Ara Bölüm Yasemin

215 6 0
                                    

3 Mayıs 2003

Yasemin gergin bir şekilde eteğinin kenarıyla oynuyordu. Kafası düşüncelerle doluyken her zaman buluştukları parkta sevdiği adamı bekliyordu. Ona önemli şeyler söylemeliydi.

Cenk parka geldiğinde Yasemin dolu gözlerle ayağa kalktı ve ona sarıldı. Banka oturdular ve el ele tutuştular.

"Gözlerin neden dolu? İyi misin?" "Cenk..." Kadının sesi titremişti. "Şöyle canım." "Ben...hamileyim."

Yasemin küçüktü. Henüz 19 yaşındaydı. Annesini küçükken kaybetmiş, babasını ise geçen yıl kalp krizi yüzünden toprağa vermişti. Kimsesizdi. Onun tek kimsesi sevdiği adamdı, Cenk'ti.

Sevinçle kendisine sarılmasını bekliyordu Yasemin. Onu öpmesini, bebek için heyecanlanmasını ve sonra evlenmelerini... Ama hayat bazen planlandığı gibi gitmezdi.

"Ne? Emin misin? Yani..." "Evet Cenk, mutlu olmadın mı?" Cenk elini bıraktı ve ayağa kalktı. Yasemin anlamıyordu, ne oluyordu? "Yasemin ben... Ben... Yapamam." "Ne? Ne demek yapamam Cenk?"

Yasemin ayağa kalktı. Şaşkındı. "Cenk... Noluyor? Sen beni seviyorsun ben de seni... Şimdi de bir bebeğimiz olacak, sevinmen gerekmez mi?" "Yasemin... Ben yapamam... Üzgünüm."

Cenk giderken Yasemin arkasından baktı. Durdurmak istedi onu. Sarsmak istedi. Sen bana söz verdin demek, tokat atmak istedi ona. Ama yapamadı.

Evine geri döndü, elleri karnını buldu. Bebeğini sevdi. Sevdiği adamdan ona kalan tek şey bu bebekti ve canı pahasına da olsa onu koruyacaktı.

Sonra bir gece yarısı kızını kucağına aldı. Minik bir melek doğmuştu bu acımasız dünyaya... Doğmasıyla ağlaması bir oldu kızın. İlk göz yaşı düşmüştü.

Yasemin kızını kucağına aldı. Küçük kız gözlerini açtı. Gözleri mavi ve yeşilin karışımıydı, ela. Yasemin kızın gözlerine baktı ve gülümsedi.

Adını Afra koydu kızının. İki anlamı vardı, biri toprak kokusu. Diğeri ise 2. ayın 13. günü. Cenk'le tanıştığı günü kızının taşımasını istedi Yasemin.

Sonra küçük kız büyüdü. İlk kelimesi anne oldu, ilk dişleri çıktı, saçları uzadı, ilk adımlarını attı, ilk kez arkadaşı oldu, ilk kez düştü, ilk kez dizi kanadı, ilk kez hastalandı, ilk kez resim yaptı, ilk kez televizyon izledi, ilk kez çilek yedi, ilk kez bir kuşa dokundu, ilk kez karıncaları gördü, ilk kez ayı seyretti, ilk kez bir yıldızın kaydığını gördü, ilk kez parka gitti, ilk kez ağladı, ilk kez güldü ve ilk kez büyüdü.

Sonra bir gün ansızın birşey gördü. Ve bu hayatının sonu oldu Yasemin'in. Sevdiği adamı bir kadınla gördü. Sordu ve öğrendi. Adam uzun zamandır evliydi ve bir kızı vardı. Dayanamadı Yasemin. Onu böyle görmektense ölmek istedi ve öyle de yaptı.

Henüz 23 yaşındaydı, elinde bir silah kanlar içindeyken. Gözlerini kötü bir dünyaya açmış, kötü bir dünyaya kapatmıştı. Sonsuz bir uykuya dalarken son düşündüğü şey kızıydı.

Sonra Afra büyümeye devam etti. Annesi yoktu, babası da. Büyüdükçe merak etti, büyüdükçe sustu. Büyüdükçe ağladı, büyüdükçe susturuldu.

Ve Afra kendini anladı bir gün. Nereden geldiğini anladı, nereye gittiğini anladı. Kim olduğunu da anladı. Kimsesiz bir kimseydi o... Kimsesiz bir kimse...

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin