wish i didn't doubt it

3.6K 528 1.1K
                                    

yorum: 600

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yorum: 600

-----------

Yüzüme vuran sabah güneşini, bir elimi gözlerime siper ederek kapatmaya çalıştım. O sırada bileğimi tutan küçük bir el hissedince hemen gözlerimi araladım ve elin sahibine baktım.

Minju, yatağımın üstüne çıkmış beni izlerken aynı zamanda küçük eliyle bileğimi tutuyordu. Uyandığımı görünce üstüme çıktı ve boynuma sarıldıktan sonra "Abiş!" diyerek biraz sesini yükseltti.

Sırtını sıvazladıktan sonra yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Dünkü halinden eser yoktu. Çok daha iyi görünüyordu hatta.

Mutfaktan duyduğum cam tıkırtıları sebebiyle bunun nedenini çok daha iyi anlamıştım. Annesinin evde olması küçük meleğime çok iyi gelmişti. Tam da tahmin ettiğim gibi; ona her zamankinden daha çok ihtiyacı vardı.

Biz yatakta hala sarmaş dolaş uzanırken kapı bir iki kez tıklandı. Minju da ben de o tarafa baktım ve kapının hafifçe aralanması ardından görünen Minseo ablaya gülümsedik. O da gülümsedi ve "Kahvaltı hazırladım. Yemeğini yedikten sonra işe gidersin." dedi.

Hemen başımı salladıktan sonra Minju'nun koltuk altlarından kavradım ve kendim doğrulurken onu da kucağıma kaldırdım. Son kez yanağına öpücük kondurdum ve dün gece terlediğim için üstümden çıkarıp yere attığım tişörtümü yerden alıp komodinin üstüne koydum.

Mutfağa doğru ilerlerken Minju'nun boynumdaki kolye ile oynayıp durmasına gülümsedim. Mutfağa girdik. Minseo abla hala masaya bir şeyler yerleştiriyordu. Minju'yu sandalyeye oturturken aynı zamanda Minseo ablaya bakıp "Yardım ister misin?" diye sordum.

Gülümsedi ve başını salladı hemen.

"Hallettim, otur hadi sen de."

Başımı sallayıp onay verdikten sonra Minju'nun yanına oturdum. Minju hemen elini uzatıp kolumu parmaklarıyla sıkmaya çalıştı. İlk önce eline sonra da yüzüne bakıp kıkırdadıktan sonra masanın bir köşesindeki su şişesine uzanıp kendime bir bardak su doldurdum ve içtim.

Tam o sırada telefonumun bildirim sesini duydum. Felix dışında konuştuğum başka kimse olmamasından dolayı mesajın ondan geldiğini anlar anlamaz yerimden kalktım ve odama gidip yatağın üstündeki telefonumu aldım.

Günaydın, uyanabildin mi?


Mesaja bakar bakmaz çevrim dışı oldu Felix. Ardından yanıt verdiğim ilk saniye ise çevrim içi olarak bana yazmaya başladı.


Günaydın, uyanabildim.


Nasıl hissediyorsun?


Her zamanki gibi. Biraz uykusuzum, onun dışında her şey iyi. Sen nasıl hissediyorsun?

you get me so high, danceracha Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin