6.BÖLÜM

8 5 0
                                    

Eraya olanları anlatırken yer yer çatık kaşlarla yer yer şaşkın gözlerle dinledi beni. Ama asla lafımı bölmedi, yorum yapmadı. Lafımın kesilmesini sevmediğimi biliyordu. Bana sıkı sıkı sarıldıktan sonra yanında olduğumu söyledi defalarca.

Eraya her şeyi anlattıktan sonra Eray sabah daha detaylı konuşacağımızı söyleyip yatmak istedi. Zaten gecenin kaçında uyanmıştı. Konuşmamız ardından bir saat geçti. Bir türlü uyuyamamıştım. Kendime bir kahve hazırlayıp balkona oturmaya karar verdim.

Balkona Erayla beraber eski konteynırlardan yaptığımız sandalyelere oturdum. Çevreye, tek yük geçen arabalara bakarken ağacın altında park halinde olan bir araç çekti dikkatimi.

Bu araba siyah Mercedes.

Onur'un.

Ne işi vardı onun burada , gitmedi mi ?

Ayağa kalkıp aracın ön camına baktığımda Onur'un kafasını arkaya yaslayıp uyuduğunu gördüm.

Yanına gidelim mi ?

Olur. Yani niye gelmiş onu öğrenmek için. Kendi kahvemden bir tanede Onur'a yaptıktan sonra ince bir paketle aşağı indim.

Arabanın camına geldiğimden Onur'un bebekler gibi masum şekilde uyuduğunu gördüm. O an içimde bir ağaç filizlendi. O filiz büyüyüp bana oksijen mi olur, yoksa dalları ciğerime karışır nefesimi mi keser  şu an bilmiyorum ama bu görüntü her şeye değerdi.

Onu daha fazla izlemek isterdim ama hava çok soğuktu. Cama iki kere hafifçe vurmamla Onur bir anda şıçradı yerinden.

Korkuttum mu acaba ? Nasıl bu kadar hafif bir uykusu var?

Onur uyku sersemi gözlerini iki elinde kahve omzunda pikeyle  soğuktan titreyen bana diktiğinde kahveleri havana kaldırıp gülümsedim.

Eliyle yüzünü ovduktan sonra kapıyı açıp dışarı çıktı. Çıktığı an titremesi gözümden kaçmamıştı.

"Defne ne işin var burada ?"dedi.

Gerçekten bu soruyu o mu soruyordu? "Sana sormalı senin burada ne işin var?"dedim. Elini ensesine atıp yalandan kaşıdı.

"Ben senin için kalmak istedim. Pek iyi bir gece geçirmedin. Bir şey olursa diye beklemek istedim." Sözleri bittiğinde bakışları da yere inmişti.

Benim için kalmış. Beni önemsemiş. Bunu ötesi var mı ya? İçimde filizlenen ağaç galiba bana oksijen olucaktı. Kimsesizlikle boğulduğum bu zamanda bana nefes olucaktı. Aile olucaktı belkide.

Kimse sorunlu bir kızı sevmez.

Ama o beni sever? Dimi sever? Sonuçta bu saatte burada. Benim için beklemiş.
"Bende sana kahve getirdim." Elimdeki kahveyi uzattığımda gülümseyerek aldı.

Soğukla beraber ani bir titreme  geldiğinde Onur kahveyi kaputa bırakıp bagaja yöneldi. Bagajdan kendisine ait olduğu belli olan bir ceket ve bir orta kalınlıkta battaniye çıkardı.

Bunların arabada ne işi var diye soramadan "Tedbir." Dedi kısaca .

Bende kahvemi kaputa koyup ceketini giydim. Onun gibi kokuyordu. Huzur kokuyordu. O kadar güzel kokuyordu ki onu  bir meyveye, bir çiçeğe herhangi bir şeye  benzetmek kendi has kokusuna hakaret olurdu.

BEYAZ ZAMBAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin