崩れてゆく前に

67 9 38
                                    

yazar notu: woohoo hikayeyle ilgili birkaç bilgi vermeliyim. Bunu aslında ilk bölümde yapmalıydım ama her neyse...
İlk olarak hikaye 2004 yılında geçiyor. Bu nedenle hikayede telefon, bilgisayar vs. nadiren kullanılıyor. Hikayede geçmiş zamandan anlatılan kesitler ise 90'ların sonlarında, Mikasa'nın lise yıllarında geçiyor.
Karakterlerin yaşları hakkında net bir şey düşünmedim ama ana karakterler 20'li yaşlardalar.
Ayrıca bölüm isimlerini Mitski'nin şarkılarından seçiyorum çünkü bu hikayeyi yazarken genellikle Mitski dinliyorum.
İyi okumalar dilerim... :)

Mikasa gün batmaya yakın evden çıktı. Özellikle evden erken çıkmıştı. Eskiden kitap okumak için oturduğu bir park vardı. Orada etrafa şırıl şırıl su sesleri yayan ufak bir süs havuzu ve kavurucu güneşi engelleyen büyük ağaçlar vardı. Su sesinde kitap okumanın rahatlatıcı hissini özlemişti, bu nedenle bitirmeyi heyecanla beklediği kalın Rus romanını geniş, deri çantasının içerisine atmıştı. Annie ile buluşacağı için içi kıpır kıpırdı. Aynı zamanda düşünceliydi. Bu sadece eski arkadaşlar olarak konuşacakları türden bir buluşma mıydı, yoksa aralarındaki ilişkiyi ileri seviyeye taşımalarına sebep olacak türden miydi? Bu akşam ne kadar ileriye gideceklerini merak ediyordu.

Parka geldiğinde, favori bankına oturdu. Genellikle insanların gözüne batmayacak yerlere oturmayı tercih ediyordu. Ayrıca burası kalabalık ve gürültülü gruplardan oldukça uzaktı. Boğuk bir şekilde gelen su sesi dışında ince bir kadın sesi duyuyordu. Ses uzaktandı ve oldukça... tanıdıktı? Yine de emin olamadı ve zihninin ona oynadığı bir çeşit oyun olduğunu düşündü. Ses gittikçe daha net bir hale geliyordu ve sonunda sesin sahibi görüş alanına girdi. Dağınık bir şekilde topladığı sarı saçlarıyla ona gülümseyen kız tam karşısında duruyordu.
"Historia?"
"Merhaba Mikasa. Uzun zaman oldu."
Historia ile geçmiş anıları ve birbirlerini görmedikleri yıllar hakkında konuştular. Historia eğitimi için uzun bir süre yurtdışında yaşamıştı. Bu süre boyunca iletişimleri azalmış ve kısa süre sonra tamamen kopmuştu.

Historia, Mikasa'nın telefon numarasını istemişti ve sonuç olarak birbirlerinin numaralarını alıp ayrıldılar. Historia'ya imreniyordu. İdealist bir kişilik olmasa da bir şeylerin peşinden koşuyor ve kendisi için bir yol buluyordu. Onun hayatında negatif bir şey yok gibiydi. Sanki burçlara inanan insanların bahsettiği tüm o yıldızlar, Historia'nın etrafında dolaşıyor ve hayatının yolunda gitmesi için çalışıyorlardı. Sonrasında Historia'nın aslında kötü şeyler de yaşamış olduğunu hatırladı ve onu gülüşünü kaybetmediği için takdir etti. Bugün Mikasa'nın algısı oldukça kapalı olmalıydı çünkü az önce gördüğü bir ayrıntıyı da şimdi gözünde canlandırmış ve bir şeyin farkına varmıştı. Historia'nın tokası... O, Ymir'in hep kullandığı tokanın ta kendisiydi. Hepsi bu kadar da değildi. Konsere gittiği gün Mikasa'ya bakan kişi de oydu. Yüzünü göremese de arkasını dönüp gittiği sırada saçını görmüştü. Historia'nın az önceki saçının tamamen aynısıydı. O gün, Mikasa'yı görse de onunla konuşmak için bir boşluk bulamamış ve kalabalığa karışmış olmalıydı.

Annie'nin evine ulaştı. Üç katlı, ufak bir bahçesi olan bir evdi. Annie birinci katta oturuyordu. Zile bastı ve çok geçmeden kapı açıldı.
"Merhaba. İçeriye geçsene..."
Mikasa'nın bir anlığına kafası karıştı ama içeriye geçti. Ona kapıyı Annie değil, eczanede gördüğü, kısa omuz boyu saçları olan kız açmıştı. Bu yüzden ilk başta yanlış yere gelip, gelmediğine dair kendisini sorguladı. Annie onu kızlar gecesi gibi bir şey için mi çağırmıştı? Yüzünü buruşturdu ve yanılmayı diledi. Onu karşılayan kız ile içeriye geçti. Üzerine bir tişört geçirmekle meşgul olan Annie de geldi ve konuşmaya başladı;
"Hoşgeldin Mikasa. Bu Hitch. Belki eczanede görmüşsündür. Beraber çalışıyoruz."
Mikasa anladığını gösterircesine başını salladı. Dudaklarından sessiz bir "Memnun oldum." döküldü.

Oturma odasında oturuyor ve biraz limonata eşliğinde televizyondaki aptalca bir 'reality show' ile kendisini oyalıyordu. Annie bir süredir mutfaktaydı. Hitch de muhtemelen oradaydı. Çok geçmeden duyduğu kapı sesiyle Hitch'in oradan ayrıldığını anladı. Annie elinde bir tabakla,Mikasa'nın yanına geldi. Tabağa birkaç donut ve dilimlenmiş meyveler koymuştu.
"Hitch gitti. Çok durmamak üzere gelmişti zaten. Kapıyı onun açtığını görünce şaşırmış olmalısın ha?"
Mikasa başını salladıktan sonra Annie devam etti:
"O uzun zamandır arkadaşım. Bazen uğrar ve benim için bir şeyler getirir. Ben de aynısını onun için yaparım."
Mikasa'nın bir açıklamaya ihtiyacı yoktu. Annie devam edecekti ama Mikasa'nın umursamaz ifadesi onu durdurdu.

Mikasa göz teması kurmuyor ve bir şey söylemiyordu.Ona meraklı gözlerle bakan Annie'ye dönerek sessizliğine bir son verdi:
"Annie, senin için ne ifade ediyorum?"
Bu soru gökten düşmüş gibi bir etki bırakmıştı. Annie başını ellerinin arasına aldı ve biraz düşündü.
"Bunu beklemiyordum. Aklında ne var Mikasa? "
"Bilirsin. Yanlış bir fikre kapılmak istemiyorum. Belki çok aptalca ve belki de köprünün altından çok su geçti ama geçmişteki gibi canımın yanmasından korkuyorum."
"Mikasa... Özür dilerim. O günün lisede beraber geçirdiğimiz son gün olduğunu bilmiyordum ve aklım çok karışıktı. O zamanlar Armin'le görüşüyordum. Beni durduran tek şey buydu. Onu sana tercih etmem gibi bir şey söz konusu değil. Sadece bir şekilde Armin ile ilişkimi oldukça ilerletmiştim ve bir geri dönüş yolu düşünemedim. Anlattığım her şey kulağa çok saçma geliyor. Biliyorum. Lütfen o zaman her ne yaptıysam ve her ne dediysem çocukluğuma ver."

Mikasa durumun gereksiz bir şekilde dramatikleştiğini düşündü. Geçmişe o kadar da takılı kalmış değildi aslında. Sadece Annie'yle ne olduklarını veya ne olacaklarını sormak istiyordu.
"Pekala. Soruyu değiştiriyorum. Benden hoşlanıyor musun? Arkadaş olarak değil."
İçine bir gülme istediği geldi ama kendisini tuttu. Soruyu küçük bir çocuk gibi sormuştu.
"İnanamıyorum, hiç değişmemişsin. Sanırım daha net bir şekilde soramazdın. Evet. Bariz bir şekilde senden hoşlanıyorum. Ben eski sevgililerimi her gün evime davet etmem Mikasa."
"Ah. Öyle mi? Bu kural oyun arkadaşın için geçerli değil sanırım."
"Mikasa, sen ne demeye..."
"Hitch."
"Aman tanrım. Hayır."
"Evet Annie. Boyundaki izlerin farkında değilsin. Yeni yapılmış oldukları çok belli."
"Pekala Sherlock. Reddetmenin bir anlamı yok galiba. Bazen Hitch ile yatıyorum ama hepsi bu. Bundan fazlası değil."

"Peki ya bundan ne zaman haberim olmasını planlamıştın? "
Annie cevap vermemişti. Kelimelerini seçiyor ve sonrasında söylemekten vazgeçiyordu.Mikasa devam etti:
"Peki ben sana söyleyeyim. Önceden Armin ile de olduğu gibi ben fark edene kadar ağzını bıçak açmayacaktı. Beni tekrar ikinci sevgilin yapacaktın ve ben öğrenene kadar her şey yolunda gidecekti."
"Mikasa, öyle bir şey olmadı ve olmayacaktı. Tamam mı? Hitch ile buna bir son vermeyi planlıyordum ama bunu uzun zamandır yapıyoruz. Bu yüzden pat diye her şeye bir son veremeyiz. Bunu konuşmak için zamana ihtiyacımız var."
"Pekala. Anlıyorum. Yine bir şekilde alışkanlık haline getirmişsiniz. Armin ile de böyle olmuştu..."
"Mikasa, Armin konusunu kapat lütfen. Yeterli."
"Armin eski bir dostumuz olduğu için konusu geçmiyor elbet. O da alışkanlıklarından birisiydi ama biliyor musun ben buna devam etmek istemiyorum. Sen hiç değişmemişsin Annie. İnsanları bu şekilde yedekte tutamazsın. En azından kendisine saygısı olan insanları. Bu yüzden her ne yapıyorsan ona devam edebilirsin ama ben senin yanında olmayacağım."

Mikasa çantasını kaparak oradan çıktı. Annie'yi daha fazla dinlemek istemiyordu. Yoksa ona olan öfkesi azalabilirdi.

summer shower •mikannie•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin