Mikasa güne bir merhaba demeye bile vakit bulamadan korkunç bir baş ağrısı ile uyandı. Baş ağrıları onun için alışıldık bir şey olsa da bu seferki farklı bir boyuttaydı. Üzerine yansıyan gün ışığı durumu daha da kötü yapıyordu. Eliyle engellemeye çalıştı. Tamamen akşamdan kalma haldeydi. Aynada kendine baktığında bunu düşündü. Görünüşü hakkındaki en kötü şey ise göz altlarına doğru akmış olan göz makyajıydı. Bu hali bir korku filminde rol almak için mükemmeldi. Dünü anımsamaya çalıştı. Başkaları için çok normal olsa da onun için yoğun ve karmaşık bir gün olmuştu. Hazırlanıp konsere gitmiş, sonrasında erkenden ayrılıp Annie'nin evine içmeye gitmişlerdi. İçmek? Evet, Mikasa dün alkol almıştı. Düşündüğünde aslında az içmişti ancak alkole alışık olmayan bünyesi onun bu kadar etkilenmesine sebep olmuştu.
Komodininin çekmecesinden ufak ilaç kutusunu buldu ve tüm ilaçları görmek için ters yüz etti. Ardından sesli bir küfür etti. İşine yarayabilecek bir ilaç kalmamıştı. Dışarıya çıkıp biraz almaktan başka şansı yoktu. Çok aramadan bulmuş olduğu birkaç giysiyi hemen üzerine geçerdi ve çantasını kapıp evden çıktı. Ne giydiğine hiç önem vermemişti çünkü sahip olduğu giysilerin neredeyse hepsi siyah renkliydi, bu yüzden rastgele bir şeyler giyse bile rezil bir kombin yapması zordu. Sonunda eczaneye varmış ve genellikle aldığı ağrı kesiciden almıştı. Parasını öderken yanında birisinin sesini duydu. Kendisiyle konuşmak istediğini anlayıp ona doğru döndü. Yirmili yaşlarda bir erkek hafiften çekingen bir ifadeyle ona bakıp konuşmaya başladı.
"Yanlış anlamazsanız eğer bir şey söylemek istiyorum... Çok güzel görünüyorsunuz. "
Mikasa içinden "Ha?" dedi. Zaman zaman iltifat alırdı ancak bu haliyle...? Düşüncelerinden çok geçmeden ayrılıp yüzüne samimiyetsiz bir gülümseme yerleştirdi.
"Teşekkür ederim."Duyduğu hafif öksürük sesiyle dikkatini oraya doğru verdi. İlaç stoklarını yerleştiren Annie ona gülümsedi. Annie mi? Burada çalışıyordu ve sanki şapkadan çıkan tavşan gibi karşısına çıkmıştı. Mikasa burada çalıştığını bilmiyordu ve daha önce hiç denk gelmemişti çünkü normal şartlarda bu eczaneye gelmiyordu. Bugün cumartesiydi ve nöbetçi eczanenin burası olduğunu öğrenip buraya gelmişti. Şimdi ise yanındaki çocuğu unutmuş ve gözlerini Annie'den ayıramamıştı. Dün kötü bir gün geçirmesine rağmen şimdi nasıl bu kadar iyi görülebiliyordu? Adımlarını ondan uzaklaştırıp Annie'ye doğru giden Mikasa'yı gören çocuk oradan uzaklaşmış, onun telefon numarasını alamayacağını anlamıştı. Annie'nin önünde duran tezgaha kollarını koyup onu izlemeye devam etti. Anladığı kadarıyla Annie elindeki ürünleri bitirdikten sonra ona dönecekti. Gözleriyle Mikasa'yı kontrol ediyor ve sanki beklemesi için sinyal veriyordu. Elindeki ilaç kutuları bittikten sonra ise Mikasa'yı yanağından öperek hızlı bir selam vermiş ve iş arkadaşına seslenmişti.
"Hitch! Ben işimi bitirdim ve ara veriyorum."
Onaylayan bir "hmm" sesi duyduktan sonra ise Mikasa'ya döndü:
"Bana katılmak ister misin?"
Mikasa başıyla onayladı.Mikasa, Annie'ye soğuk bir içecek uzattı ve yanına oturdu. Onun için çilekli soda almamaya dikkat etmişti. Oturduğunda ilk fark ettiği şey dünden beri çıkarmadığı külotlu çorabının yırtılmış olduğuydu. Önceden bunu fark etmemişti ancak şimdi farkına vardığında soğuk havanın tenine değmesini yoğun bir şekilde hissediyordu. Serçe parmağıyla yırtıkla oynamaya başladı. Annie Mikasa'nın elini tutmuş ve elini kaldırarak aldığı ilaca bakmıştı.
"Ağrı kesici? Kendin için mi aldın?"
