0.4

97 17 45
                                    


WhatsApp

San-ah:

Günaydın Wooyoung.

Jung Wooyoung:

Günaydın San-ah.

San-ah:

Nasılsın?

Jung Wooyoung:

Sen yazdın daha iyi oldum.

Ama sende bir şey var gibi.

İyi misin?

San-ah:

Aslında biraz kötü hissediyorum kendimi.

Bugün okula beraber gitsek olur mu?

Jung Wooyoung:

Neden kötü hissediyorsun?

Bir şey mi oldu?

Umarım canına susayan birisi değildir canını sıkan/

San-ah:

Buluştuğumuzda anlatırım.

Nerde buluşalım?

Jung Wooyoung:

Sen konum at bana.

Gelirim ben yanına.

San-ah:

*Konum*

Bekliyorum.

Wooyoung gelen konuma bakıp hemen kapısının önünde duran arabasına binip yola koyuldu. San'ın neden kendisini kötü hissettiğini merak etmişti. Birisinin yüzünden olma ihtimali ise tüm damarlarında siniri hissetmesine neden oluyordu.

Yarım saat bile sürmeyen yolculuktan sonra navigasyondan gelen 'hedefe ulaştınız.' uyarısıyla etrafına bakındı. Ortalıkta in cin top oynuyordu.

"Nerdesin San."

Birkaç sefer daha bakındığında hâlâ gelmemişti San. Wooyoung yavaştan meraklanmaya başlarken hemen San'ı aradı. Uzun süre çalıştan sonra telefon açıldı.

"Tanrı aşkına San! Nerdesin!? Neden açmıyorsun?"

"W-wooyoung. Kurtar beni. Ahh!"

"San nerdesin! Kim var yanında!? Nerdesin?"

Birkaç defa daha 'San!' diye seslenmesine rağmen cevap gelmemiş ve telefon suratına kapanmıştı.

"Sikeyim böyle işi! Kimsin lan sen!"

Hemen rehberden Changbin'in numarasını bulup onu aradı. Birkaç defa çaldığında iyice sinirlenmişti.

"Açsana şu siktiğimin telefonunu!"

"Efendim Bay Jung."

SAYEWOO °WOOSAN°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin