4.Bölüm

823 57 93
                                    

Herkese selamlar 🍀

Yeni bir bölüm işte ...

Bölüm şarkısı : Sezen Aksu - Seni yerler

İyi okumalar .

🪐


Adını hatırlayıp yüzünü net hatırlayamadığım çocuk -Tunç- galiba bana bir kaç yıl önce mektup gönderip mahallelinin diline düşen çocuktu. Ben detaylar ile ilgilenmediğim için hatırlamıyor olmam normaldi bence. Detaylar ile yakından ilgilenen Ekin'in ise şu an o çocuk ile aynı maçta olması, kafama yeni dank ediyordu.

Fasülyenin faydalarını saymaya başlamadan önce maçta kavga çıkmaması için dua etsem iyi olacaktı .

Maç zerre kadar ilgimi çekmiyordu ama mecburi olarak gözlerimi sık sık sahada gezdirmeye başladım .

Birden aklıma sahaya neden göz attığım geldi . Melih denen çocuğu hala görmemiştim. Ya da görmüş ama fark etmemiştim . Çok da önemli değildi aslında. Çok hızlı pes etmeme bakmadan maçın bitmesi için dakika sayıyordum. Zira ilgimi çeken hiç bir şey yoktu . Topun peşinde kimin koştuğu beni alakadar etmezdi . Ben sahada olsam belki işler değişirdi . Şayet top bana deymesin diye kaçarken çok eylenirdim , emminin . Ama sahada değildim ve topun peşinde koşanlar zerre ilgimi çekmiyordu . Ekin her seferinde beni buraya sürüklediği için alışmıştım ama .

Maç normal bir şekilde ilerlerken bazen Tunç ve Ekin'in yan yana gelince birbirlerine sert davrandıklarını görüyordum ama çevrelerindeki insanlar çok hızlı bir şekilde müdahale ettikleri için şu anlık bir sorun yoktu . Maçlarda bazen böyle pürüzler olduğu için de pek dikkat etmiyordu diğerleri . Sorunsuz atlatılabilecek bir maç olurdu bence .

Maçı izlemek artık eziyet gibi gelmeye başlayınca etrefımdaki insanlarda göz gezdirmeye başladım . Kızlar pür dikkat sahaya bakıyorlardı. Nedeninin bahsettikleri çocuk olduğunu biliyordum ama ben sahada bakılmaya değer bir şey görmemiştim.

Hoş , çevredeki kızların çoğu her iki dakikada bir iç çekip duruyorken sahadaki kişi yakışıklı bile olsa kabul eder miydim bilmiyordum.

Sevda zaten Doruk abiyi izlemek için burdaydı . Aynı şekilde Seren de öyle , Sinan abiyi izliyordu . Sevda kadar dikkatli ve mutlu bir şekilde değildi sadece . Onun hali de vasattı ama bir şey diyemiyorduk . Uzun zamandır platonikti ve bunun sevgi değilde bir tür hayranlık olduğunu biliyordum. Özellikle de çevredeki insanlar Sinan abi ve onun abisi Kenan abiyi bu kadar sevip överken , Seren'in bunlardan etkilenmemesi imkansızdı. Ama uzun bir süre olmuştu ve Seren ile birlikte bizde bu hayranlığa alışmıştık. Aralarında bir şey olmasını da isterdim doğrusu çünkü gerçekten ikiside çok sevdiğim insanlardı . Ama olacak gibi değildi çünkü Sinan abi Seren'i görmüyordu bile . Daha doğrusu görüyordu ama benim gibi ya da Sevda veya Nesrin gibi görüyordu . Kısacası kardeşi gibi görüyordu . Bu da Seren'i cidden üzüyordu . Üzümlü kekim bu konuya çok kafa yoruyordu . Onunla birlikte bizde yoruluyorduk ama olsundu .

Sahadan gelen seslerin kesilmesi ile düşüncelerimi kafamdan sildim . İlk yarı bitmişti galiba . Çünkü hepsi farklı bir kenara dağılmışlardı. Bizimkiler bize doğru geliyorlardı zaten . Kızlarda da bir hareketlenme olmuştu ama ben dikkatimi bana doğru ,elinde telefonla gelen Ekin'e vermiştim . Onu karşılamak için ayağa kalkıp ,yönümü ve dikkatimi ona verdiğimi belirttim .

"Özgür, annem beni iki defa arayıp mesaj atmış , ablan telefonlarımı açmıyor diye . Baksana bir. " dedikleri ile gerilirken üstüme giydiğim kapşonlunun cebine elimi attım . Fermuarlı cebin fermuarını açıp telefonumu elime aldım . Telefonum sessizdeydi ve annem üç defa aramıştı . Ne olmuştu acaba?

Özgür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin