❤❤
Dilinden dökülen her kelime içime yeni bir yara açmıştı sanki. Telefonum da titreyip duruyordu, Gamze'den gelen bilmem kaçıncı mesajın sonunda gergin bir şekilde bildirimin üzerine tıkladım.
..."Kafanı yerden kaldırabilirsin, kimse seni yemeyecek."
"Ne diyorsun?"
"Diyorum ki, sürekli yere bakarak ya da bir şeylerle ilgileniyormuş gibi yaparak yürümekten vazgeç."
"İstediğim gibi yürüyebilirim, birilerine zararım dokunmadığı sürece kime ne bundan?" Bana taktığını, her hareketimin gözüne battığını, kendine dalga geçecek bir oyuncak aradığını ve beni bulduğunu düşünüyordum. Mutsuz hissediyordum, içime bir şeylerin ağırlığı çökmüştü ve midem bulanıyordu sebepsizce.
"Çok gergin görünüyorsun, tüm akşam çok iyiydin. Ne oldu birden?"
"Ne saçmalıyorsun Gamze? Ne zaman gördün beni şimdi, neredesin ki sen?"
"Az önce gördüm tatlım ve kendini bu kadar değersiz hissetmemeni söylemek geldi içimden sadece."
"Kendimi değersiz hissettiğim falan yok, o nereden çıktı şimdi?" Nasıl da zıtlaşıyordum onunla, yüz yüze olsak iki kelime edemeyecek hale gelmiştim artık ama klavye delikanlılığım kendini göstermişti.
"Beni sinir ediyor bu hallerin."
"Eh, sende bakmazsın ve görmezsin olur biter o zaman. Siz de benimle uğraşmak yerine kendi hayatınıza bakabilirsiniz."
"Kendin bilirsin, devam et öyleyse konuşamayan bir ruh gibi dolaşmaya."
Beni bu duruma getirenin kendileri olduğunu göremiyor muydu ki bu kız? Madem beni çok düşünüyordu, tüm bu olayların öncesinde gayet normalken şimdiki farkı sezemiyor muydu peki?
"Bugünlük bu kadar saçmalık yeter Gamze. Uzatma da eğlenmene bak haydi." Sinirlenmiştim aniden ve hayatımdan çıkmalarını istiyordum. Gereksiz yükseldiğimin de farkındaydım ama böyle oluyordu işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ASRIN HİKAYESİ (g×g)
Novela Juvenil(+18) Eli öyle ustaca hareket ediyordu ki, çıldırmamak imkansızla kapışırdı artık. Boğazımın kuruduğunu hissediyordum, sık sık yutkunmaya çalışıyordum ama dilim kupkuruydu. Saçmalıklar silsilesine bir yenisini daha ekleyip elimi elinin üstüne götüre...