım anılardan değil olabilecek felaketler oluşuyordu. Bir an önce Bill ile yüzleşip ondan ve Frank'ten kurtulmam gerekiyordu. Bir kez daha... ondan sonra önüme bakacak önce Alex'le aramı düzeltecektim. Ona her şeyi anlatacak artık endişelenmesi için bir sebep olmadığını gösterecektim. Bill'den kurtulduktan sonra Miles'ta artık okuluna dönebilir o renkli hayatını bıraktığı yerden yaşayabilirdi. Sonra bütün ilgimi Lavender'e ve arkamdan çevrilen dolaplara verecektim. Bill'den kurtulduktan sonra Adrian'la konuşacak ondan ilişkime karşı kesin ve tereddütsüz bir güven duymasını isteyecektim. Sonra her şey eski günlere dönecekti. Böyle sıralayınca pek de korkutucu gelmiyordu. Yastığımı yüzüme bastırıp ufak bir çığlık attım tek korkumun Alex'te kalmak olduğu günleri özlüyordum.
Dün geceden sonra Alex'i görmeye ve bir sessiz sabah rutinine daha hazır değildim bu yüzden şirkete erken gitmeye karar verdim. Bütün gece zaten uyuyamadığım için sabah erken kalkıp duş almak ve hazırlanmak zor olmadı. Alex'in spora gidip gitmeyeceğini bilmiyordum bu yüzden giyindikten sonra bir süre bekledim ve tahmin ettiğim gibi yine koşu için sessizce erken saatte süitten çıkınca ben de işe gitmek için hemen arkasından çıktım. Korumalar en azından Dallas gelene kadar beklememi söyleseler de Alex'le karşılaşma ihtimalini göze alamadığım için onlardan biriyle ofise gitmeye karar verdim. Dallas geldikten sonra onları azat edebilirdim. Aslında işin doğrusu Bill'in parayı alana kadar bana bulaşmayacağını biliyordum. Güvenmediğim kişi Frank'ti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVANTA (TAMAMLANDI)
Romance'Bırakın.' Ağzımdan çıkan tek kelime buydu. O an sadece beni tutmayı bırakmalarını kastetmiyordum. Bulunduğum yeri, durumumu bırakmak istiyordum. Bütün bunları başıma açan bu şirketi bırakmak istiyordum. Burayı yakıp yıkmak ve arkama bakmadan o bokt...