Bölüm şarkısı: Aydilge - Aşka Gel
İyi okumalar 🪐
Hayata geliş amacını herkes mutlaka bir kez de olsa sorgulamıştır .
" Ekin! Ekiiiinn! Bu suratsız ile nereye gidiyorsunuz yavrum ? "
Fakat ben artık bu mahallede bunu her saat başı yapıyordum. Olay artık yön değiştirmişti , hayatı değil mahalleyi sorguluyordum. Balkondan yanımdakine seslenen , her mahallenin olmazsa olmazı mobese kameralarından Ayten teyze yine görev yerindeydi.
Ben neden bu mahallede sabahın yedisinde dışarı çıkarken birisine yakalanabiliyordum , bence sorgulamam gereken asıl mevzu buydu.
" Sağlık ocağına gidiyoruz Ayten Sultan." Yanımdaki varlık söylediği tek soluklu cümle ile yine gönülleri fet etmişti , çünkü kadının yüzüne birden nur inmişti , ya ben ? Ne dersem diyeyim Ayten teyze için suratsızdım . Bir kere kadına hava durumu ile ilgili bilgi bile versem onun için gözüne girmeye çalışan gelin adayıyım . Hayır teyzem , senin oğullarının ikiside kırk yaş üstü ve ikiside evli . E beni 38 yaşındaki kızına da alamayacağına göre ben seni ne yapayım ?
Ayten teyze bizi hızlıca unutup balkonundaki çiçeklerine döndü. Zaten neyi unutmuyordu ki .
Yanımdaki barzoyla yürümeye devam ettim. Ağzını ikide bir yamultup bana laf etmesi dışında herhangi bir sorun yoktu şu an. Yanımdaki barzo kim miydi ? Tabiki hayatımın olmazsa olmazı kardeşim Ekin .
Bu çocuğa ne yaptık da böyle oldu bilmiyorum ama genetikle ilgili olmadığını biliyordum . Birkere ben vardım bu ailede , genetikle ilgili sıkıntı olamazdı , bu çocuk ya hastanede karışmıştı ya da Amerika'nın bir oyunuydu bu durum . Neden mi böyle düşünüyordum peki , hemen açıklayayım .
Geçen hafta olan futbol takımı seçmelerine seçilebilmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı . Seçmelere sağ salim gitmişti ama ne olduysa seçildikten sonra sevinç gösterisini yaparken olmuştu : Kafasını yarmıştı . Şimdi de birlikte kafasına atılan dört dikişi aldırmaya gidiyorduk .
Hayır çocuğum sen top oynarken kafanı yarmadın , sevinirken kafanı yarmayı nasıl becerdin ben onu anlayamıyorum . 17 yaşında bir ergen olması mı durumu bu hale sokmuştu bilmiyorum .
Ekin'in ağzının içinde bir şeyler gevelediğini görünce durup ona döndüm .
" Ağzının içinde geveleme de söyle , ne oldu ? " diye sordum ama Ekin'in ilgisi çoktan yörünge değiştirmişti bile . Nereye baktığını görmek için kafamı vücudunun yanından uzatıp baktığı yere baktım , birde ne göreyim ; bizim sidikli Nesrin !
Ne olduğunu sorgulayamadan oda bize doğru döndü ."A Ekin! Nasılsın, nereye gidiyorsun böyle ?"
Bu barzonun elleri mi titriyordu , bana mı öyle geliyordu ? Aşkın da bu kadarı . Bu çocuk ne ara bu kadar kapıldı bu sidikliye .
" Sağ ol Nesrin beni de sorduğun için ya ."
Nesrin , gözlerini zar zor Ekin'den ayırıp bana döndü . " Ekin'den dolayı seni göremedim Özgür abla , sen nasılsın ? "
"Onu fark ettim sidikli. İyiyim sağ ol ."
Ekin, yanımda ciğeri yırtılmış gibi öksürmeye başladı . Hıh , sidikliydi işte . Gerçi sidikli midikliydi ama sağlam kızdı , aynı zamanda güzeldi de . Sarı uzun dalgalı saçları ile adeta ben burdayım derdi . Tabi benim de kardeşim fena değildi . Barzo marzo ama yakışıklı bir şey . Ailedeki boy geni ve karizma da eklenince tadından yenilmiyordu. Gerçi boy geninden bir tek o yararlanmıştı ya , neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür
Fiction générale"Bana karşı koyabileceğine inanıyor musun gerçekten?" diye fısıldarken , boynuma vuran nefesi ile içime küçük bir soluk çekebildim. Karşı koyamayacaktım, biliyordum. Ama bunu onun bilmesine gerek yoktu. Bir mahalle klasiği.