13

401 18 2
                                    

Murat Kurşun - Mardinli Güzel Yarim

🧭

"Baba dedem bu aletin bana çok tehlikeli olduğunu söylemişti bir keresinde. Bana neden vermek istiyorsun?"

Feridun parlayan gözleriyle elindeki alete bakıyordu. Küçücük eline tutuşturulan tehlikeli şeyi babasının neden ona verdiğini bilmiyordu. Minik ellerine hiçte yakışmıyordu.

Babası Nûzan Ağa, oğlunun korkak gibi davranmasına öfkelenerek elini kaldırdığı gibi çocuğunun yumuşak tenine tokat attı. Okkalı tokatın şiddetiyle Feridun yere savruldu. Çakır gözleri buğulanırken ağlamamak için dudaklarını ısırdı. Onun da gözleri bir zamanlar buğulanırdı. Ta ki bugüne kadar. Merhamet tohumlarının ekildiği zamanlarda babası ektiği fidanları sökmesi için onun eline orak verip merhamete dahil hiçbir şey bırakmamıştı. Öfkenin ateşi daha o yaşlarda işlenmişti gözlerine.

"Erkek adam korkar mı lan silahtan? İsmail Ağanın oğlu Fırat'a bak, senin yaşında ama ata bir binişi var sanki kırk yıllık ciritçi. Onun kadar olamadın. Utanıyorum senden."

Sürekli kıyaslanan çocukların rekabetçi tavırları daha ağır basardı. Kıskanç tavırları içten içe büyür, model almak yerine daha üstün olmayı seçerlerdi. Feridun'da da aynen böyle olmuştu. Babasının sayesinde Fırat'ı hep kıskanmış üstüne üstlük ondan daha gösterişli olmak istemişti hayatı boyunca.

Nûzan Ağa, Feridun'un ensesinden tuttuğu gibi ayağa kaldırdı. İlerideki nişan alınmayı bekleyen birbiri ardına dizilen boş cam şişelerini gösterdi. "Eğer o şişelerden iki tane dahi vuramazsan iki gün boyunca değil dışarıya çıkmak yemek bile vermeyeceğim sana. Şimdi nişanını al oğul."

Feridun ellerinin titremesine engel olamazken babasının tehditi üzerine daha nasıl sıkıldığını bilmediği silahı sıkıca tuttu ve tetiğe bastığı gibi kulağı uğuldamaya başladı. Şişelere gelişigüzel ateş ederken sonunda mermilerin bitmesiyle silahı hemen babasına emanet etti. Nûzan Ağa şişelere bakarken sadece bir tanesi kırılmıştı. Burun delikleri genişlerken kahyasını çağırdı.

"Abidin, şu çocuğu gözümün önünden al. Mutfaktakilere haber ver, iki gün boyunca yemek vermeyecekler buna, odasına da kilitle dışarıya çıkmayacak. Kimse onunla iletişim dahi kurmayacak."

"Emredersin ağam." Abidin, zangır zangır titreyen küçük bedeni beraberinde götürürken çocuğun haline üzülmüştü. Ağasından çektiği neydi bu çocuğun? Yaşıtları arabalarla oynarken silah da neyin nesiydi?

MEZOPOTAMYA'NIN ÇÖKÜŞÜ (TÖRE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin