Virüs

145 6 1
                                    

Sabah uyandığımda omzumda Ezgi vardı gülümsedim uyandırmadan hemen kafasını yastığa koydum,mutfağa gittim hemen bi sigara yakıp oturdum,salondan hemen Berke gözlerini okşaya okşaya lavaboya gitti.Hayatımız iyiydi lan güzelce yaşıyoduk belkide virüsden önceki hayatımızdan daha iyi bir yaşam bekliyodu bizi.Saat yavaş yavaş ilerliyodu Ela ve Çağla kalkmıştı bende Ezgiyi uyandırmaya gidiyodum ve Ezginin odasına girdiğimde "Günaydın" diyerek yatağına atladım.

Ezgi:ya Emiir bi rahat bırak uyim yaa

Ben:Olmaz,Uykucu nuriye

Ezgi:ne uykucu nuriyesi lan?! kafanı kırcam senin gel buraya!

Mutfağa koştum hemen Ezgiyi kaldırmayı başarmıştım.Peki Tolgayla İrem napıyodu? Odalarına doğru yöneldim bunlar sarmaş dolaş yatıyolardı ilk Tolgayı uyandırdım Tolga zaten İremi uyandıracaktı aklımdan ufak bir konuşma yapmak geçti herkez kahvaltı yapmak için toplanmıştı Çağla ve Ela sofrayı hazırlıyodu Ezgiyle İrem'de çamaşırları çamaşır makinesine atıyordu kahvaltı sofrası tamamdı hazırdı.Herkez gelmişti,herkez yemeğini yiyordu ben konuşma yapmak için atıldım.

Ben:Sizinle birşey konuşmak istiyorum millet biliyorum hepinizin hayali vardı kiminiz bütün ailesini kaybetti kiminiz kardeşlerini,hepimizin hayalleri vardı ve bu hayalleri gerçekleştiricez bir engelimiz yok.Sizlerden tek isteğim birlikte kalmamız birlikten kuvet doğar.

bu konuşmamdan sonra bir şeylerin değiştiğini umuyorum,kahvaltımızı yapıp bitirmiştik çoktan Berke ben Tolga dışarı çıkıcaktık üstümüzü giyiyorduk,her zamanki gibi becereksizlik yapmıştım bi türlü montumun fermuarını çekemiyordum Ezgi hemen yanıma gelip fermuarı çekip "O öyle çekilmez akıllım" dedi utandım lan onu diyince.Hepimiz hazırdık bizimkilere son bir kez seslendik "İstediğiniz her hangi bir şey varmı?" yok cevabı gelince hepimiz ayakakabıları giyip arabaya doğru yöneldik bu sefer taksim meydanına gidecektik.Orada daha fazla silah dükkanı olduğunu söyledi Berke yola koyulmuştuk radyoda bir şey vardır belki diye açtım,türkü çalıyodu ben türküyü öylece bıraktığımda her kez bana dönüp resmen "Irzını s*kerim" bakışı attı bende hemen değiştirdim bir kaç değiştirmeden sonra bant yayını vardı devletten geliyordu bu "Sayın vatandaşlarımız,bu virüs neyin nesidir çözmeye çalışıyoruz,ülkemiz bunun altından kalkacaktır sizlerden Ankara'daki sığınamıza gelmenizi öneriyoruz.." ulan bunlar yine kendi çıkarları için uğraşıyor.Taksime yaklaşırken bir parkta bebek ağlama sesi duyduk Berke hemen arabayı durdurdu ben arabadan hemen inip hızlıca koşmaya başladım parka doğru bir sürü virüslü geliyordu hemen Tolga ve Berkeden yardım istedim koşarak onlarda geldi virüslüleri temizlemeye çalışıyoduk en sonra Tolga ve Berke silahlarını çekip ateş etmeye başladılar virüslüleri temizledik fakat silah seslerinden dolayı daha çok virüslü gelicekti çabuk olmalıydık hemen ağlama seslerinin geldiği yere gittik Bir küçük bebek ve 9-10 yaşlarında yaralı bir çocuk vardı Ben hemen yaralı olan çocuğu kucaklayıp arabaya götürdüm Tolgada bebeği kucağına alıp arabaya koştu,Berke hızlıca eve doğru ilerliyordu Eczanenin önünde durmasını söyledim arabadan hemen inip eczanenin önüne koştum kapı kilitliydi sinirlendim elimdeki palayla cama vurup kırdım işe yaricak olan bütün ilaçları çantama ve ceplerime doldurup arabaya koştum.Arabayla hızlıca ilerlediken sonra eve geldik bacağından yaralı olan çocuk baygınlık geçiriyordu artık tekrardan kucağıma alarak eve koşarak çıktım kapıyı çaldım açtıklarında "Ne olduğunu sormayın hemen çantamdaki ilaçlarla bişeler yapmaya çalışın,Çağla sen benle gel küçük kardeşin vardı senin ne yapılması gerektiğini bilirsin" dedim ve arabaya indik Çağla bebeği kucağına alıp altına yaptığını ve karnının aç olduğunu söyledi.Biz tam giderken evde çocuğun bağırma sesleri yükseldi çok canı yanıyor olmalıydı zavallım,hemen bir süpermarkete gittik Berke ne olur olmaz diye arabadan inmedi,Berke hariç herkez arabadan inmişti.Biraz bakındıktan sonra bir bebek bakım dükkanı bulduk ben kilidi açmaya çalıştım zorda olsa açtık Çağla hemen elindeki bebekle arkamdan geldi ilk önce bez aldı eline altını açtığında leş gibi bok kokuyordu burnumu tuttum ıslak mendil istedi ıslak mendil verdim,Tolgada elinde poşetlerle bebek mamalarını topladı bende süt almak için başka bir dükkana koştum hiç tereddüt etmeden ne kadar süt varsa toplayıp arabaya döndüm arabada bir tek Berke vardı bizimkiler arabaya geçti sandım koşarak tekrar bebek dükkanına döndüm.Hemen bizimkileri'de alıp arabaya döndük arabada giderken Çağla hemen biraz mama hazırlayıp bebeğin karnını biraz olsun doyurdu bebek ağlamayı bırakmıştı uyuya kalmıştı Çağla'nın kollarında eve geldiğimizde ses soluk yoktu eve girdiğimiz İrem yerde oturmuş ağlıyodu "Noldu?" demeye gücüm gitmedi,içeri gittiğimde çocuğun hareketsiz bedeni yatıyordu Ela şok olmuştu resmen elleriyle kafasını sıkıştırmış bir şekilde duruyordu Ezgi'de ağlıyordu başaramadık diye ağlayıp duruyolardı evde büyük bir üzüntü yaşanmıştı Berkeyle Tolga cesedi atmak için gittiler bizimkiler bitkin bir şekilde bebek için yatak hazırlıyolardı,Ela'da bir yandan bebeğe mama hazırlıyordu sonunda Berkeyle Tolga gelmişti "Naptınız?" diye sorduğumda denize attıklarını söylediler.

Evde derin bir üzüntü vardı işin ilginç tarafı daha tanımadığımız bir çocuk için çok üzülüyoduk,ama çocuktu lan daha yaşicak çok şeyi vardı.Sıra bebekle ilgilenmekteydi bebeğin cinsi erkekti isim koyacaktık aramızda konuşduktan sonra "Can" ismine karar verdik.Çok tatlı bir bebekti bu,uyanmıştı sonunda ağlaya ağlaya bizim kızlar hemen bebeğin karnını doyurmaya uğraşıyolardı oynatıyolardı,seviyodu bizim kızlar bebeği çok sevmişti zaten küçüçük bebek kim sevmez,ben her zamanki balkonda oturmuş sigara içiyodum,aslında içten içe ablamı özlüyodum onu görmeyi çok istiyordum,ama gitmişti işte gidenin arkasından ağlanmazmış dinç durmaya çalışıyorum.Beni Ayakta tutanlar Ezgi,Ela,İrem,Çağla,Tolga,Berke ve son olarak Can Bebek bunlar benim ailem belki onlar bensiz yapabilir ama ben onlarsız yapamam..

Akşam oluyordu yavaş yavaş akşam yemeği hazırlamak için uğraşıyorlardı bizimkiler,Ela sürekli bebeğin yanında dolanıyodu bebeği uyutmuşdu,bebeği uyutucam diye kendiside uyumuştu çok tatlı uyuyodu ikiside bir kaç saat geçtikten sonra akşam yemeğini yemiştik herkez akşam yemeğini yedikten sonra biraz oturup yatmıştı..

Bölüm Sonu ^_^ Bugün bir kaç bölüm daha gelebilir..


SON CEMREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin