ÖLMEMİŞ

32.9K 1.4K 205
                                    

Uyandığımda yine savaş karnıma kafasını koymuş ve uyuyordu. Sürekli benimle mi uyuyacaktı? Kafamı kaldırıp baktım ve yerde onun kıyafetlerini ve benim kıyafetlerimi gördüm.

Üzerimde sadece yarım atletim ve altimda şort vardı. Savaşın üzeri ise tamamen çıplak ve altında onunda şortu vardi. Aklıma gelen düşünceyle korktum. Biz dün gece ne yaptık? Daha doğrusu o ne yaptı? Kalbim hızla atmaya başladı.

"Yine ne oldu da şu kalbin güm güm atıyor?" İşi gücü yok gibi sürekli kalbimi mi dinliyor bu. Gerçi şuanda karnımda uyumaktan başka işi yok.

"Biz, yani sen, dün gece-" savaş sözünü kesti "korkma dün gece sevişmedik" ne kadar rahat? Savaşı üzerimden ittirmeye çalıştım

"o zaman neden üzerimiz çıplak" savaş karnımdan kafasını kaldırıp yüzüme baktı "ne çok konuşuyorsun sen. Dün gece yine kabus görüyordun, çok terlemiştin bende üzerini çıkarıp bunları giydirdim"

yine mi kabus gördüm? Ne ne ne! bir dakika savaş beni iç çamaşırlarımla mı gördü?

"Neden beni uyandırmadın? Kendi üstümü değiştirebilirdim?" Bi üstümden kalkmadı

"kış uykusuna yatmış gibiydin yaninda bomba patlasa uyanmiyorsun" bu bana ayı mı demek istiyor? Gerizekalı.

"tamam kalk üstümden artık" dedim. Tekrar karnıma kafasını koydu "Hayır." Bıkkınlıkla nefes verip kafamı geri yastığa koydum.

Boğuk bi sesle konuştu

"Annenlerin ölmesinde neden kendini suçlu buluyorsun?"

"Bu nereden çıktı?" Diye sordum.

"Dün gece benim yüzümden diye ağlıyordun" dedi

"Bilmiyorum, belki de onları kurtaramadığım içindir"

"Nasıl kurtarabilirdin?"

Kısık bir sesle "bilmiyorum. Benimde ölmem gerekiyordu sanki" dedim. Savaş kafasını rahatını bulmuş gibi oynattı

"Kendini bu konuda suçlaman çok saçma. Belki de Tanrı senin ölmeni istemedi"

"Nasıl yani?" Diye sordum. Biraz düşündü

"Yani-" kelimeleri toparlamaya çalışıyor gibiydi "o gün evden ekmek almaya çıkmışsın, senden önce baban gitmek istemiş ama sen kendin gitmek istemişsin. Baban gitseydi annenle sen ölecektiniz, ama sen gittiğin için annenle baban öldü, bunun gibi"

annemle babam öldü, annemle babam, böyle söyleyince içim sızladı.

"Bu kadar basit düşünemiyorum" dedim.

Savaş biraz bekledi ve konuştu "bazen basit düşünmelisin, kadere inanmalısın" dedi, bu vampirin psikolog perileri geldi herhalde.

"Kaderimde bir vampir tarafından kaçırılıp, zorla kanımı içmesi de varmış demek" dedim. O bu dediğime güldü, gülünecek ne var?

"Söylediğim gibi bazen kadere inanmalısın, belkide kaderinde bu vampire aşık olmakta var" dedi, bende bu söylediğine güldüm ve alaylı bir ses tonuyla

"tabi ilerdede evlenir çocuk yaparız, yarı insan yarı vampir" dedim. Benimle ayni ses tonuyla

"belki de evlenmeyi beklemeyiz" dedi. Bıkkınlıkla ofladım ve tekrar ittirmeye çalıştım ama yine olmadı. Tekrar konuşmaya devam etti

"Ne var? Hem çocukların olur hem de yakışıklı vampir bir eşin, herkesin başına gelmez" dedi, bu konuşmanın sonu iyi yerlere gitmeyecek gibi duruyor

"bir aile kuracaksam bu insan kanı içen bir vampirle olmaz merak etme" dedim.

Düz bir sesle "insan kanı içmeyen vampir mi var? O zaman hayatının sonuna kadar evlenemeyeceksin" dedi.

Hayatımın sonuna kadar burada kalacağımı kim söyledi? Onu geçtim evlenmek istediğimi kim söyledi? Buradan tabikide fırsatını bulduğum ilk anda kaçmaya çalışacaktım.

Savaş yine bir anda ayağa kalktı, kapıdan tarafa baktı ve ani bir hareketle alnımı öpüp hızla odadan çıktı.

Şaşkınlıkla yatakta kalakaldım. Savaşın odadan çıkmasını fırsat bilip hemen duşa girdim. Hızlıca duş alıp naza nın dün akşam getirdiği kıyafetleri giydim.

Yine cama ilerledim ve açtım. Ormanin güzel kokusunu içime çektim. Kuşların ve böceklerin cıvıltısı sabah sabah çok iyi gelmişti. Gözlerimi kapatıp sadece ormanın sesine odaklandım. Sonra boynumda sıcak bir nefes hissettim ve onun kokusu burnuma geldi.

Arkami dönemedim, bana çok yakındı, boynuma eğilip kokladi ve öptü. Boynumu tekrar ısırmasindan korktum. Neyse ki ısırmadan kafasını boynumdan çekip saçlarımı kokladi. Bu yakınlıkta ne kadar rahatsız olsam da ona karşı gelemiyordum. Çünkü sonuçları iyi olmuyordu. Buradan kaçana kadar bunlara göz yummak zorundaydım.

Beni kendisine çevirdi ve aramızda ki mesafeyi acti "aşaği gidiyoruz" elimi tutup kapıya yöneldi

"ne oldu?" diye sordum, cevap vermedi.

Merdivenlerden indiğimizde gözlerime inanamamıştım. Kaza yerinde benden yardım isteyen, ölmek üzere olan kız, şuanda canlı canlı koltukta oturuyordu. Ölmemiş, ama nasıl...

 Ölmemiş, ama nasıl

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9. Bölüm sonu yıldızı doldurmayı unutmayın 😋

Sevgiler, saygılar, okuduğunuz için teşekkürler, oy verin, yorum yapın ve görüşürüüzz🖤🧛

KİMSESİZ VE DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin