BEKLEYİŞ

25.5K 1K 245
                                    

Keyifli okumalarr💖

Acı duygularımı taşıyan gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken uzağa baktım. Savaş ve noranın gittiği ormana. Başlarda bana dokunmasına bile tahammül edemediğim savaşın şimdi yanımda olmasını istiyordum.

Nora... Noranın bana karşı kini ve öfkesi savaşa olan aşkı içinmiş. Savaş ile beni yan yana görmeye tahammül edememsinden dolayı bana bir sürü oyunlar oynadı, kötü davrandı ve aşağıladı hep. Savaşa olan aşkı basit değil di bence noranın. Kim biri için insanlığından vazgeçebilir ki çünkü. Ama bana oynadığı bu oyunlar savaşı ondan daha da itmişti.

Çıkarları için fırsat oluşturmaya çalışanlar sonunda mutlaka hırpalanırlardı.

Nora da bu işte. Nora gibi birisi olsaydım onun bu haliyle dalga geçip aşağılardım. Ama onun söylediği sözler benim canımı yakmıştı. Kim bilir o ne haldeydi...

Düşüncelerime dalmışken kapı tıklatıldı

"Gelebilirmiyim?" Dedi melisa yumuşak sesiyle. Elimle gözyaşımı sildim hemen

"Gel tabiki" dedim onunla aynı ses tonuyla.

Gelip bana sarıldı. Melisanın sevgi dolu kollarında kaybolmak istedim. Ben de ona sarıldım.

"Konuşmak istermisin?" Dedi. Kafa salladım yavaş yavaş

"Savaş bana kızgın. Hatta kırgın. Onu üzdüm" dedim kısık bir sesle

"Onu üzdün" dedi kısık bir sesle. Bunu söylemesini bekliyormuş gibi bir yaş daha süzüldü gözümden

"Kim olsa aynı şeyi düşünürdü maral. Onları öpüşürken görmüşsün. Kim sevdiği adamın dudaklarını, başka birinin dudaklarıyla birleştiğini görmeye tahammül edebilir? Hem de o gün seni öpmüşken" dedi omzumu okşarken.

"Onu kıracak sözler söyledim" dedim yine aynı ses tonumla

"Oda da kavga ettiğimiz zaman ki yüz ifadesini görseydin eğer--" cümlemi bitiremeden tekrar sarıldı

"Şimdi ne yapacağım? Dedim boğuk çıkan sesimle

"Naza söylemişti. Savaşı uzun zaman sonra ilk defa böyle görüyormuş. Savaş sana böylesine kırılmışsa ve kızmışsa, sana çok değer veriyor demektir. Seni affedecektir maral"

"Ve ben de ona 'sana kızacak kadar değer vermiyorum' dedim. Onu üzmüş olmam beni daha çok kahrediyor" dedim. Sesim sonlara doğru daha da kısılmıştı.

"Nora ile konuşup gelecektir. Onunla konuş" dedi. Cevap vermedim.

"Naza ve Kaan nerede?" Diye sordum

"Naza aşağıda, çay içiyor. Kaan da alt kata indi bir işi varmış"

"Hadi aşağı gidelim" dedim. Savaşı yukarıda yeterince bekledim. Biraz da aşağıda bekleyeyim.

Melisa ile merdivenlerden inerken nazanın bardak ve çay kaşığıyla yaptığı ses dudağımın kıvrılmasına neden oldu. Melisa olmasa çay içmeyecekmiş kız.

Amerikan mutfağı tarzı bir yerdi. Gidip iki çay bardağı aldım ve melisa ile kendime çay doldurdum

"Açık olsun benim ki" diye seslendi Kaan. Yanımıza gelirken

"Ben anlamadım ya, biz odalara çekildik, yattık uyuyacağız, sonra cam kırılıyor kıyamet kopuyor, eve geri geliyoruz çay içiyoruz anasını satayim" dedi kaan.

KİMSESİZ VE DENGESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin