chapter 12 🏅

275 26 2
                                    

Bugündü.

Etrafımdan her şey çok normalmiş gibi geçip giden ve sadece her şeyi izleyecek olan insanları izliyordum. Kalbim ağzımda atıyordu. Bir ritim tutmuş ayağımı zemine vuruyordum.

"Tırnak etlerini koparmışsın yine." dedi Luke elimi avuçları arasına alırken. "Kanamış. Şu yarışma bitsin, hemen randevu alalım, manikür yaptıralım."

Dediğine gülerek tırnaklarıma baktım. Daha önce bunu yapmak için ne param ne de fırsatım olmuştu ama kendimi şımartabilirdim. Gerçekten iğrenç görünüyorlardı.

Bir saatten az kalmıştı. Okulun arabalarıyla büyük olimpiğe gidecektik. Dört okuldan beşer genç. Serbest stil. En kısa sürede elli tur.

Son bir hafta havuzdan çıkmamıştım. Hem çalışmak hem de antrenman yapmak fiziksel olarak beni çürütse de kafada oldukça motiveydim. Ya kazanacaktım, ya da kazanacaktım. Başka şansım yoktu.

Her okuldan beş kişi, dört büyük okuldan toplamda yirmi kişi yarışacaktık. En iyiler seçilmişti.

Alaska, Davis, Jacklynn, Zayn ve ben.

Anonslar yapıldıktan sonra herkes arabalara dağıldı. Alaska ve Jacklynn bir arabaya binerken, Davis ile başka bir arabaya bindik. Zayn ortalarda görünmüyordu.

Birçok kez beraber antrenman yapmıştık. Ve küçük kaçamaklar... hala suçlu hissettiriyordu ama ona karşı koyamamıştım. Her akşam kafeye gelmiş ve beni rahatsız etmeden kendi halinde takılmıştı. Genel olarak aramız iyiydi. Birkaç gün evinde kalmıştım. Onunlayken kendimi iyi hissediyordum, yalnızca birkaç sevgi sözcüğü eksikti ve bunları onun gibi birinden beklemem imkansızdı.

Çocuklar ve Lexi de orada buluşmak üzere yanımızdan ayrıldıklarında arabada Davis'le samimi bir sohbet ettik. Zengin çocuklarından biriydi, yarış işini fazla umursamadığını, diğerlerinin karşısında fazla şansı olmadığını söylemişti. Annesi istediği için yapıyormuş, farklı hayalleri varmış. Takımda sadece o, Jacklynn, -çoğu zaman sadece ders notları için- ve Nova ile iyi anlaşıyorduk, Jacklynn ve Davis'in doping dilekçesini imzalamasını saymazsak.

Yarışların olacağı yere geldiğimizde heyecanım gittikçe artmıştı.

Diğerlerinin farklı şansları vardı. Fakat benim yoktu, tek şansım bu yarıştı. Başka çarem yoktu. Özel takımlara girebilecek param da yoktu, liglere de. Eğer kazanırsam hayatımı kurtarırdım. O barda çalışmak zorunda kalmazdım, Lexi'ye daha fazla yük olmazdım. Alacağım lisans ücreti çok yüksekti ve bunun dışında da sporcu kariyerim resmi olarak başlayacaktı. Eğer her şey yolunda giderse milli yüzücü bile olabilir ve olimpiyatlarda ülkemi temsil edebilirdim.

Çantalarımızı alarak büyük binaya girip, soyunma odasına gittik. İçimde kötü bir his vardı. Dışarıdan bakıldığında her ne kadar uzun olsam da ince olan bedenim gördüğüm üç kas yığını kızla yarıştırılamayacak kadar güçsüz duruyordu.

Tanrım, şaka mı yapıyorsun? Bu kızların bir kulacı senin üç kulacın. Suyu delerler amına koyayım.

Mayomu üzerime geçirdikten sonra bonemi ve gözlüğümü aldım. Soyunma odasında bir tek ben kalmıştım. On beş dakika sonra yarışacaktık. Çıkmak istemiyordum, korkuyordum. Yıllardır kıçımı yırtarak yaptığım bu bok, saniyelere belki de saliselere bağlıydı.

Kalbim çok hızlı atıyordu. Fakat daha da heycanlanırsam her şeyi elime yüzüme bulaştırırdım.

Kapının açılmasıyla birlikte oraya dönmüştüm. Zayn gelmişti. Rakip olmamız canımı sıkıyordu. Ama yine de gülümsedim ona. Fakat o bana aynı şekilde karşlık vermemişti.

underwater 💧 zm [completed]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin