Bölüm 15

74 48 0
                                    

İlham gelsin diye duaya çıkacağım neredeyse 🥺



İçimdeki derin endişeler içinde uzayıp duran yola bakarken, sanki hiç bitmeyecek bir sınamayla savaşıyordum.
Terlemiş avuç içlerimi pantolunuma sürtüp kurulumaya çalışıyor dudaklarımı kemirip duruyordum.
Bu gerginliğim kalbe zarar gibiydi ve içimi bir fare gibi kemiriyordu.
Hakan'a dönen bakışlarım ile onun da aynı gerginlikte olduğu anlaşılıyordu.
Bu sabah merkeze gelen ihbarla büyük bir şok yaşamıştık.

Aynı gölde bulunan bir ceset ihbarı beklediğimiz bir şey değildi ve daha Ezo'nun dosyası kapanmadan benzer bir ölümle bütün ezberlerimiz bozulmuştu.
Günlerdir üzerimizden atamadığımız umutsuzlukla savaşmak zaten yeterince zor değilmiş gibi, Mete'nin katilinin küçük eğlencesi tuz biber ekmişti. Kaderin bize sunduğu mizah anlayışı yeterli gelmemiş olacak, şimdi de başka bir cesetle işimizi gittikçe zorlaştırmıştı.

Olay yerine geldiğimizde herkes birbirinin yüzüne umutsuzluk içinde bakmış, ne ile karşılaşacaklarını bilemeyen endişeli bakışlarıyla yüzleri kasılmıştı.
Derin bir nefesi içime çekerek gözlerimi sımsıkı yumdum. Bir kaç saniye kendimi tenkin ettikten sonra kapının kolunu tutup çektim.
Bir bacağımı çıkarıp kendimi dışarıya attığımda yine aynı kalabalıkla bıkkın bir nefes verdim.
İnsanlar ceset görmeye ne meraklıymış diye düşünmeden edemedim.

Kalın şeritin altından hızla geçip gölün kenarına geldiğimde cesede doğru yürüdüm.
Yüzü örtülmüş soğuk bedenin yanına çöküp kalın parmaklarımla örtülen poşeti kaldırdığımda gördüğüm soğuk yüzle kaskatı kesilmiştim.

" Meryem!" Adeta bir yankı gibi kulağımda uğuldayan sesimle ellerim havada asılı kalmış çöktüğüm ıslak yere kendimi bırakıp oturdum.
Yardımcılarımın gölgesiyle bakışlarımı onlara çevirdiğimde yüzleri endişeyle kasılmış ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Hakan hızla eğilip poşeti kaldırdığında Selim ve Nazlı da korkutucu bakışlarını morarmış dudakların sahibine çevirdi.
Üzerinde daha dün kafede giydiği gömlek varken hayat dolu bakışları gözlerimin önüne gelmiş, acı bir ifadeyle kasılıp gözlerimi yummuştum.

Hayat, size her zorlukta ayağa kalkmanızı öğütler gibi, sizden bir şeyler aldığında bir süre sonra bağışıklık geliştirir artık bir şey hissetmezsiniz. Ya da belki hissettmediğinizi sanırsınız.
Her olay yerine geldiğimde; artık alıştım beni hiçbir şey etkileyemez dediğimde yanıldım.
Hele ölmüş olan biriyle daha birgün önce canlı kanlı konuştuğumu düşünürsek normalden daha fazla etkilendiğimi söylemem gerek.

Titreyen ellerimle soğuk ellerine dokunup anlıma koyup derin bir nefes alarak hızla ayaklandım.
Bakışlarım Cevher'e döndüğünde hüzünlü bakışları beni bulmuş tebessümle bakmıştı.

"Ne var elimizde Cevher ?" Diye sordum boğuk çıkan sesimle.

" Meryem.. "

" Kim olduğunu biliyorum, kimlik bilgilerini geç. İlk bulgulardan bahset " dedim sözünü keserek.
Anlayışlı bir bakış atarak devam etti.

" Fazla bir şey yok. Vücudunda ki defarmasyona bakılırsa bir gündür suda. Boğularak öldürülmüş. Cinsel istismar ya da güç kullanmaya dair bir iz yok. Sadece ayağında ayakkabıları yok. Muhtemelen.." dediğinde yine sözünü kestim.

" Muhtemelen evde öldürülmüş buraya taşınıp atılmış" dedim bir çırpıda.

" Aynen. Şimdilik ilk bulgular bunlar " dediğinde başımı yavaşça olumlu anlamda sallayıp Hakan'a döndüm.

" Hakan, evine gidin. Üstünde ki kıyafetlerle geldi dün yanıma muhtemelen evinde pusuya yattı bekledi. Meryem eve girer girmez saldırmış olmalı "

📢📢Konuşan Gözler (KİTAP OLDU)📢📢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin