Bölüm 1

73 32 47
                                    

  
Her hikâye yeni bir hayat demektir bu yeni hayata başlama tarihlerinizi alalım.

Hayat bizi hep beklemediğimiz yerlerden imtihana sokardı. Benim de en büyük imtihanımdı. Gördüklerimle yaşıyor aklımın oyunlarıyla sınanıyordum.

Evden yine kaçıyorum. Bu duvarlar benim üstüme doğru geliyor ama bunu kime desem "Saçmalama duvarlar hareket etmez. Sen odandan çıkmadığın için öyle gelmiştir. " diye beni avutmaya çalıştı.

Üstümde çizgili bol pijamam ve ince bir kazak vardı. Saçım başım dağınıktı sanki savaştan çıkmış gibiydim. Hava serindi ama benim içimde sönmeyen bir ateş ve boğulma hissi doluydu.

Onu bulmalıyım. Nereyi arayacağımı ne yapacağımı bilmiyorum ama onu bulup herkese ölmediğini kanıtlamalıyım. Bana bu gece ölmediğini, sadece insanlardan saklandığını söyledi onu bulup herkese bunun gerçek olduğunu kanıtlamalıyım.

Koşar adımlarla bir inşaata geldim. Sessiz ve güzel bir yerdi. İnşaata çıkıp oraya bağdaş kurup oturdum. Sadece rüzgar sesi ve kuş sesleri vardı. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Gözümü açtığımda yine karşımdaydı, gelmişti onu bulmuştum ama arkası dönüktü. Ayağa kalktım, ona doğru bir adım atıp "nolur geri dön, seni çok özledim gel artık saklanma bitsin bu hasret" dedim. Hiç bir cevap vermedi inşaatın merdivenlerine doğru gidip hızlı adımlarla üst katlara çıktı.

Peşinden koştum yine bir umut onu bulmak uğruna çırpındım. Ben bütün hayatımı ona bağlamıştım. Onla yaşadığını hissetmiştim. Sesi, gözleri, kokusu bütün benliği bana var olduğumu hissettiriyordu.

Yine gözden kaybetmiştim neden kaçıyordu. Benim ona zarar veremeyeceğimi bile bile benden uzak kalıyordu. En üst kata kadar çıktım. İnşaatın en uç köşesinde önünü bana dönmüş bekliyodu. Ona doğru daha da hızlı adımlarla gittim. Aramızda onu tutmam için sadece bir adım kalmıştı. Elini uzattı ve "Ben seninle gelemem amaa sen benimle gel" dedi ve kendini geriye doğru itti.

O an bütün hislerim acıya büründü. Sanki vücudum iki duvar arasında sıkışmış da nefes almam için hiç hava kalmamış gibiydi. Onun yok oluşu yine benim nefessiz kalışım olmuştu.

"Hayır hayır hayır" düşemezdi onu bir kez daha kaybedemezdim. Hızlıca ileriye doğru atıldım ve elimi uzattım ama tutamadım. Yine onu kurtaramamıştım.

Bağırarak uyandım. Terler içinde kalmıştım. Soluk soluğa derin nefesler almaya başladım. Bu kabuslar o kadar çok canımı yakıyordu ki sanki ağrıyan kalbim vücudumdan çıkmak için çırpınıyordu. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki bir kuşun kafesinden kaçmak için çırpınışları gibi hissettiriyordu.

İnsan her gece defalarca ölür müydü. Ben ölüyordum. Ne kadar nefes aldığımı hala kalbimin attığını söyleseler de ben her gece defalarca ölüyordum. Yaşamak bu değildi yaşamak kalbimin atmasından daha öte bir şeydi ben yaşamıyordum. Yaşamadan defalarca ölüyordum. Onsuzluk beni öldürüyordu.

Annem hızlı bir şekilde odadan içeriye girdi, yanıma gelip elimi tuttu. "Korkma kızım sadece kötü bir kabus görmüşsün uyandın geçti korkma artık " dedi.

Hiçbir şey geçmemişti. Bitmiyodu bu kabuslar çok canım yanıyodu. Onu her gün kurtaramamak beni her gün öldürüyodu. Tek umudum onu bulup kurtarmaktı. O bana gitmeyeceğinin sözünü vermişti bu hikaye böyle bitmeyecekti. O sözlerini hep tutardı,yine tutacaktı.

Annem bir bardak su uzatıp "ağlama benim güzel kızım hadi gel, kalk biraz dışarı çıkıp hava alalım" dedi. Oysa bilmiyordu ki onun nefesinden başka hiçbir hava bana kendimi iyi hissettiremezdi.

Hayalin  Ötesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin