1.0

70 13 14
                                        

Changbin:

Wooyoung Hongjoong elimizden kaçtı.

Adamlarla kovaladık ama sizin okula girince içeriye giremedik.

Şuan onu bulman gerek.

San ile konuşursa hiç iyi şeyler olmayacak.

Wooyoung:

SİKTİR CHANGBİN!

BİR İŞİDE DÜZGÜN YAPIN!!

Wooyoung endişeyle etrafına bakarken San'a nasıl bir yalan uyduracağını düşünüyordu.

"Bir sorun mu var Wooyoung?"

Wooyoung bakışlarını ona çevirdiğinde gülümseyerek ona baktı.

"Jongho beni yanına çağırıyor da burada mı diye bakındım. Sen sınıfa git istersen ben bir ona bakayım."

Wooyoung bunlardan sonra oturduğu yerden kalkıp hızla yürümeye başladı. Elindeki telefonu açıp hemen Jongho'nun numarasını tuşladı.

"Efendim Bay Jung."

"Hemen bahçede buluşalım."

"Tamam efendim."

Wooyoung adımlarını bahçeye çevirdiğinde etrafa bakınmaya devam ediyordu. Birkaç gündür depoda olan birisi her şeyi duymuş olabilirdi ve en kötüsü başkalarına anlatabilirdi.

Bu Wooyoung için son nokta olurdu...

"Bir sorun mu var efendim?"

Jonho koşar adımla yanına geldiği gibi sorduğunda Wooyoung derin bir nefes aldı. Şuan sakin olmalıydı.

"Hongjoong mekandan kaçıp okula girmiş. Hemen onu bulmamız gerek."

 Jongho onaylayarak hemen aramaya başladığında Wooyoung da aramaya başlamıştı. Fakültenin Issız yerlerini oldukça iyi biliyordu. Hızla oralara baktığında bulamamıştı ve aramaya devam ediyordu.

"Hongjoong-aa! Hongjoong-ni!"

Ona yaklaştığını düşünerek sevinçle söylenmişti fakat bulamadığı her saniye daha da sinirleniyordu.

"KİM HONGJOONG! BENDEN KURTULAMAZSIN!"

Wooyoung en sonunda depo gibi bir yere geldiğinde birşeyin düşme sesiyle odağını oraya çevirdi. Yavaş adımlarla ilerlerken dikkatli olmaya özen gösteriyordu.

"Kim Hongjoong. Sensen çık dışarı!"

Wooyoung İlerlediğinde bir anda üzerine atlamasıyla kaos ortamı yaşandı. Birkaç dakika dövüşmenin ardından Wooyoung üstünlüğü sağlayarak altındaki bedene baktı.

"Cidden yoruyorsun beni Hongjoong."

"Bırak beni! Senin gerçek yüzünü herkese anlatacağım!"

Wooyoung ukala bir gülüş atarak kurtulmaya çalışan Hongjoong'a baktı.

"O sikik çeneni kapalı tutacaksın! yoksa olacaklara katlanırsın!"

Wooyoung bir eliyle sıkıca altındaki bedeni tutarak diğer eliyle telefonunu çıkartıp Jongho'yu aradı.

"Fakültenin eski deposuna gel. Fareyi yakaladım."

Wooyoung telefonunu hemen cebine koyup Hongjoong'a gülümsedi.

"Şimdi olacakları görmenin imkanı yok. O yüzden iyi uykular Kim Hongjoong."

Wooyoung sert bir şekilde Hongjoong'un çenesine vurduğunda Hongjoong gözlerini yummuştu. Jongho koşar adımlarla onlara yaklaştığında Hongjoong'un gözleri kapalı gören Hongjoong şaşkınlıkla ikisine baktı.

"Bay Jung iyi mi o?"

"İyi merak etme. Sadece bayıldı."

Sonrasında Jongho Hongjoong ile ilgilenirken Wooyoung koşarak San'ın yanına gitmişti. Onu daha fazla şüphelendirmek istemiyordu.

Fakat atladığı büyük bir sorun vardı.

Tüm olanları izlemiş olan gençten bir haberdi...

...

Umarım beğenirsiniz.💕


31.08.22

SAYEWOO °WOOSAN°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin