—
yıl 2022Jungkook saatler önce aklında bir sürü korkuyla koşarak girdiği eve şimdi sessiz ve yorgun bir şekilde girdi. İçeri girdiği anda koridordan gelmesi gereken adım seslerini bekledi ama gelmedi. Hoseok çıkalı çok olmamıştı ve en son Jungkook'u arayarak onun iyi olduğunu söylemişti. Yine de anında "Taehyung!" diye seslendi. Çıkardığı ceketini asmayı unutarak seri adımlarla odaya yürümeye başlamıştı ki karşısındaki odanın kapısı açıldı. Üstünde kolsuz beyaz tshörtü, mavi şortu ve açıkta kalan bacaklarındaki beyaz sargılarla önüne çıktı esmeri. Jungkook resmen üç dakika içerisinde nefes nefese kalmıştı. Boynuna atlayan esmerin belinden sıkıca tuttu, kendine çekti.
Böyleydi, dönüp dolaşıp buraya geliyorlardı. Birbirlerinin kollarına ama korkular içerisinde.
Jungkook'un bugün yaşadığı korku ilk değildi. Ama bu alışabileceği bir durum da değildi. Yalnızca kendini kandırıyordu 'yeniden yapmayacak, seni bırakmayacak, hallolacak...' Biliyordu ki onu iyileştireceğim derken beraber kötüleşmişlerdi. Bu yüzdendi Jungkook'un bugün bir kül tablası gibi kokması.
Sigara ağırlıklı hastane kokusunu alan Taehyung burnunu kırıştırmış olsa da hiçbir şey söylemedi. En az sabahki kadar onun tepkisinden çekiniyordu. Sonuçta yine sözünü tutamamıştı. Ona bir yalancı olduğunu söyleyecek miydi? Tıpkı diğer herkes gibi. Onu kendi yokluğuyla sınayacak mıydı? Bunu yaparsa da haksız sayılmazdı. Bu hikayenin tek haksızı kendisiydi Taehyung'a göre. Ama eğer öyleyse Jungkook neden şu an onu bu kadar sıkı tutuyordu?
Taehyung yavaşça geri çekilip onun yüzüne baktı. "Hoşgeldin. Kapının sesini duyamamışım. Yine çok yorgun görünüyorsun. Yemek yiyip uyuyalım tamam mı?" diye heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı. Jungkook için onun ses tonundaki bu heyecanın kaybolduğunu gördüğü günler en çok kaybettiği günlerdi. Acaba Taehyung gerçekten de farkında değil miydi asıl yorgun olma sebebinin diye düşündü.
Kafasını iki yana salladı hayır anlamında. Taehyung gözlerini büyütüp suratına baktı. Onunla uyumak istemiyor muydu? Kendisi nasıl uyuyacaktı o olmadan? Yine kendisini mi düşünüyordu sadece? Belki de Jungkook bunu fark etmişti, bu bencilliğini. Onu bırakacak mıydı...
"Yemek yemek istemiyorum direkt uyuyalım." dedi Jungkook onun saçlarını kulağının arkasına doğru sıkıştırırken.
Esmerin saniyeler içerisinde kafasında geçen onlarca düşünceyi bilmese de gözlerinden anlamıştı. Bu yüzden onun daha fazla o karanlıkta bocalamasına izin vermeden söylemişti isteğini.
Taehyung'un büyüttüğü gözleri rahatlamışlıkla eski haline döndü, gülümsedi. Beraber uyumayı değil de yemek yemeyi reddetmiş olmasına sevinmemeliydi belki ama şimdi olduğu yerde zıplayabilirdi. Onu reddetmemişti, yeterliydi. Jungkook'un kolunu tuttu, odadan içeriye sokup yatağa doğru çekiştirdi. Ondan kolunu istemeyerek de olsa kurtaran Jungkook üzerini değiştirmeye gitti. Hemen kollarına almak istediği kişi için acele etti ve üzerini değiştirdi. Elini yüzünü yıkayıp tekrar yanına geldi.
O yatağa uzanınca Taehyung geçen yılları şaşırtmak istercesine hiç düşünmeden Jungkook'un bedenine yaklaştı. Aşmışlardı o zamanları. Ona ihtiyacı vardı farkındaydı. Belki de sadece ona ihtiyacı vardı. Bugün ve diğer günlerdeki pişmanlığın sebebi sadece oydu. Sarıldığı bedenin de kendisine ihtiyacı olduğunu içten içe hissedebiliyordu ama bu şey ona imkansız geliyordu. Jungkook'un kendisine ihtiyaç duyması hayallerinin çok ötesindeydi.
Bazen Taehyung onunla beraber olmak için dua ettiği sırada yanlışlıkla büyü yapıp yapmadığını merak ediyordu. Boynuna gömüldüğü kişinin onu bu kadar güzel tutmasının başka bir sebebi olamazdı.
