6 ∫ Uyanış

61 28 2
                                    

BÖLÜM 6:

"Uyanış"

#Twenty One Pilots– Heathens

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#Twenty One Pilots– Heathens

#Florence + The Machine – Seven Devils

Gözlerimi açtığımda keşfettiğim ilk şey karanlıktı. Kapalı perdelerden içeri sızmaya çalışan sokak lambasının cılız ışığı nerede olduğumu anlamama pek yardımcı olmuyordu fakat burnuma dolan zayıf tütsü kokusu ve ona baskın gelen tütün kokusu odamda olduğumu bildirdi bana. Sözde ortopedik olması gereken, yumuşaklıktan ve rahatlıktan yoksun yastığımdan kafamı kaldırıp ışığı açmaya yeltendim. O anda enseme korkunç bir ağrı saplandı ve ona baş ağrısı ve mide bulantısı eşlik etti. Başımı yastığa geri koyduğum ana kadar geçen saniyeler bir ömür kadar uzun ve acı vericiydi. Daha iyi hissetmeyi bekleyerek dakikalarımı karanlığın içinde geçirdim. Yapabilsem uzanıp abajurun ışığını açardım ama ona bile gücüm yoktu. Saat kaçtı bilmiyordum, telefonum da yakınlarda bir yerde değildi. Bulunduğum çıkmazda, zamanın benim için işleri yoluna koymasını bekledim.

Karanlık acımı hafifletmese de yarattığı koca boşluk bana düşünecek bir ortam sağladı. Bu şekilde ağrıdan daha önemli bir konuya odaklanma fırsatım oldu. Nasıl olmuştu da ben eve geri gelmiştim?

Ender ile yolculuk yapıyordum.

Sonrasında...

Farkındalık tüm gerçekliğiyle zihnime çarptığında afalladım ve istemsizce haykırdım.

O kadın... O kadın Ender'in kılığına girmişti. Hayır, bu doğru bir tanım değildi o lanet ucube bildiğin Ender'in şeklini almıştı. Bana saçma sapan şeyler söylemişti. Sonra... Sonrası koca bir boşluktu. Ne yaptı ne etti bilmiyordum ama beynimin ayarlarıyla oynayıp kalan bütün anılarımı yok etmişti. Şimdi kendi odamdaydım. Nasıl buraya geldiğim konusu tam bir muammaydı. Amber'e sorabilirdim bunları fakat evdeki ürkütücü sessizlikten onun da burada olmadığını anladım. Hassas duyularımla Amber'in nefes alışını bile duyabilirdim ya da hassas duyularım falan yoktu. Amber çok gürültücüydü belki de, her neyse.

Ensemdeki kahrolası ağrı izin verdiği ölçüde yataktan çıktım ve karanlıkta yolumu bulmaya çalışarak ışık düğmesine ulaştım. Işığı açtığım esnada maruz kaldığım aydınlık ağrımı daha da şiddetlendirdi. Gözlerimi yakan ışığın etkisini azaltmak için gözlerimi kıstım ve zaman kaybetmeden telefonumu aramaya koyuldum ama görünürlerde yoktu. Yatağın yanında atılı olan çantam dikkatimi çekti sonra. Çantaya uzanıp içini kurcaladım ve bingo. Telefonum buradaydı.

Telefonuma açmayı denedim ama karanlık ekranda bir piksel bile hareket etmedi. Şarjı bitmiş olmalıydı. Vakit kaybetmeden adaptörü bulup telefonu şarja taktım. Telefon şarj olana kadarki sürede banyoya gittim ve toparlanmak için soğuk suyla elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda karşımdaki görüntü beni afallattı. Hissettiğimin aksine pırıl pırıl bir yüze sahiptim. Bu açıklamak pek kolay değildi. Alkol ve sigara tüketiminden gözlerimin altına karargâh kuran mor halkalar ilginç şekilde yok olmuştu. Hiçbir nemlendiricinin yatıştıramadığı pul pul görünen derim ipek gibi pürüzsüz ve yumuşacıktı. Solgun tenimin altına ilk defa kan pompalanmış gibi canlı bir pembeliğe sahipti. Bedenime gelen canlılık beni ürküttü.

KAN FIRTINASI - Lilith'in Kızları Serisi 1. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin