7. Bölüm "Oyunlar ve Oyuncular"

227 29 38
                                    

Afişimiz nasıl olmuşş? Modellerimiz bunlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Afişimiz nasıl olmuşş? Modellerimiz bunlar. Aslında model seçmeyecektim ama İnstagram'da post hazırlamak için lazım oluyor. O yüzden bu modelleri kullanacağım artık.

Bölüm şarkısı:
Bohnes - Middle Finger 

Keyifli okumalar!

    Mahkeme vakti gelip çattığında Ateş oldukça gergindi. Bir sürü suistimal yüzünden bir sivilin hayatı sönmüş, bir çömezin hayatı kararmıştı. Sıkıntılı bir nefes verdi. Gerginlik ile elini saçlarına atıp karıştırdı. Sarı saçları alnına düşerken elinde tuttuğu belgeleri daha da sıktı. Mahkemenin yapılacağı yere geldiğinde beklemeden önündeki gri kapıyı açtı. İçeri girip odada bulunanlara baktığında jüri olarak seçilen beş kişi kapının solunda yer alırken, mahkemeyi yönetecek olan hakim ve savcı odanın sol kısmında yer alıyordu. Görev esnasında Mira’ya yakın yerlerde duran askerler ve Elias Fabio odanın sağ tarafında izleyici kısmında bulunuyordu. Kapının tam karşısında ise Ateş için ayrılmış bir yer, odanın tam ortasında ise sanıkların dinleneceği kürsü vardı. Odada bulunanlara bir baş selamı vererek savcının oturduğu kürsünün önüne geldi. Elindeki görev raporlarını savcıya uzattı.

      Savcı raporları alıp hakim ile birlikte incelemeye koyuldu. Ateş ona ayrılan yere ağır adımlarla geçti. Topuğunun üzerinde döndü ve yönünü savcıya çevirdi. Dönerken etraftakilere kısa bir bakış atmayı ihmal etmemişti. Savcı esmer tenli, kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü, kırklı yaşlarda bir adamken hakim; kumral tenli, kumral saçlı, ela gözlü, ellili yaşlarda bir adamdı. Üzerlerinde cübbeleri bulunuyordu.

      Jüriler ise bu işe yıllarını vermiş üst düzey askerlerden oluşuyordu. Onlar da ciddiyetle önlerinde duran kağıtlara bakıyor ve kendi aralarında konuşuyordu. Tokmak sesi odada yankılandığında dava başlamıştı. Bu saatten sonra raporlar incelenmiş, sanıklar dinlenmiş, jüriler sorular sormuş ve olaya hakim olunmuştu. Sıra Mira Ayral’ı dinlemeye geldiğinde hâkim, Ayral’ın çağrılmasını emretti.

      Koridoru kendinden emin adımlarla arşınlayan Ayral, söyleyeceği şeyleri çoktan kafasında kurgulamıştı. Başı dik bir şekilde yanında gardiyanlar ile yürüyordu. Ellerinde kelepçe vardı. Her ne kadar buna gerek olmadığını söylese de prosedür gereği olarak kelepçe takılmıştı. Gardiyanın ona açıklama yaptığı an geldi aklına. Alayla gülmüştü prosedür olayını duyduğunda. Görevden geldiklerinde onu tutup içeri tıkmamışlardı, tıkamamışlardı. Çünkü bir sivilin öldüğü binadakiler tarafından duyulursa büyük bir kaos ortaya çıkardı. O yüzden Ayral’ın hiçbir şey olmamış gibi davranmasına müsaade edilmişti ama iş yargılanmak için mahkemeye çağrılmaya geldiğinde ona ne yaptığı hatırlatılmış, yerinin neresi olduğunu bileğine takılan kelepçeler ile belli edilmişti. O bir suçluydu, bileğine geçirilen kelepçeler ise suçunun getirdiklerindendi. Mira Ayral bunu inkar etmiyordu. İlk defa başkaldırmıyordu.

Sessiz UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin