3 ∫ Yapbozun Eksik Parçaları

137 31 3
                                    

BÖLÜM 3:

"Yapbozun Eksik Parçaları"

"Yapbozun Eksik Parçaları"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#Jamie Bower - Paralysed

#The Rigs - Devil's Playground

O nahoş olaydan sonraki ilk birkaç gün tedirginlikle geçti. Olanlara inanmasa da Amber de benim gibi temkinli davranıyordu. Olayın üzerinden yirmi dört saat geçmeden eve en iyi güvenlik sistemlerinden birini kurdurduk. Giriş kapısının ve balkon kapılarının kilitlerini en güvenli olanlarıyla değiştirdik. Pencerelerin dahi kontrolleri yapıldı.

İlk iki gün alarm sistemine alışamadığımız için evde yankılanan alarm sesi yüzünden ödümüz kopmuştu. Amber benden de korkak olduğu için birkaç gün Atilla'yı eve çağırdı. Onun işinin olduğu günlerde ise benimle uyuyordu. Günler geçtikçe olay unutuldu ve ikimiz de rutin hayatlarımıza dönmüştük. Bu süreçte Ender dersimize misafir olarak katılmaya devam etti. Bu zaman diliminde fark ettiğim bir gerçek vardı ki o da Ender'den ne kadar kaçmaya çalışırsam o kadar ona çekiliyor oluşumdu. Ne zaman arkamı dönsem karşıma o çıkıyordu. Başlarda beni takip ettiğini düşünmüş olsam da çoğu zaman ben onun olduğu ortama giren ilk kişi oluyordum. Okulda karşılaşmamız kaçınılmazdı zaten. Kafeteryada, kütüphanede, derslikte; okul dışında gittiğim bir kafede, kitapçıda AVM'de... Kısacası her yerde. Bu durum başlarda canımı sıksa da artan okul temposu, eve giren kimliği belirsiz kişi ve iş arayışı gibi büyük sorunlar varken Ender dertlerimin arasında ilk üçe bile giremiyordu. Zaten karşılaşmalarımızı olağan karşılamaya başladığımda Ender ile yakınlaşırken buldum kendimi. Tıp fakültesini bitirdiği için anatomi bilgisi üst düzeydi ve Suat Hoca'nın dersi için bana yardımcı olmaya gönüllü olmuştu. Latince terimler başımı ağrıtsa da onun yardımına muhtaçtım. İnsan vücudunda 206 kemik bulunduğu ve her kemiğin farklı bir ismi olduğu için kemiklerin isimlerini ve şekillerini ezberlemek işkence gibiydi. Üstelik Ender bunları gereksiz bir titizlikle öğretiyordu. Kasları ve onların saçma isimlerini saymıyordum bile.

Ender ile okul kantininde ilk quizime çalışmayı bitirdiğimde ona filtre kahve üç tane muffin ısmarladım. İki metrelik boya ve iri yapılı bir vücuda sahip olunca normal insandan daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyordu. Onun lokmalarını saydığımdan değil, onunla tanıdığım iki hafta boyunca dikkate değer ilk özelliği buydu çünkü. Adam fena yiyordu. Yine de bu özelliğine rağmen oldukça fitti. Yakışıklı bir yüzü olduğu evrensel bir gerçekti. Bu nedenle fakültede erkeklerden hoşlanan herkes Ender'i gördüğünde etrafında pervane oluyordu. Eğer inançlı bir insan olsaydım onun yüzünü tanrısal bir başyapıt olarak nitelerdim. Öylesine kusursuz ve ölçülüydü. Bazen istemsizce kendimi ona bakarken buluyordum. Bu karakterime son derece ters bir durum olduğu için kendime çokça da sövüyordum. Ne oluyordu bana? Bu ben değilim. Şimdiye kadar hiçbir erkek beni bu denli etkilememişti. O zaman bu Ender'in alameti farikası neydi?

KAN FIRTINASI - Lilith'in Kızları Serisi 1. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin