Bölüme başlamadan önce bir kaç şey söyleyeceğim. Peter bu kitapta feminen. Evet giyimi ve tarzı feminen bir tarzda olacak. Ne bileyim şortlar, dar şeyler, deri parçalar, hatta etekler, croplar falan. Bazen oversize de giyinebilir tamamen benim kafama bağlı ama çoğunlukla tarzı feminen ve eğer bundan rahatsız olacaklar olursa başlamadan bitirin arkadaşlar bu kitap size göre değil. Bölümde hikayenin genel yapısını olabildiğince açıklamaya çalıştım 1-2 bölüme daha da toparlanır zaten. Evet bu kadardı umarım beğenirsiniz.
Yanıbaşında akan nehrin sesi kulaklarına dolarken kuşların cıvıltısı içini huzurla dolduruyordu. Uçsuz bucaksız yeşil çimenlerle ve rengarenk çiçeklerle kaplı bu yerde otururken huzurlu olmamak elde değildi zaten.
Omega derin bir nefes alarak temiz havayı bolca doldurdu ciğerlerine. Kesinlikle cennetteydi. Böylesi harika bir yer ancak cennet olabilirdi çünkü.
Manzaraya dalmışken birden beline dolanan sıkı kollarla yerinden sıçradı ancak sonra aldığı koku onu sakinleştirdi. Koku yabancıydı, kendisine sarılan beden yabancıydı, bulunduğu beden bile yabancıydı.
Nehirde ki yansımasına baktığında sarı saçlı güzel bir kadınla göz göze geldi. Parlak masmavi gözleri adeta okyanusları andırıyordu. Zarif bedeni ve bembeyaz teniyle melek gibiydi.
Omeganın bunun bir rüya olduğunu anlaması zor olmadı. Sanki herşeyi bir bariyerin ardından izliyor gibiydi. Görüyor, hissediyor ancak müdahale edemiyordu. Tanımadığı o alfadan uzaklaşmak istesede yapamıyordu.
Bedeninde olduğu kadın kendisini alfaya yaslayarak "Alfam.."diye mırıldandı. Kafasını geriye atarak geniş omuza yaslandı ve gözlerini kapadı. Belindeki güçlü kolların hissiyatı aniden kaybolduğunda endişeyle aralandı bu kez gözleri. Gördüklerinde donup kaldı.
Az önce berrak bir şekilde akan nehir şimdi kan kırmızıydı. Alfa ortalarda görünmezken ayaklarını bastığı çimenlerin yerinde kuru bir toprak ve kafatasları vardı. Korkuyla arkasına döndüğünde önünde serili yüzlerce cesetle karşı karşıya kaldı.
"Hayır..."diye fısıldadığında gök yarılırcası gürledi, yağmur bardaktan boşalırcasına yağmaya başlarken onca kanı temizlemeye yetmiyordu.
Kadın koşarak kaçmaya başlarken omega olduğu yerde korkuyla küçülmüş gördüklerini aklından atmaya çabalıyordu. Her seferinde alışmak yerine sanki daha da etkileniyordu bunlardan.
Sarışın kadın ayağı takılıp yere düştüğünde çevresini saran kan emici canavarlarla korkusu daha da artarken omega sadece bu kabusun bir an önce biterek uyanabilmeyi diledi çaresizce.
Heryer karanlığa gömüldüğünde uzaktan adının seslenildiğini duydu omega. Nefes nefese ve ter içinde yataktan doğrulduğunda etrafına bakındı hızla.
Odasındaydı. Yeni doğan güneş gözünü kamaştırırken sıcaklığını teninde hissediyordu. "Kabus," dedi kendi kendini rahatlatmak için derin bir nefes alırken. "Kabustu, geçti."
Alnında birikmiş teri silerken kız kardeşi odasına daldı birden. "Peter! İki saattir sana sesleniyorum uyansana artık- ah uyanmışsın. Sen iyi misin? Rengin solmuş sanki."
"Sana da günaydın Gwen! İyiyim yeni uyandığımdandır."
"Anladım. Hadi hemen hazırlanıp gel Stephen geldi bizi bekliyor, kahvaltı edip çıkacağız."
"Tamam." Sarışın kız odadan çıktıktan sonra Peter'da kalkıp banyoya ilerledi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra aynadaki yansımasına baktı. Aklına rüyasındaki kadın gelirken sanki tekrar onu görür gibi olduğunda hızlıca gözlerini kırpıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROWENA (Omegaverse)
FanfictionYüzyıllar önce vampirler tarafından yapılan omega soykırımı kurt dünyasını derinden yaralamıştı. Yüzyıllar sonrasında bile yeryüzünde çok az sayıda omega vardı. Bunlardan biride Peter Stark'dı. #Spideypool #omegaverse #ironstrange Başlangıç:20/07/20...