Bu bölümde çok kısa bir süreliğine Armin'in bakış açısından olaylar anlatılıyor. Okurken anlaşılır olduğunu düşündüğüm için ne zaman bakış açısı değiştirdiğimi belirtmedim. İyi okumalar.
Mikasa kendisi için bir bardak papatya çayı yaptı. Dün onun için zor bir gün olmuştu. Alkol almak artık yapacağı son şeydi. Annie'yi özlüyordu. Eğer hala konuşuyor olsalardı tüm olanları Annie'ye anlatırdı. Annie muhtemelen onunla dalga geçerdi ama bunu bile özlemişti. Neden her şey boka sarıyordu? Belki Historia ile normal şartlarda ilişkilerini ilerletselerdi her şey yolunda gidebilirdi. En azından deneyebilirlerdi. Pekala, Historia ile ilgili yolunda gitmeyen çok şey vardı ama bunların temelinde onun, Mikasa'nın geçmişinden birisi olması yatıyordu. Evet! Bu fikir düşününce çok mantıklı geldi. Annie ile de bu yüzden iki kez başarısız olmuştu. Yeni birisi olmalıydı. Evet! Yeni birisiyle tertemiz bir sayfa açmalıydı. Durup, düşündü. Rastgele birisi her şeyi daha kötü yapabilirdi. Yeni birisi bulmak bir çeşit kumardı. Ayrıca işin sadece cinsellik boyutuyla ilgilenen insanların sayısı çok fazlaydı.
Birden zihninde bir ampul yandı. Kimin yardımcı olabileceğini biliyordu. Hayır, bu kişi tanıdığı en tutkulu çöpçatan olan Hanji değildi. Hanji, Mikasa için berbat kişileri önerirdi. Bir keresinde mantar şeklinde kesilmiş siyah saçları olan birisini, bir kez de kızıl saçlı, saç modeli kuş yuvasına benzeyen birisini önermişti. Ne yazık ki tuhaf saçlı insanlar Mikasa'nın ilgi alanına girmiyordu. Telefon rehberinden aramak istediğini arkadaşının numarasını buldu ve arama tuşuna bastı.
"Merhaba Armin. Nasılsın? Sana siktir git dediğim için özür dilerim."
"Ah. Şey, sorun değil. Sanırım? İyiyim ayrıca, sen nasılsın?"
"Ben de iyi olmaya çalışıyorum. Senden birkaç tavsiyeye ihtiyacım olacak. Boş musun?"
"Evet. Evime gelebilirsin. Ödevimi az önce bitirdim. Şimdi ise yapacak bir şeyim yok."
Arkadaşı Armin, uzun yıllardır deniz biyoloğu olmak için çalışıyordu. Mikasa onun çalışma disiplinine ve azmine hayrandı. Son yıllarda çocukluk zamanlarındaki yakınlıklarından eser kalmamış olsa da onunla konuşmak hala eskisi kadar etkili olabilirdi.Armin sevimli ifadesiyle kapıda belirdi. Sanki Mikasa'yı bekliyordu. 'Yapacak bir işi olmadığını söylerken samimiydi sanırım.' diye düşündü Mikasa. Ayakkabılarını çıkararak içeriye girdi. En son ne zaman buraya gelmişti? Belki dört yıl önce? Tanıdık hindistan cevizi kokusunu içine çekti. Armin'in evi hep böyle kokardı. Sarışın arkadaşı ona mutfak masasına kadar eşlik etti. Biraz çay yapmış ve türlü türlü atıştırmalıklar hazırlamıştı. Rastgele diyaloglardan sonra Mikasa anlatmaya başladı. O akşamdan sonraki her seyi anlattı. Başta Annie ve Historia'nın isimlerini vermeden bunu yapmayı düşünmüştü ama Armin anlardı. Bazen kendisinin dahi anlamadığı şeyleri anlardı. Bu yüzden başından pes etti.
Anlatmayı bitirdiğinde düşüncelerinden de söz etti. Yeni birisinin daha mi iyi olacağı konusundaki fikirlerini sordu. Armin çok geçmeden cevap verdi:
"Bu noktada yeni birisi daha iyi olur gibi görünüyor ama yeni bir ilişkiye hazır mısın? Tüm bu anlattıkların son zamanlarda olmuş."
Mikasa başını salladı. Yeni birisine ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. En azından denemeliydi. Armin cevabını alınca yeni bir soruyla geldi;
"Seni birisiyle tanıştırmamı ister misin?" Armin arkadaşının ne kadar az insan tanıdığını ve arkadaş edinmekte zorlandığını biliyordu. Mikasa tekrar başını salladı. Armin zihnini okuyor gibi hissediyordu ."Bir arkadaşım var. Bir süredir siyah saçlı, soğuk karaktere sahip kızlardan hoşlandığını söylüyor."
Armin tiz sesiyle güldü.
"Ne kadar da sana uygun bir tanım değil mi? Aslında bir süredir bunu söylemesi oldukça tuhaf çünkü arkadaşım oldukça popüler, aynı zamanda da çok seçici biridir. Daha önce bir ideal tipi olduğunu bile bilmiyordum. Eee... Ne dersin?"
"Tanışmaktan zarar gelmez sanırım."
"Harika! O zaman bu akşam benimle geliyorsun."
"Bekle, ne? Nereye?"
"Bertholdt ve Reiner'ın nişan partisi var. Bizimle aynı lisedelerdi ama çok yakın değildik."
"Evet onları hatırlıyorum."
"Mükemmel. Aslında gitmemeyi planlıyordum çünkü bu çift halinde gidilen partilerden ve Eren'le gitmek istemiyorum. İğrenç."
Mikasa güldü.
"Hadi ama siz iyi bir çiftsiniz."
Armin gözlerini devirdi ve devam etti.
"Arkadaşım da yakın bir kız arkadaşıyla gelecek .Bu yüzden sorun yok."
"Pekala."Mikasa yatağının altından büyük bir kutu çıkardı. Üzerinde lüks bir markanın amblemi ve düğümlenmiş bir kurdele vardı. Bu kutu ona doğumgününde annesi tarafından verilmişti. Kutyu açtı ve içerisindeki kabarık kolları olan kırmızı elbiseyi çıkardı.Yüzünde bir gülümseme belirdi. Bu kutuyu açtığı gibi kapattığını ve kurdelesini düğümleyip bıraktığını hatırladı. Bu tarz şeyleri giymek için gidebileceği bir yeri yoktu ama bu akşam uygun olabilirdi. Güzelce hazırlandı. Sonunda görünüşünden memnun kalmıştı. Armin geldiğinde ise Mikasa'nın arabasına binip yola koyuldular. Armin, Mikasa'nın pahalı arabasına bindiği için biraz gergindi.
Mikasa ve Armin partiye girdiklerinde tüm gözler onlara çevrilmişti. Aslında direkt olarak Mikasa'ya bakıyorlardı. Armin, arkadaşının güzelliği yüzünden böyle ilgi görmesine huysuzlandı. Mikasa spot ışığının altında olmaktan hoşlanmazdı. Tuhaf hissetti ve ellerini nereye koyacağını bilemedi.
"Armin, ben içecek bir şeyler almaya gidiyorum."
Armin başını salladı ve görüş alanına girmiş olan Jean'ın yanına gitti. Mikasa geri döndüğünde onları tanıştırabilirdi.
"Merhaba Jean. Nasıl gidiyor?"
"Oldukça iyi. Heyy, Annie bak, Armin gelmiş."
"Birlikte mi geldiniz?"
"Evet dostum. Sasha ile geleceğimi söylemiştim ama o hasta oldu. Soğuk algınlığı, önemli bir şey değil. Ben de son anda Annie'yi çağırdım."
"Anlıyorum. Merhaba Annie."Annie'nin Jean ile gelmesiyle olaylar karmaşık bir hal almıştı. Mikasa'yı bu konuda bilgilendirmesi gerektiğini hissetti. O tarafa doğru gelmekte olan Mikasa'yı buldu.
"Mikasa! Acil durum. Seninle tanıştırmak istediğim kişi, Jean, Annie ile beraber partiye gelmiş."
"Ne? Jean olduğunu neden daha önce söylemedin?"
"Bekle... Birbirinizi zaten tanıyor musunuz?"
"Pek sayılmaz ama Annie ile arkadaş olduklarını biliyorum."
"O zaman Jean ile tanışmanı erteliyoruz ve bilmiyorum... partide biraz zaman geçirip gideriz,ha?"
"Pekala. Çok erken ayrılırsak tuhaf olur."Mikasa ve Armin konuşurken uzaktan Armin'e seslenen birisi konuşmalarını böldü.
"Tekrar merhaba dostum. Biraz içecek almaya gitmiştim ve ikinizi gördüm."
Armin tedirgin bir şekilde Mikasa'ya baktı. Jean Armin'in onları tanıştırmasını sabırlı bir şekilde bekliyordu.
"Sana da... Tekrar merhaba. Bu arkadaşım Mikasa. Mikasa, bu Jean."
Mikasa tokalaşmak için elini uzattığında Jean elini yakaladı ve nazikçe öptü.
"Tanıştığımıza memnun oldum. Muhteşem görünüyorsunuz."
Jean da tedirgindi. Tüm cesaretini toplayıp oraya geldiği yüzünden anlaşılıyordu. Başını kaldırdığında Mikasa ile göz göze gelmiş ve hemen başka yere bakmıştı.
"Teşekkürler Jean."
"Bize katılmak ister misiniz?"
Armin bir şeyler demek için ağzını açtı ama bir bahane bulamadı. Jean ile gitmekten başka bir şey yapamadılar.Mikasa ve Annie tüm akşam boyunca birbirlerini görmezden geldi. Jean sadece Mikasa'ya odaklanmıştı ve Armin bu ortamda olmaması gerektiğini hissediyordu. Jean başka bir zaman buluşmak istediğini söyleyerek Mikasa'nın numarasını almıştı. Armin işlerin yolunda gitmesine şaşırdı. Mikasa Jean'dan hoşlanmıştı. Kibar birisiydi ama o an Annie'nin ne düşündüğünü öğrenebilmek için çok şey verirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
summer shower •mikannie•
FanfictionMikasa yıllarca kendisini soyutlamıştı. Arkadaş edinmez ve aşk yaşamazdı. Böylesi iyiydi. Drama yok, üzüntü yok, sadece alışmış olduğu şeyler var... Yağmurlu bir yaz akşamına kadar her şey bu şekilde gidiyordu. Kara bulutlardan boşalan yağmurlar, tı...