Bölüm 4: Üç Şeker Kamışı

79 4 64
                                    

Bölüm 4: Üç Şeker Kamışı

O ana dönüş,
Armin'den.

Bazen, zihnim olan şeyleri geç kavrardı.

Bu zihnimin zayıf olmasından değil, attığım en basit bir adımdan üç adım sonrasını şimdiden düşünüp zihnimin her köşesini işgal etmesindendi.

Bu şey, sadece bazı anlarda oluyordu. Görev sırasında aksine üç adım sonrasını düşünüp, o an için analiz yapıp bir saniye sonra harekete geçebilirken normal bir anda, hayatımın herhangi bir parçasında bu özelliğimi yitiriyordum.

O an da yitirmiştim.

Karşımdaki genç kızın şakaklarından süzülen ter damlalarının havanın soğukluğuna tezat bir şey olduğunu anlayamamıştım ve saniyeler sonra da o kızın göz bebeklerinin kaybolup karanlığa düştüğüne şahit olmuştum. Karanlığa çekilişinde yüzündeki sancılı bir ifade kendine yer bulurken az sonra sanki başının ağırlığını taşıyamayacak hale gelmiş gibi yavaş yavaş dengesini kaybetti.

O andan sonra zihnim uyandı ve komut verdi.

Bayılan kız için kollarım öne doğru uzandığında dengesini kaybeden bedeni kollarımın arasına düştü. Sağ kolumun üstüne üst gövdesi ağırlığını verirken bacakları hala yerdeydi. Kızın şakaklarından ter damlaları süzülüyor, bayılsa bile yüzünde acı dolu silik bir ifade kendini koruyordu. Dakikalar boyunca direndiği şey şu an onu ele geçirmişti.

Bunu fark etmem gerekirdi.

Kaldırım kenarında öylece kucağımda baygın bir genç kızla dururken birkaç saniye sadece olayı hazmettim. Başıma durduk yere iş açmış olabilirdim ama bundan şikayet edecek vaktim yoktu. Bir şeyin gerçekleşmiş olmasında mutlaka bir sebep vardı ve kızın ben yanındayken bayılmış olmasında da iyi bir taraf olduğuna inanıyordum. Başka bir yerde bu durumu yaşasa ona yardım edecek kimse olmazdı belki, kız sonunu böyle yaşardı.

Sırtına kadar uzanan elimi iyice sarıp diğer kolumu bacaklarının arasından geçirdiğimde başı sağ kolumdan taşıp yere doğru sarktı ve böylelikle boynu gerildi. Siyah saçları kolumun dışından süzülürken kapalı gözlerine birkaç saniye baktım. Bu sürede ne yapacağımı düşündüm, kısa bir analiz yaptım ve bu sefer beş adım sonrasına kadar ince işleyip harekete geçtim.

Yükü kollarımın arasına yerleştiğinde yağmurun altında duran yüzüme düşen yağmur damlaları çenemden süzülürken derin bir nefes aldım. Nefes alışımla beraber topuklarımın üstünde tam ters yöne dönüp kaldırımda yürümeye başladım. Sağlam adımlarım seri bir hal aldığında sessiz sokak arasında olabildiğince dikkat çekmeden karşı kaldırıma geçtim. Yağmur, kuvvetle yağmaya devam ederken gök gürlüyor, kasvetli hava belirli aralıklarla aydınlanıyordu.

Karşı kaldırıma dökülen adımlarım ara sokaktan dar geçide girdiğinde ona gelirken çok nadir kullandığım arabayı park ettiğim binaların arasına yürüyordum.

MEDUSA AKADEMİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin