Ballarım selamm, yeni bölümü getirdim sizlere. İyi okumalar. 💕💕🌻 Gelecek bölümler artık hareketleniyor, merak etmeyiin.
⏳⏳
Sonunda herkes sıkıldığında dağılmak için hemfikirdik, saat de epey olmuştu. Hesabı ödeyip dışarı çıkarak karanlık sokağın kalabalığına göz attım. Birbiriyle şakalaşanlar, el ele yürüyen çiftler, sigara molasına çıkanlar, öylece aceleyle ilerleyen insanlar normal görünüyordu. Ben ise hiç de normal hissetmiyordum. İçimde beni rahatsız eden ve yabancı bulduğum hisler vardı.
Kalabalık grubumuzdan kimseyi takmadan yürürken Cansel aniden koşarak koluma girdi ve içten bir gülümsemeyle yüzüme baktı.
"Aman ya, düşünme kızım onları. Saçma sapan konuştular işte gıcıklar, samimiyetsiz insanlardan ne beklersin?" dedi.
"Düşünmüyorum onları, niye düşüneyim? Can sıkıcıydı kabul ama takmıyorum kafama. Biz Gamze'yle çözdük zaten. Diğerleri de kendilerince alay malzemesi yapıp dursunlar." diye konuştum sakince.
"Neyi çözmüşüz bakalım?" diyen Gamze de diğer koluma girmişti. Kolumda hissettiğim sıcak ten, tüylerim ürpertti. Sertçe yutkunarak almayı unuttuğum nefesi solumak için kendimi zorladım. Rahatsızca kıpırdanmaktan alamıyordum kendimi.
Ben konuşmayınca Cansel konuştu. "Neyi olacak canım, bizimkilerin aptallıkları işte. Sen bilmiyorsun ama gıcıklıkları tuttu ne zamandır, çok sinir oluyordu Nazlı. Sürekli bu konuda laf açıyorlardı. Eh, sanki olsa ne olacak olmasa ne olacak? Kime neyse..."
"Öyle tabii canım, kime ne?" dedi Gamze.
Biraz duraksadıktan sonra tekrar konuştu kolumu sıvazlayarak. "Olanlar için üzgünüm Nazlı, seni bu kadar sıktıklarını bilmiyordum. Nereden çıktıysa?"
"Tamam, kapatabilir miyiz artık bu konuyu?" dedim bıkkınca.
Cansel'in açtığı farklı konulardan konuşmuştuk Cansel bizden ayrılanana kadar. Sonrasında o evine girmişti, diğerleri de dağılmıştı. Koray Gamze'ye göz kırparak yarın iç sözleşip gitmişti. Bu sırada Gamze hala kolumdaydı, rahatsızlığım asla son bulmamıştı. Ezgi ve Tibet arkamızdan yürüyordu. Gamze'nin yolda gördüğümüz insanlarla ilgili yorumlarını dinleyip gülümsemekle yetiniyordum. Bundan sıkılmış olacak ki derin bir nefes aldı, istemsizce gerilmiştim.
"Nazlı."
"Hım?" diye mırıldandım ona bakmadan yürüyerek.
"Benim yüzümden." dedi fısıldar gibi.
Bakışlarım ona kaydı, kaşlarımı çatmış sorgulayarak bakıyordum. "Ne senin yüzünden?" dedim.
"Ezgi ve Tibet arasında olanları biliyorum, senin bildiğin birçok şeyi."
Biliyor olabilirdi, Ezgi onun yakın arkadaşıydı. Birbirleriyle bunları konuşmaları normaldi elbette ama ben şu an bunu neden dinliyordum acaba? Ne demeye çalışıyordu?
"Ee, bunun neresi senin yüzünden peki?" diye sordum.
"Ezgi'nin seni tehdit ettiği şey." Duraksadım, göğüs kafesime o tuhaf his gelip oturmuştu birden. Bir şey baskılıyordu beni sanki.
"Ezgi beni neyle tehdit etti Gamze?" dedim ciddiyetle.
Yürümeye devam ediyorduk, Ezgi ve Tibet epey arkamızda kalmıştı. Tibet bizi eve bırakmak için bizle geliyordu, Gamze birkaç sokak önce bizden ayrılmalıydı ama Tibet'le dönebileceğini söyleyip yürümek istediğini belirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ASRIN HİKAYESİ (g×g)
Teen Fiction(+18) Eli öyle ustaca hareket ediyordu ki, çıldırmamak imkansızla kapışırdı artık. Boğazımın kuruduğunu hissediyordum, sık sık yutkunmaya çalışıyordum ama dilim kupkuruydu. Saçmalıklar silsilesine bir yenisini daha ekleyip elimi elinin üstüne götüre...