35 | final

39 4 18
                                    

"Durumu kritikliğini koruyor. Çok fazla kan kaybetmiş. Şu an yoğun bakımda, bilinci kapalı."

"Çok fazla duygusal şeyler yaşadı. Hepsi peş peşe oldu. Önce sevgilisini kaybetti, sonra tam her şey düzenine oturdu derken bebeğini kaybetti."

Başhekim Namjoon kafasını olumlu anlamda salladı.

"Çok üzgünüm ama buradan kurtulup kurtulamayacağı ona bağlı. Savaşırsa; başarır, hayata geri döner. Eğer savaşmazsa... Yapacak bir şeyimiz yok. Çok üzgünüm."

Jessica dolan gözleriyle kafasını sallayıp teşekkür etti.

Sırtını duvara yaslayıp elini ağzına kapattı. Canı çok acıyordu. Odanın içini gösteren camın önünde dikilen Yerim de farksız değildi.

Göz yaşları artık tükenmişti.

Elini cama koydu.

"Lütfen Jungkook. Hayatta kal."




×××




2 Yıl Sonra...

"Merhaba Jungoo."

Yerim yüzündeki buruk gülümsemeyle mezar taşının yanına çöktü.

"Özür dilerim. Anca cesaret edebildim yanına gelmeye. Beni bıraktığına inanmam uzun sürdü."gözünden yaşlar akarken yine de gülümsüyordu.

"Gahyeon'a kavuştun değil mi? Hep bunu istiyordun. Bebeğimiz de yanında mı? Bana benziyor değil mi? Söylemiştin."

Mezar taşının üzerindeki tozları eliyle sildikten sonra devam etti.

"Jess ve ben çok üzüldük. Önce bebeğimiz, daha sonra sen... Çok üzdünüz bizi. Ama orada rahatsın, değil mi? Beni hep izliyorsun biliyorum. Bu yüzden sürekli seninle konuşuyorum, sana mektuplar yazıyorum. Hepsini bir kutuda biriktiriyorum ve kutunun kapağını açık bırakıyorum. Belki gelip okursun diye. Geliyorsun, değil mi? Ben göremiyorum ama. Keşke görebilsem."

Elindeki bir dal gülü toprağın üzerine koydu.

"Jess burayı çok güzel yapmış. En sevdiğin çiçeklerle doldurmuş. Ben de sana gül getirdim. Bana hep alıyordun, ben de kulağımın üzerine koyuyordum. Beni gülerek izliyordun Jungkook."yüzündeki gülümseme silinirken göz yaşları daha da şiddetli akmaya başladı.

"Şimdi bana gül alan da yok, beni izleyen de..."

Hıçkırdı.

"Sana bir şey söyleyeceğim. Bunu... Daha önce söylemeliydim. Gahyeon söyleme dedi ama... Ben aramızda sır olsun istemedim hiçbir zaman. Sana anlatacaktım. Yemin ederim. Sadece erteledim sürekli. Belki Gahyeon söylemiştir sana orada."

Burnunu çekip devam etti.

"Gahyeon ölmeden önce bana mesaj atmıştı sevgilim. O öldükten sana göz kulak olmam için. Seni o kadar iyi tanıyordu ki... İntihar etmeyi deneyeceğini biliyordu. Ben bilemedim. Bir daha yapmazsın sandım. Yanıldım Jungkook. Keşke senden hiç ayrılmasaydım o gün. Hep yanında olsaydım, şimdi burada olur muydun? Olurdun, değil mi? Engel olurdum ben sana."

Elinin tersiyle yanağındaki göz yaşlarını sildi.

"Özür dilerim Jungkook. Umarım orada mutlusundur. Ben de yanına geleceğim ama Jessica'yı bırakamıyorum. O çok üzgün. Birisine ihtiyacı var. Şimdi psikolog seansıma gideceğim. Senin gittiğin doktora gidiyorum. Çok sevimli bir kadın. Başhekim Namjoon'un eşiymiş. Ben de senin eşin olacaktım. Ben-"kesik kesik aldığı nefesler ciğerini acıtırken derin bir nefes aldı.

"Neyse Jungoo. Başını şişirdim, özür dilerim. Yine geleceğim sevgilim. Oh... Sana böyle seslenmemeliyim. Gahyeon yanında, değil mi? Aranız bozulsun istemem."

Oturduğu yerde ayağa kalktı.

"Görüşürüz Jungkook. Görüşürüz Gahyeon. Görüşürüz bebeğim."

-----
ay noldu ayol
nsptım ben

f:22temmuz22

Stay Alive ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin