iyi okumalar!
**
Yüzüme bakmadan cevap verdi, "Efendim?"
"Telefonunu verir misin? " diye sordum. Parmağı ekranda gezinirken aniden istediğim şey ile ekranı kapattı.
"Neden, ne yapacaksın telefonumla?"gözlerimi devirerek telefonuna uzandım. Yaptığım ani hareketle telefonunu diğer eline alarak benden uzaklaştırdı.
"Bir şeye bakacağım, versene."
"Verir misin dersen veririm."
"Çağın telefonu verir misin?"
Düşünüyormuş gibi yapınca sinirle güldüm. "Hayır, veremem."
"Eh yeter be!" diyerek üzerine atladım. Amacım telefonu almaktı ama beklenmeyen bir şey oldu.
Benim ani hareketimle, Çağın beklemediği için ona kafa attım. "Ah! N'apıyorsun kızım?!"
"Verseydin sende telefonunu!" kafasını ovalayarak gözlerini devirdi.
"Kafan da kaya gibi çok sert!" diye yüksek sesle konuştu. "Hint dizisinde olsaydık dudaklarımız çarpışırdı, öpüşürdük. Bende şans olsaydı zaten."
"Sapık mısın, ne söylüyor o dilin?!" dedim ve devam ettim, "Ayrıca Hint dizisinde olmuyor bu, Kanal7'de hiç öpüşme sahnesi olmadı. Kore dizisi o Kore, seni cahil!"
"Öpüşüyorlar, Kanal7 mi veriyor sanki sadece Hint dizisi?!"
"Annem sadece Kanal7'den izliyor, biz başka kanallardan izleyip ihanet etmeyiz!" dedim ve dil çıkardım.
"Senin dilin çok uzadı ama ısırırım o dilini."
"He bok ısırırsın dilimi. Seni kapçık kelle!"
"Kapçık kelle mi? O ne kızım, Türkçe konuş." dedi. 'Çok cahilsin keşke ölsen.' bakışımı attım ona. Ne bu cahillik arkadaş!
"Türkçe konuşuyorum zaten anlamıyorsan o senin sorunun."
Lan! Ben hâlâ neden Çağın'ın üstündeyim? Kendime gelince üstünden kalkmaya çalıştım. Yerim rahattı aslında ama çok şey etmeye gerek yok.
Üzerinden kalkamadan belimden tutup beni kendine çekti. Ona tekrar kafa atmamak için iki yanından koltuğa tutundum. Bakışlarımız çarpışınca ona sinirle bakan yüzümü yumuşattım. Tabi biraz sert bakıyordum, kendimizden ödün vermememiz lazım sonuçta.
Bana şu an sevgi dolu bir şekilde bakıyordu. Neden böyle baktığını çözemedim. Bunu ona sormak daha doğru olacağı için, sordum. "Çağın?"
"Hm?" yutkundum.
"Neden öyle bakıyorsun?" dudakları yukarı doğru kıvrıldı hafiften.
"Nasıl bakıyorum?" gülümseyerek sordu bu soruyu. İlk defa bana böyle gülümsemişti.
"Böyle işte şu an baktığın gibi. Ayrıca bana ilk defa böyle gülümsedin." son cümleyi söylemeyi düşünmüyordum, benden bağımsız çıktı dudaklarımdan.
"İlk defa mı?" kafamı aşağı yukarı salladım. "Körsen ben ne yapabilirim?"
"Sensin kör!" kafasını iki yana salladı. Onu taklit ederek ben de kafamı iki yana salladım. Metal grubundaki şarkıcılar gibi kafasını sallamaya başlayınca ben de aynısını yaptım.
"Ah! Gözüme sok saçını gözüme." dediğini yaparak saçımı gözüne sokmaya çalıştım. Tabi karşılık olarak beni üzerinden ittirdiği için yere yapışmam saniyeler içinde gerçekleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sevilmeye ihtiyacım var |texting✓
Teen Fictiontamamlandı. Bilinmeyen Numara: 1 kilo pambıq mu 1 kilo dəmir mi yoksa mənə yaşatdığın ızdırab mı daha ağır? şeref'siz: sana yaşattığım ızdırapların daha ağır olmasını dilerim Bilinmeyen Numara: kaydettiğim ismin hakkını veriyorsun gerçekten Bilinme...