FİNAL

232 17 3
                                    

Selamlar.
Kitabı halen daha okuyan var mı, emin değilim, yine de yazmaya devam ediyorum. Okuyan var ise; iyi seyirler dilerim.)
/Beyonce- Summer Renaıssance\

Yazın bitimiyle birlikte bizim hikayemizde bitecekti, hissediyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazın bitimiyle birlikte bizim hikayemizde bitecekti, hissediyordum. Yani, demek istediğim, hayatlarımız birleşecekti!

İbrahim Emir'i henüz ailemle tanıştırma fırsatım olmasada -bunu nasıl yapabileceğimi henüz düşünüyordum- onunla evleneceğimi, teknede geçirdiğimiz günün sabahında kesinleştirmiştim.

Hem neden evlenmeyecekmişim ki? Adam basbaya yakışıklı ve efendi bir çocuktu. Ara sıra; 'henüz tanışalı birkaç ay bile olmadı' dediğimi düşünürken, kendimi bir başıma odamda buluyordum fakat... elden ne gelir? Seviyordum.

Günümüze gelecek olursak; Aslı arkadaşımla birlikte, Efe'yi karakoldan alıp, evimize geçiyorduk. Kendisinin bu olaylı, aksi tavırları hakkında; benim olmadığım tek bir gün içerisinde, evdekilerin odak noktalarına çekmeyi başarması hakkında kötü bir şey demeyecektim. En azından koskoca bir buçuk gün içerisinde eve uğramadığımın gerçeği, henüz annemler açısından fark edilmemişti.

"Efe! Rahat durda şu kaşına bakalım, yarmışsın güzelim kaşını." Benim iyi niyetli güzel kalpli arkadaşım, Efe'yi karakoldan aldığımızdan beri, yanımızdan ayrılmamıştı. Efe'yle yakından ilgilenebilmesi; bir nevi kendisine ait olduğuna inanıyordu. Niçin miydi? Sanırım sizlere bu kısmı anlatmayı unutmuştum...

Efe dün gece ekstra vardiyansını doldurabilmek adına, çalıştığı barda garson eksikliği yüzünden, ayakçı olarak mekanda aylak aylak dolaşmaya başladığında, bizimkini; kıyıda köşede saklanırken yakalamıştı.

Aslı'nın asık suratlı olması ve tedirgin bir şekilde etrafına bakmaya çalışması, kuzeniminde dikkatini çektiğinde soluğu hemen kızcağızın yanında almakta bulmuştu.

Arkadaşıma niçin üzgün olduğunu sormuş, soruşturmuş, -biraz da benim nerede olduğumu da öğrenmek istemiş- en sonunda Aslı'ya sert bir üslupla yaklaşan bir dağ ayısının; aslında gecenin tek probleminin bu adam olduğunu fark edebildiğinde, bu sefer yabancı adamla konuşmayı gerek görmemişti.

Adamın burnuna, sağlam bir yumruk geçirdiğinde, bütün her şey, bir disko topunun altında, ışıltılı ve sarhoş bedenlerin arasında hızla yayılmıştı. Herkes oluşan kavgadan dolayı, kaçışmaya başlamış ve bizimkiler soluğu en sonunda karakolda almak zorunda kalmıştı.

Artık, Efe'nin bu tür cazgır, sorunlu tavırlarına alıştığımdan mıdır nedir, arkadaşım Aslı sabahın köründe beni aramaya başlar başlamaz, telefonun bir ucunda, elini doyasıya tuttuğum İbrahim Emir'in, sevgilim yanında, beni acilen karakola çağırdığını duyar duymaz kahkaha krizine girmiştim.

'Aman Aslı! Bıraksaydın da akşama kadar nezarethanede kalsaydı!' Bunu bile demiştim, aman tanrım.

"Evladım! Sen iyice dağ başında yaşadığımızı düşünmeye mi başladın. Delirdin mi sen? Adamla konuşmadan, etmeden, pataklamak ne demek?"

GÜLÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin