Eğer Yaşarsam...

177 14 34
                                    

Kısa ama etkileyici bir hikâye olmasını umuyorum keyifli okumalar...
.
.
.
.
.
.

Siz hiç yaşarken öldünüz mü? Hiç nefes alırken ölü olduğunuzu hissettiniz mi? Umutlarınız hayalleriniz hiç elinizden alındı mı? Ben doğduğumdan beri aslında bir ölüyüm. Çünkü bozuk bir kalbe sahibim. Daha doğrusu sahibtim. Daha önce hayatımda bir kez bile karşı karşıya gelmediğim biri tarafından kurtarılana dek... Bu durum yüzünden vicdan azabı çeksemde ne yalan söyliyeyim bazen içimde bir yerlerde birinin ölümüne sevinen bir pislik yatıyor. Çünkü eğer o kişi bugün yaşıyor olsaydı ben şuan bir ölü olacaktım. Gerçi hoş ya bunca zamandır öyle değil miydim zaten... bir süre önce gerçekleştirilen kalp nakli sayesinde şuan hayata tutunmaya çalışıyorum. Hasta bedenimin bunca yıldır yapmama izin vermediği şeyleri yeni yeni yapıyorum. Bunları yaparken sadece kendim için değil bana kalbini bağışlayan o çocuk içinde yaşıyorum. Onun bana verdiği ve asla bir değer biçilemeyecek bu hediyeye gözüm gibi bakıyorum. Yani kendime çok dikkat ediyorum. Bazen geçirdiğim ataklar her ne kadar canımı yaksa da bir şekilde üstesinden geliyorum. En azından eskiye göre yaşadığımı hissediyorum... Ben Lee Felix. Eğer yaşarsam. Sizlere bir şeyler anlatmak istiyorum...

Felix oturduğu masanın başından kalkarak kanepede uyuyan sevgilisinin yanına ilerledi. Yanına vardığında yanağına bir öpücük kondurarak sevgilisini uyandırdı. Uyanan genç Felix'i kollarının arasına alarak onu kanepeye yanına çekti.

- Nasıl gidiyor projen? Gerçekten anlatmak istiyor musun bunları... Konusunu açtıkça kendini üzüp yorulmandan endişe ediyorum bebeğim.

Felix
- Evet Hyunjin kaç defa söyleceğim. Zaten yaşadığım şeyleri yazmak ne kadar zarar verebilir ki? Üstelik bana kalbini veren o çocuğa da teşekkür etmek istiyorum bu kitap sayesinde onunda bu dünya da bir izi olacak.

Hyunjin
- Durup dururken bir anda çocuğu araştırmak istediğini söyledin sana hiçbir şey demeden araştırmaya başladık üstelik bağışçı kimliğinin gizli kalmasını istemesine rağmen. Yani o çocuğa teşekkür etmek isteseydin bence isteğini çiğnemez onu araştırmak istemezdin?
Sence de zaten fazla ileri gitmedik mi? Belki de ailesi bu durumdan rahatsız olacak? Baksana organ bağışını bile gizli kalması için yıllar öncesi kendisi hastane ile görüşüp ayarlamış bilmiyorum Felix belki de bir nedeni vardır bitanem...

Felix
- Hyunjin... Yine çok konuşuyorsun bebeğim. Seninle zaten bu durumu konuştuk. Bence artık her şey için çok geç olduğunu biliyorsun.

Hyunjin
- Pekâlâ sen nasıl istersen. Sonuçta zaten artık kimse ölülere saygı duymuyor.

Hyunjin uzandığı koltuktan kalkerken Felix orda kalmıştı. Hyunjin'in salondan çıkması ile Felix'in gözleri tavanla buluşmuştu. Acaba Hyunjin haklımıydı? Acaba bu yaptığı  kalbini ona veren çocuğa saygısızlık mı olurdu. Sonuçta bağışcı kimliğinin gizli kalmasını istemişti. Felix saçlarını karıştırarak uzandığı koltukta oturur pozisyona geldi. Oflamaya başladığında Hyunjin ağzında diş fırçası ile tekrar salona girmişti.

Hyunjin
- Ne oldu yine?

Felix
- Bişey olmadı Hyunjin!

Felix ayağa kalkarak masaya doğru ilerledi ve masada ki cüzdanı eline aldı.

Felix
- Markete gidiyorum bir şey istiyor musun?

Hyunjin
- Bekle birlikte gidelim?

Felix
- Hyunjin? Giyinmen saatler sürüyor endişe etme yakın olana gideceğim tek gidebilirim.

Hyunjin
- Pekâlâ tamam... Bir şey istemiyorum sadece dikkat et.

Felix Hyunjin'in yanağını öpüp anahtarı da alıp evden çıktı. Canı dondurma istiyordu. Karpuzlu olanından en sevdiği dondurmaydı karpuzlu dondurma. Markete geldiğinde dondurma dolabının önünde istediği dondurmayı aramaya başladı. Bulamayınca market sahibine sordu. Fakat istediği dondurmadan kalmamıştı. Morali bozulsa da belli etmeden marketten çıktı. Biraz uzakta da bir market vardı. Hyunjin'e haber vermek için elini cebindeki telefona attı. Fakat telefonunu yanına almadığını çok geçmeden fark etti. Bir sorun olmayacağını düşünerek markete doğru yürümeye başladı. Biraz geç kalacaktı Hyunjin'in endişeleneceğini tahmin etse de yine de o dondurmayı istiyordu.

Bir kaç dakika sonra vardığı markette dondurma dolabının önüne geldi. İstediği dondurma nihayet burada vardı. Felix elini daldırıp karpuzlu dondurmların bir çoğunu kucaklayıp kasaya ilerledi.

"Madem bu kadar çabuk tükenen bir ürün ben de eve stok yaparım."

Kucağındaki dondurmalara gülümserken. Biraz daha abur cubur almak için diğer reyonlara bakınarak kasaya ilerliyordu. Raflara bakarak ilerleyen Felix karşısında ki bedeni fark etmemiş ve birisine çarpmıştı. Kucağından düşen dondurmaları umursamadan karşısında ki insanla göz göze gelen Felix için sanki zaman durmuştu. Hayatı sanki yine elinden alınıyordu. Kalbi öyle hızlı atmaya başlamıştı ki Felix bu duruma anlam veremedi kendisini yoracak bir şey bile yapmamıştı. Nefes alamamaya başlayan genç bir kaç saniye geçmeden bayılmıştı...

Bayıldığında duyduğu son ses çarptığı genç çocuğun bağırış sesiydi.

"Yardım edinnnnn biri bayıldı."

IF I STAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin