Selam,
normalde beni sonda görürsünüz ama sonlar pek okunmadığı için baştan bir şeyi söylemem gerek1.si bu ficte hiçbir psikolojik travmanın üzerinden kesin 'bu böyledir' denilerek bir iyileşme sürecine örnek gösterilmemiştir, fic yalnızca fictir
2. olarak bölümde cinsel içerik var
sonda tekrar görüşürüz
iyi okumalar__
"Kaygılarında nasıl da kehanetler sezmiştim..ama sevgilim, gözlerinde gökyüzü kalmış hala."
Dansa Davet | Jean Teulé
Jungkook arabasından inerken yan koltuğa bıraktığı poşetleri aldı Yuri için kedi maması, akşam için kafasında hazırladığı yemeğin malzemeleri ve kendi güzel kedisi için çilekler.
Eve doğru yürürken bir elinde telefonla Yoongi'nin dava sonuçlarını anlatmasını dinliyordu.
"Ne demek zaman aşımı ve kanıt yetersizliği?" elini yumruk yaparken avucundaki poşetleri sıkıyordu. "Taehyung'un aldığı zarar siktiğimin kanıtı sayılmıyor mu?" diye sinirle konuştu.
Karşısındaki adam arkadaşının sinirini de çaresizliğini de anlıyordu ama o da aynı derecede çaresiz kalmıştı beş aydır bununla, bir tanık bulmakla uğraşıyordu fakat küçük de olsa yardımı dokunacak bir şey eline geçmemişti. Şimdi yaklaşık bir saattir bunu arkadaşına anlatmaya çalışıyordu.
Kapıya yaklaşan Jungkook son ettiği küfürün ardından Taehyung'un duymasını istemediğinden "Şimdi kapatıyorum, sonra yanına uğrayacağım. İkna olmadım Yoongi" dedi ve telefonu tam kapının önünde kapattı. Yüzündeki öfkeyi silmeye çalıştı.
Bir elinde poşetlerle diğer elindeki telefonu cebine koyup anahtarı bulmak için kafasını eğerken aniden açılan kapıyla şok oldu. İrileşmiş gözleri ve hafif açık kalan ağzıyla kafasını kaldırarak açan kişiye baktı.
Taehyung açtığı kapıya dayanmış ve Jungkook'a alttan, dudaklarını ısırarak bakıyordu.
Ne yaptığının farkında, önce onun elindeki poşetlere sonra tekrar şaşırmış bir çift göze bakıp güldü. "Hoşgeldin" diyip ayakları hala kapının pervazındayken vücudu neredeyse dışarıda denilebilecek şekilde önündeki bedenin boynuna sarıldı.
Jungkook'un boşta olan eli otomatik olarak beline giderken hala tam olarak algılayamamıştı. Dile kolaydı tam 8 yıldır Taehyung ona kapıları açmamıştı, her anlamda.
Ayrılmak için geri çekilecek olan Taehyung'u bırakmayarak elindeki poşetlerle beraber onu da havaya kaldırdı. Ayakları yerden ayrılan Taehyung kırkırdamalarının arasında bacaklarını Jungkook'un beline sardı. Kucağındaki bedenle içeri giren Jungkook ayağıyla arkasında kalan kapıyı kapattı ve mutfağa doğru ilerledi. Önce elindeki poşetleri sonra biraz kenara kayarak Taehyung'u tezgaha oturttu.
Alnını onun alnına dayarken "Aferin sevgilime." dedi kapıyı açmasını kast ederek. Jungkook Taehyung'u küçücük bir şey bile yapmış olsa desteklemeye bayılıyordu. Onun tarafından şımartılmaya da Taehyung bayılıyordu. Bu yüzdendi şımaran Taehyung'un burunlarının ucunu sağa sola sallayıp birbirine sürtmesi.
"Sürekli kendimizi bu konumda buluyoruz." dedi Jungkook hala kıkırdayan esmerin saçlarını kulağının arkasına iterken.
Boynundaki kolları daha fazla sıkılaştırma isteğine karşı koyamayan Taehyung ise bu konumlarını seviyordu. Aylar geçmişti ve bedensel temasları onu rahatsız etmek bir yana, yetmiyordu. Jungkook'un elleri ne başka bir yabancının ne de kendi elleri gibiydi.