Okulda ki Kavga Sırasında Sevilmeyen Çocuğu Korursun1/1

676 6 1
                                    

Tahtada ki soruya bakarken soru da bana bakıyordu. Kollarını önünde bağlamış olan matematik öğretmenimiz ise bana bakarak soruyu çözmemi bekliyordu. Öyle kalakalmıştım. Matematik de kötüydüm ve şimdi ise istemeden de olsa soru çözüyordum. Daha doğrusu çözemiyordum.

Mat. Ö: Evet Adel?

Öğretmenimize göz ucuyla bakmış, ardından yüzüme hüzünlü bir surat ifadesi takınmıştım.

"Hocam, ben bu soruyu çözemedim."

Mat. Ö: Neden acaba? Derslerde sürekli uyursan böyle olur. Her neyse, geç yerine.

Teşekkür eder gibi bakmış, ardından gülümseyerek geri yerime geçmiştim. Yerime hızla geçtiğimde rahat bir nefes vermiştim. Öğretmenimiz ise soruyu çözmeye başlamıştı bile. O sırada omzumda bir el hissettim ve arkama döndüm.

Arn: Sana demiştim uyuma diye.

"Ah, boş versene. Çalışırım elbet bir gün."

Arn: O 'elbet bir günleri' çok gördük biz hanımefendi.

"Arin, lütfen. Bak lütfen, şu an değil."

Arn: Ah, peki.

Gülümsemiş, geri önüme dönmüştüm. Her zamanki gibi kollarımı masada birleştirerek üzerine ise kafamı koymuş, gözlerimi yummuştum. Kısa süre içinde kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

-

Beni uyandıran şey zilin sesi olmuştu. İstemeyerekte olsa başımı gömdüğüm kolumdan çekmiş, zorlukla gözlerimi açmıştım. Kollarım iyice uyuşmuştu. Kollarımı iki yana açıp, esnemiştim. O sırada yanıma Arin gelmişti.

Arn: Hadi kalk, kantine gidelim.

"Hmhm."

Arin beni kolumdan çekiştirerek kaldırmış, ardından ise koluma girmişti. Beraber sınıftan çıkarak kantine doğru ilerlemiştik.

Kantine girdiğimizde Arin'in ısrarı ile beni masaya oturtmuş, ardından ise içecek bir şeyler alacağını söyleyerek hızla ayrılmıştı. Ben ise boş boş etrafa bakınıyordum öylece.

Etrafa bakınırken birkaç masa ötede oturmuş, kitabını okuyan Jeon'u görmüştüm. İster istemez tebessüm etmiştim. Kendisi çok sessiz ve sakindi fakat okulsa sevilmiyordu. Bunun nedeni ise bir zamanlar yalan yanlış iftiraldı. Kendisine t*cavüzcü denmişti fakat bunlar yalandı. Hiçbir suçu olmamasına rağmen bunu bir türlü kanıtlayamamıştı. İnsanlarda inanmamıştı zaten. Ben ve Arin dışında. İkimizde Jeon'a inanıyorduk. Pek bir yakınlığımız yoktu.

Bir anda Jeon'un olduğu tarafa doğru Min Sung ve arkadaşlarının yürüdüğünü gördüm. Tam kalkacağım sırada kolumda bir el hissettim ve başımı çevirdiğimde Arin'in kolumu tuttuğunu gördüm. Başını iki yana sallamış, gözlerimin içine bakıyordu. Geri yerime oturarak Jeon'a bakmıştım. Min Sung ile arkadaşlarını gördüğünde kitabı kapatarak masadan kalkmıştı. Tam o sırada Min Sung, Jeon'un omzundan itekleyerek gitmesini engellemişti.

Min S: Nereye böyle Jeon?

Jeon cevap vermemiş, öylece bakıyordu. Arin içecekleri masaya bırakarak yanıma oturmuş, ardından elimden tutmuştu. İstemeden de olsa Arin'in elini sıkıyordum. Sakin kalmalıydım.

Min S: Ne o, dilini mi yuttun?

Min Sung ve arkadaşları gülmeye başlamıştı fakat Jeon hâlâ öylece bakıyordu. Yüzünden nasıl bir ifade geçtiğini anlayamıyordum. Min Sung bir adım daha atmış, yüzüne ciddi bir ifade takınarak göğsünü üstünlük taslayarak kabartmıştı. Kendini bir şey sanıyordu.

Jeon jungkook (smut)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin