Jimin gelmişti sonunda. O sabah aklımdan hiç çıkmıyor. Uyanıp Jimin'in yanımda olmayışı aklımı kaçırmama sebep olmuştu. Yine de her zaman geleceğine dair bir umut vardı içimde. Aylarca aramıştım onu. 1 yıl uzak kaldık birbirimize ama bana bi ömür gibi geldi. Geldiğinde yanında bir de kızı olduğunu duyunca kan beynime fırladı. Aklımda türlü türlü senaryolar geçerken kalbim geldiği için deli gibi atıyordu.
Ona o an kızmak istedim hatta belki de ayrılırdım ama kalbin izin vermedi. Ona vurduğum da so Jun'un gelip sarılışı. Baba diyişi. İçimde bir şeylerin parçalanmasına neden olmuştu. Jiminle biz sadece bir kaç defa birlikte olmuştuk ama çocuğumuz olmamıştı. Ona bir evlat verememek işe yaramaz biri gibi hissetmeme sebep oluyordu. Evet belki de erkek olduğum için zaten çocuk veremeyecektim ama şu an olabilir.
Eve vardığımız da aklımdakiler den kurtuldum. Jimin arabayı park edip indi ve kapımı açtı. Sonra da So Jun'un kapısını.
"Kookie neyin var? Çok durgun ve yorgun gibisin iyi misin?"
Jimin'in söylemesiyle farkına vardığım ruh halimi toplamaya çalışarak gülümsedim.
"İyiyim sevgilim. Olanlar yüzünden biraz düşünceliyim sadece"
So Jun içeri koşarken Jimin ellerini belime sarıp dudaklarımı öptü. Onu ne kadar özlediğimi şimdi fark ettim. Onu özlediğimi biliyorum ama bedenimin de onu bu kadar özlediğini yeni fark ettim.
"Hayatım biliyorum çok zor zamanlar geçirdik. Zaten birbirimize çok zaman ayıramıyoduk sonra hasta oldun sonra bu kaçırma olayı çektim eziyet senin yaşadıkların artık hepsini geride bırakacağız. Yeni bir hayatımız olacak. Hep mutlu olacağız tamam belki üzüldüğümüz zamanlar da olacak ama beraber olacağız söz veriyorum sana."
Yaptığı konuşmadan sonra ellerini belimden çekip ellerimi tuttu. Uzunca koklayarak öptü. Gülümseyip bende dudaklarından öpüp geri çekildim. Elleri tekrar belimi sararken daha çok yaklaştı bana. Bütün yüzümü küçük öpücükleriyle donattı. Dudaklarıma sıra gelince iki üç küçük öpücük ten sonra derin bir öpüşmeye çekti beni. İkimizin de içinde büyüyen özlem ateşi büyürken öpüşmemiz de o kadar derinleşiyor du. Dili ağzımda tur atarken bende dilimle ağzında keşif yapıyordum.
"Jimin abi nerde kaldınız-"
So Jun'un gelişi ile dudaklarımız ayrıldı. Hala birbirimize yapışık durumdaydık. So Jun hemem arkasına dönmüştü. Sonra tekrar bize dönüp evi işaret ederek konuştu.
"Ben odama çıkıyorum. Siz... siz devam edin ve sessiz olmaya çalışın."
Eve geçip gözden kayboldu. İkimiz arkasından bakarken Jimin belimden tutup çekti.
"Odamıza çıkalım seni çok özledim. "
Cevap olarak üst dudağını dudaklarım arasına alıp sertçe emdim. Anında karşılık vererek alt dudağımı ezmeye başladı. Dudaklarımız dans ederken elimi Jimin'in bacağına attım. Önce biraz okşadım sonra da ayağından kaldırıp kucağıma aldım. Jimin refleks olarak ayaklarını belime sardı ya da bilerek yaptı bilmiyorum. Nefes almak için ayırdı Dudaklarımızı.
"Bu bir yılda üstte mi oldun sen?"
"Hmm tam olarak öyle değil. Sadece seni fazla özlediğimi fark ettim bu yüzden olabilir."
Kafa salladı. Omzumda olan ellerini boynuma sarıp kafasını boynuma gömdü. Kokladı,burnunu sürtü,öptü sonra da kulak mememi dudakları arasına aldı. Nefesini kulağıma üfleyerek kısık ve derin bir sesle konuştu.
"Beni bu kadar istiyorsan ilk turu sana bırakıyorum bebeğim. "
Kulak mememi dişleri arasına alıp çekiştirdi. Ben kafamı geri atmış gözlerimi kapatmış bir halde onu dinlerken söylediği ile gözlerim açıldı. Resmen bana onu sikmem için izin verdiğini söylüyordu. Bir de bir kaç tur yapacağımızı. Bu şansı iyi değerlendirmek adına bacaklarında olan ellerimi ilerlettim ve o dolgun kalçaları avuçladım. Kalçasını sıktığım da ağzı açıldı. Bende direk dilimi ağzına yolladım. İnleyip karşılık verdi. Dillerimiz ağzımız da dolaşırken ben çoktan eve geçmiş odanın yolunu tutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Always Wanted -jikook-
Fanficjimin aile sorunlarından bıkmış, kaçmıştı. Uzun bir süre Tae'nin yardımıyla kendini toparladı. Ev tutacağı sırada Seokjin ve Namjoon hyunglarının oğlu ile tanışır. Aynı eve taşınır beraber yaşamaya başlarlar.