Selam😇
Sonraki bölümde olacakları bölmek istemediğimden bu haftaki bölüm diğer bölümlerin aksine birazcıkk kısa oldu 😔
Ama söz haftaya telafi var ☺️☺️Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın💛✨
İyi okumalar ⚔️💫
——————————————MIA
'Öğlen yemeği?' sabah uyanıp telefonuma baktığımda ilk gördüğüm şey Alex'ten gelen mesajdı. Uzun süre ekrana bakakaldım çünkü ondan bir adım göremeyeceğime kendimi inandırmıştım. Ne isteyeceğine dair bir fikrim yoktu ama o akşamdan sonra bana hala kızgın olduğunu tahmin edebiliyordum.
Olanlardan sonra içimde her şeyi Alex'e anlatıp anlatamayacağıma dair bir savaşa girdim. Ama kazanan taraf ketumluk oldu. Geçmişime onu almak neredeyse panik atak geçirmeme neden oluyordu. O evde olanları ona nasıl anlatırdım bilmiyorum. Onları daha önce kelimelere bile dökmemiştim ki. Frank hayatımdan çıktıktan ama kabuslar peşimi bırakmadığında Adrian'ın tavsiyesi ile bir terapistle görüşmüştüm. İşe yaramasını istemiştim ama o kelimeler dilimden dökülmemişti. İnsan terapistine bile dürüst olamadığında iyileşeceğine dair bütün umudunu yitiriyordu. Ben de önce umudumu yitirmiş sonra da gitmeyi bırakmıştım. Şimdi bütün bunların arasına hayatıma giren tek erkeği almak bana korkunç geliyordu. Öyle bir şey yapamazdım ve eğer Alex bununla baş edemezse gitmekte özgürdü. Kalması için kimsenin ayaklarına kapanamazdım. Bir kaç gündür kendimi buna alıştırmaya çalışıyordum. Alex'ten ayrılma fikri eskisi kadar uzak gelmiyordu. Bütün bu olanlar bu ihtimalin olduğunu gösteriyordu. Yalanla başlayan bir ilişkinin bu kadar sürmesi bile mucizeydi. Nereye kadar gideceğini görecektik.
Bu özgüvenle koyu yeşil pantolon ceket bir takım ve içine bol beyaz bir gömlek giydim. Takımın maskülen duruşu hoşuma gitmişti ayağıma da düz siyah topuklularımdan birini giydim. Ensemde topladığım saçıma uygun hafif bir makyaj yaptım. Arabanın arka koltuğuna bindiğimde artık alışkanlık haline getirdiğim haber sitelerine bir göz gezdirdim.
Karşıma ilk çıkan sevgilim ve eski sevgilisinin resmi oldu. Lily ve Alex'in resmini görünce bir anlığına nefesim boğazımda takılı kaldı, sabah gelen mesajın sebebi daha iyi anlaşıldı. Nereye kadar gideceğini görmek için çok beklemeye gerek yoktu. Alex'in bir kaç günlük sessizliğinin sebebi belli olmuştu. Geçmişini bildiği kadının yalanlarını affetmiş olmalıydı bana da belli ki bunu söyleyecekti. Haberde yazılanları okumama gerek yoktu. İçimde bir umut kırıntısı arayan tarafım belki eski bir resimdir dedi, ancak Lily'nin şiş karnı ve kol kola girmiş görüntüleri her şeyi anlatıyordu. Sabah uyandığımda hissettiğim her şeyde haklıymışım. Alex'ten ayrılma fikri o kadar da uzak değilmiş. Tek fark bu fikri düşünmenin canımı acıtmamasıydı. Oysa şimdi kalbim biri tarafından sıkılıyor gibi hissediyordum. Nefes almak için camı açtım ama şehir havası bana yardımcı olmadı.
Kendime bunun bu kadar canımı acıtmaması gerektiğini hatırlatıp duruyordum ama işe yaramıyordu.
Canım çok acıyordu.
Alex'e o kadar bağlanmışım ki ondan kopmaya yönelik söylediğim her şey sadece bir kandırmadan ibaretmiş. Şimdi de bu yüzden kendime kızıyordum. Canımın acımasındansa kızgınlığıma tutunabilirdim, benim sırlarımdan bıkıp bildiği limana sığındığı için ona kızabilirdim.
O DA SANA YALAN SÖYLEDİ diye bağırabilir, neden beni değil de onu affedebiliyorsun diyebilirdim.
EN AZINDAN BEN SENİ ALDATMADIM ALEX. ALDATMAM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVANTA (TAMAMLANDI)
Romansa'Bırakın.' Ağzımdan çıkan tek kelime buydu. O an sadece beni tutmayı bırakmalarını kastetmiyordum. Bulunduğum yeri, durumumu bırakmak istiyordum. Bütün bunları başıma açan bu şirketi bırakmak istiyordum. Burayı yakıp yıkmak ve arkama bakmadan o bokt...