Raporumun bitmesine ve okula dönmeme bir gün kalmıştı. Bu antrenmanlara devam etmem demekti. Üç hafta sonraki turnuva için gerçek anlamda fazla zamanım yoktu. Kalbim şimdiden ağzımda atıyormuş gibi hissediyordum.
Jürilerden biri İngiltere Ligi'nin direktörü olacaktı. Kolejin yüzme kolundaki potansiyel barizdi. Bir sürü insan orada bizi izleyecekti. Aileler, öğretmenler, belediye başkanı, okul kurulu, öğrenciler. Yüzlerini kara çıkarmamak istediğim beş kişi vardı. Kazansam da kaybetsem de benimle gurur duyacaklarını biliyordum ama kazanmak zorundaydım.
Çok küçük yaştan beri yüzen biri değildim. Daha doğrusu istemiştim ama mümkün olmamıştı. İlkokuldan sonra burs kazandığımda yeteneğimi beden eğitimi öğretmenime fark ettirebilmiştim. Tam sekiz yıldır yedinci kulvarda geleceğim için kulaç atıyordum.
Duş aldıktan sonra sargılarımı çıkarmış ve pansuman yapmak yerine küçük bir yara bandıyla saçlarımın arasındaki yarayı kapatmıştım. Artık ihtiyacım yoktu. İyileşmiştim. Bu iyileşmeye vücudumdaki izler de dahildi. Çoğu kaybolmuştu ve vitaminler bana deli gibi enerji veriyordu. Bu haftayı havuzda geçirebilmeyi dilerdim. Çok sağlam çalışabilirdim.
Zil çaldığında koşarak kapıya ulaştım. Calum'lar gelecekti. Film gecesi yapacaktık.
Kocaman gülümsememle kapıyı açtığımda o kirli suratı karşımda görmeyi beklemiyordum.
Göz göze geldiğimiz an korkudan bedenim titredi. Kapıyı hemen kapatmaya çalışsam da koca ayağını araya sıkıştırmayı başarmıştı. Ne kadar çabalasam da onu tutamadım. Sert bir itiş ve yere kapaklandım.
"Kime verdin de böyle yerlerde yaşıyorsun orospu!"
"Hemen git yoksa polisi çağırırım."
Kapıyı kapattı.
"Bir de siktiğimin polislerini üzerime saldın lan!" Yüzüme sert bir tokat yedim. Geriye doğru kaçmaya çalışıyordum ama nafile. Cüssesi o kadar büyüktü ki.
"Yardım edin!"
Boğazımı tutarak başımı arkamdaki duvara sertçe çarptığında kulaklarımda sirenler yankılanıyormuş gibi hissediyordum. Kusacaktım.
"Babasını polise vermiş, sürtük. Aynı annen gibisin."
Beni geride bırakarak evin her yerini dolaşmaya başladı. İğrenç kokuyordu. Ayağa kalkamıyordum.
"Paran nerde lan?"
"Yok param," İnleyerek konuştum. "Defol git."
Duvara tutunarak yerimden kalktım.
"Git dedim. Polisi çağırırım. Hapislerde çürürsün. Orospu çocuğu."
Elime geçirdiğim vazoyu ona fırlattığımda yana kayması yeterli oldu. Iskalamıştım.
"Seni fahişe!" At kuyruğu topladığım saçlarımı eline doladı ve beni yere itti. Direnemiyordum. Bacaklarına yumruklar geçirsem de etki etmiyordu. Yüzüme bir yumruk yedim, ve bir, iki, üç.
"Baba, lütfen!"
Kapı çaldığında ayağa kalkmaya çalışıyordum ama ağzımı eliyle kapatmış ve beni tutuyordu. Ondan acilen kurtulmalıydım. Fakat burnumdan ve ağzımdan aktığını hissettiğim kan midemi bulandırıyor ve başımı döndürüyordu.
Kapı şiddetle çalmaya başladığında çocuklar olması için dua ediyordum çünkü yanlarında anahtarım olmalıydı. Güç bulduğum bir anda ağzımdaki elini ısırdım ve elinden kaçmaya çalıştım. Ama saçımdan tekrar yakalamıştı. Şükürler olsun ki çığlık atabilmiştim ve kapıdan Lexi'nin adımı bağırmasını duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
underwater 💧 zm [completed]
FanfictionZayn ve Hela su altında ezeli rakiplerdi. 🏅 #1 on zayn #1 on malik #1 on zaynmalik #1 on lukehemmings #1 on calumhood #1 on ashtonirwin