MIA
Haftaya düzenlenecek olan Hamilton'ların partisine gideceğim belli olduğundan beri karnımın orta yerine bir sancı gelip yerleşmişti. Paniğimi biraz olsun yatıştırması için Nat'i aramış ama o bana bir haftada kıyafet yetiştirmesi için şimdiden başlaması gerektiğini söyleyip telefonu yüzüme kapamıştı. Bu yüzden salonda koltukta elimde telefonumla dururken sinirimden çok özlemimin ağır bastığı kişiyi aradım.
'Alo.' Ariel'in o müzikal sesi telefonun öbür ucunda çınladı.
'Alo? Müsait misin?' saatin dokuzu geçtiğini göz önüne alırsak ailesi ile olması muhtemeldi.
'Evet. Bir sıkıntı mı var?' sesi ciddi bir ton almıştı
'Ah hayır. Ben sadece... haftaya Hamilton'ların partisine gideceğimi söylemek için aramıştım.'
'Zaten gitmiyor muydun?' kafası karışmış gibiydi benim de karışmıştı.
'Geçen haftaya kadar bir parti olduğundan haberim bile yoktu. Babası arayınca evet demek zorunda kaldım.'
'Babası seni mi aradı?' kaşlarının kalktığını göremesem de tahmin edebiliyordum.
'Evet. Beni ve Miles'ı özel olarak davet etti.'
'Mia bu...' ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.
'Çok büyük bir şey.' Sevinir sandığım o tını sesinde yoktu.
'Biliyorum. Biraz korkuyorum. Ailesinin bu kadar içine girmek...'
'Pamela ve Emily ile hala görüşüyor musun?' çıktığımız bir kaç yemekte magazincilere yakalanınca Ariel'de öğrenmiş olmuştu. Bunun ilişkimizi halkın gözünde çok sağlamlaştırdığını söylemişti.
'Evet.'
'Alex ne diyor peki?'
'Hafta içi, partiden ilk bahsettiğinde aramız bozuktu bu yüzden gitmeyeceğimi söyledim sonra babası arayınca reddedemedim tabi ki. Alex sadece ondan habersiz babası ile konuşmuş olmama kızmıştı yani partiye gelmem ve babasının beni davet etmesi ile bir sorunu yok gibiydi.'
Telefonun ucundan derin bir iç çekiş geldi sonrasında konuşmayınca ben devam ettim 'Bak seninle son zamanlarda aramızın iyi olmadığını biliyorum. Ama her şeyi bilen birinden bir bakış açısına ihtiyacım var Ariel. Ben neye bulaşıyorum? Doğru mu yapıyorum bunları birinin bana söylemesi lazım.' Hayatının çoğunu ebeveynsiz geçiren biri olarak bu zamana kadar akıl aldığım tek kişi Adrian'dı ancak bu içine girdiğim cendereyi onun da anlayacağını sanmıyordum. Beni koruma iç güdüsü her şeyden ağır basıyordu.
'Bana hala kızgın mısın?'
'Hayır.' Doğruyu söylüyordum.
'Bana hala kırgın mısın?'
'Evet.' Yine doğruyu söylüyordum.
'Bana güvendiğin ve ben bunu boşa çıkardığım için özür dilerim. Bu işe girerken sana bir söz vermiştim ve bunu tutamadım. Ama o günden beri çok titizlikle çalıştığımı bilmeni istiyorum Mia. bir daha öyle bir şey yaşanmayacak. Hiçbir müşterim bunu bir daha yaşamayacak. Bir kadın olarak buna özellikle dikkat edeceğim.'
'Teşekkür ederim.' İlk günden beri Ariel'in samimiyetine inanmıştım. Şimdi de inanmayı seçiyordum. 'Ama senden bir arkadaş olarak yardım istiyorum Ariel. İş arkadaşın olarak değil. Böyle ilişkilere daha önce şahit oldun hatta sen yarattın. Benim durumumdakiler ne yapıyordu? Ailesinin yüzüne baka baka nasıl yalan söyleyeceğim. Ailesinin arasına girmek bile istemiyordum.' Bir aileyle nasıl baş edilir onu bile bilmiyorum ki ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVANTA (TAMAMLANDI)
Romans'Bırakın.' Ağzımdan çıkan tek kelime buydu. O an sadece beni tutmayı bırakmalarını kastetmiyordum. Bulunduğum yeri, durumumu bırakmak istiyordum. Bütün bunları başıma açan bu şirketi bırakmak istiyordum. Burayı yakıp yıkmak ve arkama bakmadan o bokt...