Bölüm 15: Kalpsizin Biri

25 2 5
                                    

BÖLÜM 15: KALPSİZİN BİRİ
İLAHİ BAKIŞ AÇISI

Bir kapı sertçe kapatıldığında genç adam öfkeli kadının hareketlerini ifadesizce izlemeye devam etti. Uzun süredir arkadaşı olan o kadın söylenip dursa da kendisinin pek umurunda olduğu söylenemezdi. Üstelik öfkelendiği konu onun için hep gerçekleşme ihtimali olan beklendik bir şeydi.

 "Bu kadar öfke duyacağın bir şey yok Efsa." dedi sakin bir sesle onu daha fazla öfkelendireceğine bilerek. Efsa'nın bal sarısı gözleri hızlıca ona döndüğünde kendisini öldüreceğini düşündü bir anlığına, "Ayrıca bugün bunu dinleyecek kadar gücüm yok." Sesi keyifsizdi ve saatler önce yaşanan başarısız suikasttan sonra oldukça sinirliydi.

 "Gücün yok, öyle mi?" dedi Efsa, "Anna'nın üzerine kendini siper ederken gücün vardı Alec. Ölecektin." Sessizleşti ve odanın içinde volta atmaya devam etti, "Anna'yı teğet bile geçmezdi kurşun ama sen kendini önüne attın. Eğer o keskin nişancıyı Dimitri ve adamları bulamazsa gidip Profesör'e kendini feda edişini söyleyecek. Düşmanın eline koz vermenin hala ne kadar kötü sonuçlar doğuracağını bilmiyor musun?"

 Alexander,onun son sözlerinden sonra hafifçe kaşlarını çattı ve eş zamanlı olarak bakışları sertleşti. Oturduğu yerde gerginlikle hareketlendiğinde onun nasıl olur da böyle bir şeyi söyleyebildiğine karşı öfkelenmişti, "Yeter bu kadar." dedi dostuna, "Siper oldum doğru çünkü beni koruyan on adam varken namlu ona çevriliydi. Bu yüzden..."

 "Aşıksın," dedi Efsa sertçe ona bakarken. Bu durumdan oldukça rahatsızdı çünkü çok uzun zamandır onun kardeşine ilgisi olduğunu görüyordu. O, her ne kadar dört duvarın arasında korunaklı bir kalede yaşıyor olsa bile ölümle burun buruna gelmesi birkaç saniye alıyordu, "Öyle, değil mi? Anna Türkiye'ye geldiğinden beri hep bu anı bekledin. Bir gün kapına gelmesini diledin. Eğer o gelmezse sen gidecektin."

 Daha da rahatsız olduğu için boğazını temizleyerek ayağa kalktı ve gözlerini ondan kaçırdı. Bu konuşmayı yapmak istemiyordu, "Değilim." dedi konuşmanın hemen bitmesi için daha sert bir tonda, "Kardeşine aşık değilim."

 Efsa, bu söylediğine inanmadığı için alayla güldü ve başını iki yana salladı. "Aptallık ediyorsun." dedi kinaye dolu bir sesle, "Kendini kandırmaktan başka bir şey değil senin yaptığın." Kendini sakinleştirmek için derin bir nefes alsa da pek bir işe yaramadı, "Onu sana gösterdiğim ilk andan beri hayran hayran ona bakarsın. Prag'a gittiğimde hep ilk önce onun nasıl olduğunu sorarsın." Efsa ardı ardına arkadaşının yalanını düşürmek için kendi düşüncelerini sıralarken Alexander bunların doğru olduğunu bilerek boşluğu izledi, "Babam, Anna'nın da buraya gelmesi gerektiğini söylediğinden beri günleri sayan sensin Alexander. Bana yalan söylemeye çalışma o yüzden. Anna'yı zaafın haline getirmeye başladığını biliyorum. Uzak tutmaya çalıştıkça daha fazla yaklaştığını biliyorum."

 "Hiçbir şey bilmiyorsun Efsa." dedi sonunda daha fazla dayanamayarak, "Bunlar senin gördüğün basit şeyler," diye devam etti, "Bunlar benim sözlüğümde karşılığı olmayan şeyler." Derin bir nefes aldığında dudaklarını ıslattı, "Olan şeyler senin için bir histen mi ibaret? Tamam, sen öyle de. Fakat benim için öyle değil." Efsa daha fazla sinirlendiğinde o devam etti, "Sikeyim güvenliğimi. Bugün, orada eğer bir kurşun ona isabet etseydi bu oyunu o anda bitirirdim. Babamın intikamı bile beni durduramazdı, tam o anda her şeyin sonunu getirirdim Efsa. Anlıyor musun? Buna aşk mı diyorsun?"

MEDUSA AKADEMİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin