0.6

83 15 65
                                    

"San'ı gördünüz mü?"

Gençler başlarını olumsuz anlamda salladığında Wooyoung teşekkür ederek San'ı aramaya devam etti. O olayın üzerinden birkaç gün geçmişti. Aralarında tuhaf bir iletişim vardı ama eskisi gibi değildi ve olmayacağını çok iyi biliyordu ikiside.

Wooyoung birkaç kişiye daha sorduktan sonra endişesi çoğalmaya başlıyordu. Az önce yanındaydı, birkaç saniye içinde, kaşla göz arasında yok olmuştu.

"San-ah nerdesin?"

Cebinden telefonunu çıkartıp San'ı aradı.

Çaldı...

Çaldı.

Ama bir türlü açılmamıştı. Koşar adımlarla aramaya devam ederken okulun arkasına dolanmıştı Wooyoung. Ona bişey oldu düşüncesi bile mahvediyordu onu.

O ne kadar onu reddetmiş olsa bile...

Wooyoung ilerlemeye devam ederken karşısında iki gencin kavga ettiğini gördü. Kişileri dikkatle incelendiğinde aradığı kişinin orada olduğunu fark etti.

"SAN!"

San bakışlarını Wooyoung'a çevirdiğinde karşısındaki beden karnına iyi bir yumruk indirmişti.

"NOLUYOR LAN ORADA!?"

Wooyoung koşarak yanlarına vardığında San'a vuran adamı tuttu ve bakışlarını San'a çevirdi.

"San. İyi misin?"

San onaylayan mırıltılar çıkardığında Wooyoung bakışlarını tuttu adama çevirdi.

"Sen kimsin? Ve ne cüretle ona vurursun!"

Adam bir anda kahkaha atarken Wooyoung daha çok sinirlendiğini hissediyordu.

"Tanrı aşkına San. Gidip kendine koruma mı tuttun? Seni bende korusun diye hm?"

Wooyoung iyice sinirlendiğinde adamı tuttuğu elini sıktı.

"Ne saçmalıyorsun Mingi! Arkadaşım o!"

Wooyoung girdiği durum karşısında şaşırsada birşey demeden Mingi'ye bakmaya devam etti.

"Öyle olsam ne olcak ki? Seni benden kim koruyacak onu düşün sen."

Wooyoung Mingi'nin karnına sert bir yumruk attığında Mingi acıyla inledi. Wooyoung tekrar San'a dönerek koluna girdi ve ordan uzaklaştılar.

"Bu iş burada bitmedi Choi San!"

Wooyoung dişlerini sıkarak kendini tutmaya çalışırken San'a belli etmemeye çalışıyordu ama San çoktan fark etmişti.

"Wooyoung. İyi misin?"

Wooyoung bakışlarını ona çevirdiğinde göz göze geldiler.

"Sana başka bu piç gibi davranan var mı?"

San birkaç saniye duraksayarak önüne döndü.

"Bu güne kadar o da öyle değildi."

Wooyoung kendini tutamayacağını fark ettiğinde San'ı önüne alarak gözlerine baktı.

"Bundan sonra yanında ben varım ve sana zarar vermelerine izin vermeyeceğim."

San'ın gözleri dolarken kollarını hızla Wooyoung'un boynuna doladı. Bu gün kırıldığı kadar başka bir gün kırıldığını hatırlamıyordu.

"İyi ki varsın Wooyoung."

Bu sarılma Wooyoung'un bütün sinirini alıp götürmüştü. O da kollarını San'ın beline doladığında derin bir nefes aldı. Bu hayatta onu sakinleştiren şeyin San'ın kokusu olduğunu fark etmesi uzun sürmemişti.

"Sende iyi ki varsın San-ah."

Wooyoung daha fazla sürdürmeden ayrıldığında onun kütüphaneye gitmesini istedi. San onu onayladıktan sonra Wooyoung'un aklına gelen soruyla ona seslenmişti.

"Mingi'nin soy ismi neydi?"

San şaşırarak Wooyoung'a baktı.

"Neden soruyorsun ki?"

Wooyoung gelen soruyla birkaç saniye duraksayarak ufak bir yalan uydurdu.

"Yüzü tanıdık geldi de onun için sordum."

San mırıldanarak onu onayladı.

"Song. Song Mingi."

"Tamam şimdi sen git bende 5 dakikaya geleceğim yanına."

San başını sallayarak gittikten sonra Wooyoung cebinden telefonunu çıkartıp Changbin'i aradı.

"Changbin gün içerisinde ne zaman olursa olsun Song Mingi'yi bizim mekana götürün. Konuşmamız gereken mevzular var."

"Tamam efendim."

Wooyoung telefonu kapatıp cebine koyduğunda tekrar sinirlendiğini hissetmişti.

"Seni benden kim koruyacak bakalım Song Mingi."

...

Umarım beğenirsiniz 💕

06.08.22

SAYEWOO °WOOSAN°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin