Demişler ki insan hayatında 3 kez aşık oluyormuş ilki peri masalı gibiymiş ilk gençlik aşkıymış ve saçma bir nedenden bitiyormuş. İkincisi en toksik olanı ve bitirmesi en zor olanıymış ama bitince karakterin oturuyormuş. Üçüncüsü ise gerçek aşkmış her anlamda tam bir beraberlikmiş...
Düşünüyorum da sanırım oldukça haklılar. Peki ya aynı aşkı farklı bedenler de iki kez yaşamak mümkün mü? Böyle bir şey hayatta kaç kişinin başına gelebilir veya kaç kişi bu anlattıklarıma inanır. Bu bir peri masalı gibi inanması mümkün olmayan bir hikâye yarım kalmış toksik bir aşkın izlerini taşıyan bir hikaye ayrıca sonsuz olabilecek kadar talihsiz bir aşk hikâyesi... "Talihsiz" işte bu kelime tüm tüm imkansız aşk severlerin en sevdiği kelime... Benim aşkım kavuşması mümkün olmayan talihsiz bir aşk hikâyesi...
.
.~Chan~
Gözlerimi açtığımda masanın üzerinde duran saat ile bakıştım. 10:30 gece hiç uyuyamasam da sabaha karşı bir iki saat uyku ile yeni güne başlamıştım. Telefonu elime aldığımda bir kaç bildirim arasında onun ismi gözlerime takıldı. Felix'ten bir yeni mesaj vardı.
"Günaydın. Saat 12:00 gibi konumunu attığım mekânda buluşalım. Geç kalma fazla vaktim yok."
Sözünü tutmuştu. Benimle gerçekten buluşacaktı. Ona ne diyeceğimi önceden zaten planlamıştım tüm gece boyunca kafamda onunla edeceğim sohbetin senaryosunu kurmaktan uyuyamamıştım. Mesajına kısa bir cevap vermekle yetindim.
" Beni geri çevirmediğin için teşekkürler. Tam vaktinde orda olacağım endişe etme"
Mesaja cevap verir vermez yataktan fırlayıp kendimi duşun soğuk suyuna bıraktım. Kendimi bildim bileli soğuk su ile duş alırdım. Bu uyanık kalmamı sağlardı ve beni zinde tutardı. Duştan sonra saçlarıma vakit kaybetmek istemediğim için bugünlük doğal halinde bırakmak istedim. "Ne kadar nefret etsem bile"
Üstüme gri eşortman ve beyaz bir tişört giyerek evden çıkmak için merdivenlere yöneldim. Mutfaktan gelen sesler ile Minho'nun da burada olduğunu hatırladım. Ona ne diyeceğimi bilmiyordum fakat bir şekilde onsuz evden çıkmam gerekliydi.
Benim aşağıya indiğimi fark etmiş olacak ki sabah sabah bitmeyen neşesi ile konuşmaya başlamıştı bile
Minho
- Günaydın baykuş. Geç yatıp erken kalkan tek insansınChan
- Günaydın Lee ve düzeltiyorum erken kalkan bir insan değilim uyku nedir bilmeyen bir insanım.Minho dediğime gülerken ben gülüşüne göz devirmiştim. Çünkü gerçekten uyumak nedir bilmiyordum ve bilmediğim bu hissi özlüyordum.
Minho
- Kahve sevmediğini biliyorum ama bir bardak ister misin iyi gelir.Chan
- Hayır teşekkür ederim o iğrenç sıvıyı içeceğime bir kase dolusu acılı ramen yerim daha iyiMinho tekrar gülerken ben de ufak bir tebessüm ile yanına yanaştım.
Minho
- Sen ne kahve içersin ne de acı yersin Christopher Bang Chan.Chan
- Aynen öyle beni iyi tanıyorsun sevgili dostum.Minho
- Bir yere mi gideceksin hazırlanmış görünüyorsun.Chan
- Evet dışarda ufak bir işim var ama fazla uzun sürmez istersen ben işimi halledene kadar sen hazırlan sonra birlikte bir şeyler yapalım. Eve tekrardan gelip seni alabilirim ne dersin.Minho'dan kolayca kurtulmanın tek yolu ona seçenek sunmaktı bu numara asla sekmez her seferinde işe yarardı.
Minho
- Pekâlâ olabilir, benim için de değişiklik olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IF I STAY
FanfictionChan yıllar önce kazada kaybettiği sevgilisinin kalbinin başka bir beden de attığını şans eseri öğrenir. ölen sevgilisinin bağışlanan kalbi Lee Felix'te atarken. Chan bir şeklilde ona yakın olmak ister. Bilmediği şey ise Lee Felix'in zaten bir sevgi...