Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kochou, higanbana çiçeğini bilir misin? Ölümü temsil eder. Peki sen ölmeden önce bu kırmızı zambağı gördün mü?
Artık kış geldi kochou. Evimde olduğundan daha fazla kalıyorum. Son zamanlarda pek görev de olmuyor. O yüzden bol bol boş zamanım var.
Sen olsaydın da bu boş zamanlarımızı doldurabilseydik. Belki senin benimle konuşma çabalarınla, belki benim inatçılığımla.
Bugün şehre iniyorum birkaç işim var. Onları halledip bir yere sapmadan eve döneceğim. Biliyorsun soğuğu pek sevmem.
Şehre indim ve işlerimi hallettim. Bembeyaz karlar şehri kaplamış. Sanarsın beyaz şehri esir almış. Yolda yürürken bir kırmızılık gördüm. Higanbana çiçeğini andırıyordu. Fakat emin olamadım.
Daha yakına gittim. Evet, düşündüğüm gibi. Bu higanbana çiçeği. Kıkırdadım. Yaklaştım ve çiçeği kopardım. Daha yakından inceledim çiçeği. Çok güzeldi. Ama senin kadar değil.
Yoluma devam ettim. Hava çok soğuktu. Şehre inerken hızlı davranmıştım fakat şu an donmak üzereydim. Dişlerim takırdıyordu. Soğuk beni esir almıştı.
Tam o zaman bir koku aldım. Siktir. Bu bir iblis kokusu. Lanet olası tam zamanını buldu. Sırtımdaki yükü bıraktım. Koku git gide yaklaşırken pozisyonumu aldım ve iblisin saldırmasını bekledim.
Çok geçmeden ensemde bir soluk hissettim. Ürperdim. Çevikçe arkamı döndüm ve katanamı savurdum. Fakat iblisi göremedim. Görünüşe bakılırsa zor bir savaş olacaktı. Bu halimle ne kadar dayanabilirim bilmiyorum.
İblis etrafımda hızla dönmeye başladı. Gözlerimle hareketlerini takip etmeye çalışıyordum fakat çok hızlıydı.
Ardından harekete geçti. Bu iblisin silahı parmaklarıydı. Elinden onlarca parmak çıkıyor ve saldırıyordu. Aynı zamanda da etrafımda dönerek aklımı karıştırıyordu.
Pek çok yerimden yaralanmıştım. Soğuk daha fazla bastırdı. Sis oluşmuştu. Dayanamıyordum artık. Etraf kararıyordu. Yoksa yanına mı geliyordum kochou?
Hayatında olmam için hayatımdan olmam gerekecekse ben ölmeye hazırım . . .