Mikasa "hmm" sesiyle onayladı ancak baş ağrısını Annie konusunu açana kadar unutmuştu ve şimdi ise ağrısının olup olmadığından emin değildi. Aralarında tuhaf bir sessizlik oldu. Annie devam etti:
"Jean senden hoşlanmışa benziyor. Dikkatini bana verdiğinde ise hayal kırıklığına uğradı."
"Jean? Az önceki çocuk mu?"
"Evet. Bu çevrede oturuyor ve arkadaşım sayılır. Uzun zamandır buradan ilaç aldığı için bazen sohbet ediyoruz."
"Anladım. Benim için onunla konuşmak sorun değil ama daha fazlası ile de ilgilenmiyorum.Böyle durumlarda rengini önceden belli etmek daha iyidir.Anlarsın ya?"
Annie düşünceli bir şekilde "hmm" sesi çıkardı.Rüzgarın ahenkli esintisi ile içeceklerin son yudumlarını içiyorlardı. Annie birden sordu:
"Aseksüel falan mısın? Yoksa inandığın din nedeniyle mi erkeklerden uzak duruyorsun?"
Mikasa ne diyeceğini düşünürken Annie ekledi:
"Aptalca bir soru oldu kusura bakma.Sadece özel bir nedeni olup olmadığını merak ettim."
"Sorun değil... Ayrıca özel bir nedeni yok. Yani varsa bile daha önce buna kafa yormadım. Sadece birileriyle tanışıp, flört etmek benim için bir şey ifade etmiyor."
Annie başını salladı. Mikasa'yı dikkatlice dinlemesine rağmen pek empati yapabilmiş gibi değildi.Annie beyaz önlüğünü çıkardı ve bir kenara koydu. Önlüğünün altına boğazlı ve uzun kollu, vücuda yapışan elbiselerden giymişti. Mikasa gözlerini ayırmaya çalıştı ama pek beceremedi. Zordu. Annie her anlamda çok güzel bir kadın olmuştu. Mikasa hemcinsi olmasına rağmen onun ne kadar çekici olduğunu görebiliyordu. Annie biraz daha yaklaşmıştı. Şimdi bacakları birbirine değecek kadar yakınlardı. Mikasa'yı test mi ediyordu? Az önce aseksüel olup olmadığını sorup, net bir cevap alamamıştı. Şimdi ise cevabı kendisi bulmak istiyor gibiydi.Annie'nin burnu, neredeyse Mikasa'nın çenesine değecek gibi olduğunda Mikasa Annie'nin bir şeyler denediğine emin oldu. Sonra Annie birden uzaklaştı. Elinde Mikasa'nın boş içecek kutusuyla...Neden? Sadece diğer taraftaki içecek kutusuna uzanmaya çalışıyordu ve sonra gidip onları atmak için çöp kutusuna yürüdü. Mikasa çok utanmıştı. Durumu yanlış değerlendirmek açıklayamayacağı bir şekilde gururuna dokunmuştu.
"Merhaba Annie, nasıl gidiyor?"
Adı Jean olan çocuk tekrar görünmüştü. Annie'ye seslendikten sonra Mikasa'nın da orada olduğunu fark etti ve bir miktar afalladı.Annie ise Jean'a cevap verdi ve arkadaşça sohbet etmeye başladılar. Bir süre sonra Mikasa sohbet çemberinin dışında kaldığını hissedip gitmeye karar verdi. Sessiz bir şekilde "Ben gidiyorum. Görüşürüz." dedi ancak ikili sohbete odaklanmıştı ve Mikasa'nın cılız sesini duymadılar. Sessizce oradan ayrıldı. Artık gerçekten eve gitmeye ve bir şeyler yiyip, soğuk bir duş almaya ihtiyacı vardı.Evde kendisi için ne pişirmesi gerektiğini planlarken, uzaktan kendine seslenen birisini duydu. Annie... Elinde tuttuğu şey... Doğru ya... İlacını orada unutmuştu. Artık ihtiyaç duymayacak kadar baş ağrısı azaldığı için aklından çıkmıştı. Annie, unuttuğu ilacı Mikasa'ya verdi. Mikasa teşekkür ettikten sonra kısa bir veda ettiler.Mikasa eve gelip ilacı kutusundan çıkardı. İçmeyecekti ama komodinindeki kutuya koyacaktı. Kutudan yere bir kağıt düştü. Bu bir prospektüs değildi çünkü hayatında hiç fosforlu pembe renginde olanını görmemişti. Bu Annie'den bir nottu. İçten bir şekilde gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
summer shower •mikannie•
FanfictionMikasa yıllarca kendisini soyutlamıştı. Arkadaş edinmez ve aşk yaşamazdı. Böylesi iyiydi. Drama yok, üzüntü yok, sadece alışmış olduğu şeyler var... Yağmurlu bir yaz akşamına kadar her şey bu şekilde gidiyordu. Kara bulutlardan boşalan yağmurlar, tı...