▪Rowena▪

279 38 119
                                    

Söz verdiğim zamanda atamadığım için çok özür dilerim. Bazı internet sorunları ve köyde yaşama problemleri. Kusura bakmayın lütfen...



Esmer adam önündeki kupalara kahve doldururken bir yandan da arkada mutfak adasında oturan kadınla sohbet ediyordu. "Laura'ya uğramış sonra da eve gelmiş olmalı. Bana hala anlatmadı, okuldan erken ayrılmış ve Gwen bile bilmiyor. Muhtemelen benimde bilmediğimi sanıyor o sırada dışarıdaydım. Neyseki Laura'nın yanına gitmiştim. O da söylemese hiçbir şey bilmem."

Kızıl saçlı kadın oturduğu sandalyede geriye yaslanıp kollarını önünde bağladı. "Fazla evham yapıyorsun Tony. Alt tarafı okuldan çıkarken sana haber vermemiş. Genç o, gezmek istemiştir. Kasabada yalnız dolaşmasına neredeyse hiç izin vermiyorsun."

Tony iç çekip kupalardan birini ona uzatırken diğerinden küçük bir yudum aldı ve kadının karşısına oturdu. "Çünkü tehlikeli. Hem Peter hiç böyle yapmazdı. O akşam yemekte çok sessizdi, erkenden odasına kapandı, düşünceli gibiydi. Bir şey olmuş olmasın."

"Evet, tabii. Kesin ormana gitmiş orda da bir sürü kavgasının ortasında kalmıştır(!)."

"Olmadı belki ama olabilirdi!"

"Peter ormana girmemesi gerektiğini biliyor, zaten kasaba sınırlarında vahşilerin ve vampirlerin girmesini engelleyen büyülü bariyer var. Hem, madem bu kadar eminsin neden ona sormuyorsun?"

"Bana anlatmaz, muhtemelen geçiştirir ya da yalan söyleyebilir."

"Ya da hiçbir şey olmamıştır ve direkt eve gelmiştir."

"Oğlumu tanıyorum Nat."

"Tamam! Öyle olsun. Artık şu konuyu kapayabilir miyiz? Çünkü bir sonuca varamıyoruz." Tony oflayarak kafasını salladı. Alfa kadın doğru söylüyordu. Belli ki yalnızca konuşup duracaklardı.

"Senin bugün toplantın yok muydu? Şu hastane ile." Natasha'nın sorusuna güldü Tony. "Evet vardı." diye cevapladı duvardaki saate bakarken. "Hatta yarım saat önce bitmiş olmalı."

"Ve sen evdesin çünkü?"

"Çünkü Strange'de toplantıya gelecek-ti." Natasha onun ne yaptığını anladığında omegaya 'sen iflah olmazsın' bakışları attı. "Birazdan burada olur değil mi?"

"Muhtemelen." Tony kahvesinden keyifli bir yudum aldıktan sonra aklına gelen şeyle sessizce gülmeye başladı. "Şimdi suratı da sinirden kıpkırmızı olmuştur." O gülmeye devam ederken evin içinde zil sesi yankılandı.

"Ah, işte geldi. Beklediğimden çabuk oldu." Tony acele etmeden kapıya gidip açtığında kendisini kızarmış suratlı bir Stephan karşıladı. Tıpkı tahmin ettiği gibi...

"Stephan!" dedi sanki buraya gelmesine şaşırmış gibi. "Neden geldin?"

"Neden mi? Çay saati için gelmiştim, kaçırdım mı yoksa!?" Alfa öfke akan sesiyle sorduğunda Tony bu kez gülmesini tutmadı. "Maalesef kaçırdın. Ama istersen başka şeyler var. Nat! Evde hiç zehir var mıydı? Sanki geçen hafta almıştık." Kafasını arkaya doğru çevirerek içeri seslendiğinde cevap gecikmedi.

"Evet! Bodrumdaki fare için. Biraz artmıştı."

"Harika! Ne fark ettim biliyor musun Strange? Bir haşereden hiç farkın yok. Rahatsız edici, mide bulandırıcı, ve çirkin. Vay canına aynısınız!" Stephan sinirle soluyarak içeri adımladı ve Tony'nin omuzuna çarparak eve girdi. "Bende senden nefret ediyorum Tony!"

Tony ona göz devirerek kapıyı kapadı. "Girebilirsin tabii ne demek." diye de söylendi peşinden giderken.

"Toplantıya neden gelmedin?" Omega, salonun ortasında bir o yana bir bu yana yürüyen alfaya baktı kollarını önünde bağlarken. Onu bu hale getirmiş olmaktan öyle zevk alıyordu ki.

ROWENA (Omegaverse)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin