📢📢Konuşan Gözler (KİTAP OLDU)📢📢

Bölüm 8

🌿🌿🌿Kitabı nasıl buldunuz?
Sizi rahatsız eden bir detay ya da eksik olduğunu düşündüğünüz bir şey varsa mutlaka belirtin öpüldünüz 😘🌿

" Sen delirdin mi Cüneyt? !!  O adam Ali Reza lan! Adam bu ülkenin yarısına sahip neredeyse! Böyle güçlü bir adamla uğraşmak istemezsin." Diyen Mustafa'ya baktım.

" Eğer bir cinayet işlemişse hele küçük bir kızın ölümünden sorumluysa cezasını çekmeli " dedim bir solukta.

" Tabi ki çekmeli ama elinde her hangi bir kanıt olmadan onları sorgulayamazsın. Hele ki suç dosyası kabarık bir kızın ifadesiyle " dediğinde bıkkın bir nefes verdim.

" Sanki adamı tutuklamak istiyorum. Sadece sorgulamak istiyorum "

" Bir şüpheli gibi" dediğinde ellerimi belime koydum.

" Sen kabul et ya da etme onları sorgulayacağım. Adalet herkes için var isterse Dünya'nın sahibi olsun !" Dedim sinirle.

" Tamam tamam sakin ol! Sorgula ama yaninda bende olacağım ve sorgu odasında sorgulamanı istemiyorum. " Dediğinde başımı bıkkınlıkla olumlu anlamda salladım.

***

Hayatın size sundukları koca parlak bir tepside önünüze serilmez, o tepsi ve içindekilerine sahip olması gereken bizleriz.
Seçimlerimiz ve güçlü bir iradenin sonucunda sahip olduklarınıza ulaşabilirsiniz.

Elinizde bir kazma sadece karnınızı doyurmak gibi bir hayaliniz olursa sadece karnınız doyar ama ortaya bir hedef koyup onu hayal etme ile başlayıp seçimlerinizi ona göre yaparsanız mutlaka hayaller gerçek olur ve siz de koca parlak bir tepsiniz olmadığı için üzülmezsiniz.
Tek başına tabi ki bunlar yeterli değil. Bu yolda birçok zorlukla karşılıp yara bere içinde kalacak hatta belki de defalarca pes edeceksiniz ama daha önce de söylediğim gibi güçlü bir iradeniz varsa pes etmek o kadar da kolay olmayacak ve sonuç koca şirketlerin CEO'su Ali Reza doğacak küllerinden.

Bekleme salonunda duvarda asılı biyografisine bakarken bunları düşünüyordum.
Koca bir CEO yerin dibinden başlayıp şimdide gökdelenin tepesinden yine en tepeye bakıyordu. Hayalleri büyüdükçe büyüyor ve bir türlü doymak bilmeyen aç kurt gibi daha fazla büyümeyi hayal ediyordu.

" Ali bey şimdi müsait, sizi bekliyor" diyen sesle bakışlarımı siyah küt saçlı kıza çevirdim.
Hafif çelik gözleri ve koyu makyajı ile gülümsüyerek bakıyordu ama sahteydi.
Başımı olumlu anlamda sallayıp Mustafa 'ya baktım gergindi ve benden korktuğunun farkındaydım.
Kapının elceğine uzanacakken kollarımı tuttu.

" Gözünü seveyim Cüneyt bir patavatsızlık yapıp beni yukarıdakilerle uğraştırma. Kibarca aklımızdakileri sorup gideceğiz" dediğinde alayla baktım.
İnsanoğlunun Allah'tan çok kullardan korkması ne büyük bir ironiydi.
Yıllarca okumuş dirsek çürümüş bir şube müdür şimdi çok fazla parası var diye üniversite bile bitirmemiş bir adamdan korkuyordu.
Eh! Bu dünyanın düzeni böyleydi.
Kimin çok parası varsa o yönetirdi geri kalan bütün emekler ve emektarlar sadece köleydi.
Özürlü bir düzen içinde yaşamaya çalışıyorduk buna yaşamak denirse..
Tesadüfi bir nefesin tesadüfi düzeni.
Bıkkın bir nefes vererek kapıyı açtığımda arkamda düğmesini iliklemeye çalışan adama göz devirdim.

Pencereye dönük yüzü ile elinde cep telefonuyla konuşan adam bize poz kesiyordu.
Alaylı bir tebessümle içeriye adımladığımda bakışları beni buldu ve tabi alaylı yüzümle kaşlarını çatıp daha sonra arayacağını söyleyip telefonu kapatıp ayaklandı. En azından bu kadarına saygı göstermesi ne büyük bir lütuf diye düşündüm alaylı tebessümümü büyüterek.