Çok uzun zaman geçmişti,artık hayatımızı otelin içinde yaşıyorduk.Ben geçmişimi unutamamış biriydim yaşadığım kayıplar,olan olaylar artık beni zır deliye çevirmişti benimle konuşan fısıldayan şeyler vardı,onları sadece ben duyabilirdim,bana herkesi öldürmem gerektiğini söylüyolar,her seferinde itiraz ediyordum nerdeyse 1 yıldır hiç şehire inmemiştim ne silah ne ok nede kılıcımı kullanmıştım o çok sevdiğim EDEN'ı dahi dinlemez hale gelmiştim,peki diğerleri nemi yapıyordu?
Hayatınızda gördünüz görebileceğiniz en mutlu insan haline gelmişlerdi,Ela,Berke,Tolga,Merve,Mehmet ve diğerleri Ezgiyi kaybettim diye kendimi o kadar çok yıpratmıştım ki her uyuyuşumda kabus görüyor her kabusumda Ezgiyi görüyordum.Artık kendime gelmemin gerektiğini farkettim geçmişimi tekrar göz önünde bulundurarak daha iyi bir insan olmayı diledim ve daha katil ruhlu bir insan olmaya kendimi adadım.İlk işim yatağımdan kalkıp banyoya gitmek oldu,aynaya doğru baktığımda saçlarımın iyice uzadığını ve sakallarımın çıktığını farkettim hemen sakallarımı keserek saçlarımı topladım,saçlarımı seviyodum çünkü ablam uzatmamı isterdi her zaman,tişörtümü giyerek odadan çıktım ve aşşağıya indim herkes yemek masasında kahvaltı yapıyodu Tolga beni görünce şaşırdı.
Tolga:Hayırdır inmezdin sen aşşağıya ne olduda indin?
Ben:Hep ölümü gezicez birazda canlı gezelim.
Herkes bu dediğime gülerek masaya can katmıştı,kahvaltımızı yaptıkdan sonra otelin spor salonuna indik.Tabi hamlanınca zorlandım ilk sonra çalışmaya başladım 6-7 saatimi spor salonunda geçirdim en azından kendime gelebilmek için Berke otelin havuzuyla ilgileniyordu zaten otele arınmış su geliyordu bizimkiler havuza giriyordu ben ise onları havuzun başında omuzumda havlumla izliyordum derken arkadan Tolga'nın beni tutarak havuza atlamasıyla kendime geldim su iyi gelmişti ve deliler gibi havuzda eğlenmeye başlamıştık,biraz yüzdükten sonra havuzdan çıkıp üstümüzü değiştirmeye gittik ben ilk duşa girdim duşta kendime tam anlamıyla gelmiştim ve duştan çıkıp hemen üstümü giydim hava sıcak olduğundan şort ile kısa kollu t-shirt giydim yemeğe çıktık.
Yemeğimizi yerken öksürerek dikkatleri üstüme topladım.
Ben:Evet biliyorum dışardakiler artık size normal gibi gelebilir ama dışardakiler insanlığın sonu demek oyüzden işi biraz daha ciddiye almalı ve ona göre yaşamalıyız artık eski yaşantınız yok olmicakta.
Dediktan sonra oturunca herkes bir anda düşünmeye başladı Ela yine Canla uğraşıyodu ondan o pek düşünmüyordu ben yemeğimi yedikten sonra odama geçtim ve düşünmeye başladım.Ne yapıcaz? Ne edicez? düşünürken uyuya kalmışım sabah Ela'nın odama gelip beni uyandırmasıyla uyandım,hemen kalkıp giyindim elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltıya indim Mehmet yeni bir araba bulduklarını hızlı ve geniş olduğunu söyledi.Elbette hepimiz için değil şehire gidip ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek içindi,Bugün şehire inicekmişiz uzun zaman sonra ilk defa inicem galiba kahvaltımı yaptıkdan sonra hemen odama çıkıp katanamı aldım ve sırt çantamın içini boşalttım ardından aşşağıya indim şehire inebilmek için hazırdık herkes vedalaşırken Ela yanıma gelip Can'ın bir kaç şeye ihtiyacı olduğunu söyledi tamam dedim,ardından yola çıktık heyecanlanmıştım nedenini bilmediğim bir halde sonunda şehire inebilmiş fazla ses çıkmaması için yavaş yavaş ilerliyorduk Bodrum beyaz evleriyle meşhurdur ama artık kandan evler beyazlıktan çıkmış kana bulanmıştı bebek dünyası diye bir dükkan vardı ilk önce oraya gitmemiz gerektiğini ve Can'a bir kaç şey almam gerektiğini söyledim hızlıca oraya gittikden sonra Mehmet ile Berke arabada kalıp Tolgayla dükkana girdik Can'ın ihtiyacı olduğu şeyleri alırken afilli bir kutu gördüm hemen gidip kutuyu aldım ve içinden çok güzel bir maske çıktı çok hoşuma gitmişti(alttaki görsel)