219 15 3
                                        

Birkaç ev baktıktan sonra yine bulamayınca ev işinden vaz geçmiştim. Böyle giderse Tae'nin teklifini kabul edecektim. Şimdi en azından iş bulurum diye bazı yerleri geziyordum. İlk gittiğim yer bir kafeydi. Garson arıyorlar dı. Garsonluk yapabilirdim. Ama bana verdikleri fiyat çok düşüktü. Bide buna en az üç ay deneme süresi vardı.

İşi reddederek çıktım. Böyle böyle bir kaç yer daha gezdikten sonra şimdi bir barın önündeydim. Barda nasıl bir iş verilirdi bilmiyorum ama en fazla barmen olurdum. İçimde bir huzursuzluk de oluşsa da içeri girdim.

"Hoşgeldiniz nasıl yardımcı olabilirim?"

İçeri girmeden beni karşılayan korumalar ile durdum.

"Merhaba iş için gelmiştim."

"Peki önce üstümüzü aramamız gerekiyor kollarınızı yana açar mısınız?"

Bir şey demeden kollarımı kaldırdım. Üstümü aradıktan sonra geri çekilip geçmeme izin verdiler. Sanırım onlardan korkmuştum. İçeri geçip etrafı süzdüm. Büyük bir yerdi. Geniş bir sahne karşısında büyükçe bir dans pisti ve pisti çevreleyen masalar vardı. Sol tarafta ise dans pistini gören bar ve barın yan tarafında muhtemelen inlemelerin duyulduğu odalara giden bir kapı vardı.

"Pardon?"

Duyduğum sesle o tarafa döndüm. Benden uzun yapılı ve kaslı bir adam vardı karşımda.

"Merhaba ben iş için gelmiştim"

Adam elini uzatarak gülümsedi.

"Hoş geldiniz isterseniz odama orda konuşalım. Buyrun."

"Ah tabi"

Adam inlemelerin duyulduğu odaların tarafında ki merdivene doğru ilerlediğinde onu takip ettim. Yukarı çıktığımızda burda tek bir oda olduğunu fark ettim. Bu oda da barın tam üstünde oluyordu.

"Geç otur bir şey içmek ister misiniz?"

Adamın masasına geçerken söylediğine karşı siyah deri koltuğa oturup teşekkür ettim.

"Hayır teşekkür ederim"

"Pekii konuya geçelim önce seni dinleyelim."

"Adım Byun sang Jimin. Yarından itibaren 16 yaşındayım. Okuyorum"

"Güzel bende Wang Jackson. Memnun oldum. Peki sang Jimin ilerde ne olmak istiyorsun?"

Jackson'ın sorduğu şeyle biraz şaşırmıştım hatta biraz değil çok şaşırmıştım. Şu an okulda öğretmen karşısinda yada şirket yöneticilerinin karşısında gibi hissediyorum."

"Ah afedersiniz beni maruz görün ama ileride olmak istediğim şeyle işin ne alakası var?"

Jackson önce kıkırdadı sonra da derin bir nefes alıp ellerini masanın üstünde birleştirdi.

"Ben çalışanların sevmeden veya zorunda olduğu için bu işi yapmalarını istemiyorum. Evet burası bir bar ama burda işini sevmeden yapan kimse yok örnek olarak sahneye çıkan grubumuz var ve biliyor musun tüm üyelerin de en büyük hayali şarkı söylemek sahneye çıkmak. İşte hepsinin hayali gerçek oldu ve şu an ünlüler. Bu yüzden sana ne olmak istediğini soruyorum."

Jackson'ın söyledikleriyle dona kalmıştım. Benimle dalga geçmiyordu değil mi. Öte yandan insanların hayalini gerçekleştirmesi beni çok etkiledi. Böyle bir şeyi kimse yapmazdı. Şimdi bu devirde hangi insan bir barda insanların hayalini gerçekleştirip onları ünlü yapardı. Bu adam cidden iyi biriydi. Burda çalışabilirim sanırım. Tabi hayalimi bulursam. Bunu hiç düşünmemiştim. Benim hayalim neydi?

I Always Wanted -jikook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin