I. THEATRUM🎭

1.5K 359 628
                                    

Tanıtım videosunu izlemeyi unutmayınn :)
Okurken müzik dinlemek isteyenler için panoma kitaba özel bir spotify listesi ekledim, medyaya koyduğum müzikleri oradan dinleyebilirsiniz🎶
İyi okumalarr❤

Tanıtım videosunu izlemeyi unutmayınn :)Okurken müzik dinlemek isteyenler için panoma kitaba özel bir spotify listesi ekledim, medyaya koyduğum müzikleri oradan dinleyebilirsiniz🎶İyi okumalarr❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

I.BÖLÜM

THEATRUM

Latince: Oyunların ve diğer dramatik performansların verildiği bir bina veya açık alan, tiyatro.


Talanoa Tiyatrosu şimdiye kadar asla böyle bir şeye şahit olmamıştı.

Sahnede oyunculardan biri yere yığıldığında oluşan ilk sessizlik, bunun oyunun bir parçası olduğunun zannedilmesi yüzündendi. Ancak bir dakikadan uzun bir süre geçtiğinde bir fısıltı hâli başladı. O sırada oyuncular ne mi yapıyordu? Şaşırılacak ve belki de oyunu yalnızca onlar bildiğinden ayıplanacak bir donuklukta yerde yatan arkadaşlarına bakıyorlardı. Bir şok hâli miydi bu yoksa kollarına bağlanan gizli bir ip vardı da biz mi göremiyorduk? Böyle bir kayıtsızlığı başka ne açıklayabilirdi?

Zavallı kadıncağız yere düşerken masaya tutunmaya çabalamış, yapamayınca da kafasını hem masaya hem de yere vurmuştu. Bunun bir oyun olduğunu düşündüğümüzde sert bir çarpma sesinin başka bir yerden gelmiş olduğuna inanmıştım, fakat şimdi ayaklanan seyirciler işin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu.

En önlerde oturan, birkaç yıl önce kasabaya gelen esmer doktor; kendini arkadaşları yardımıyla bir çırpıda, yüksekliği boyundan uzun olan sahneye atmıştı ki dibinde oldukça uzun, göbeği belirgince önde, bıyıklı ve tuhaf şapkalı, daha önce görmediğimiz bir adam onun önünü kesti.

Gözüme oldukça çirkince gelen -arka sıralarda olduğumdan pek net görebildiğimi de söyleyemeyeceğim- ve aslında yürüyüşü, elini kolunu gereksiz kıpırdatışlarıyla sevimli hiçbir yanı bulunmayan bu adam; doktorun zar zor kendini attığı sahnede, yere ve hastaya doğru uzanan ellerine ayakkabılarından birini hızla bastırdı. Kalın sesiyle ve sanki yanında biri yere yığılmamış da uyuyormuş gibi bir rahatlıkla "Buraya çıkmanın yasak olduğunu bildiğinizi sanıyorum, beyefendi." dedi.

Kendini işine adamış ve doğrularının her daim peşinden giden, belki de işine böylesine düşkün olduğu için kafasında tek bir tel dahi kalmamış doktorumuz, sesinin bir feryadı andırır gibi çıkışını o anda kendisi de fark edemiyordu. Karşısındaki duygusuz, robotik adamın eline basmasına takılmaksızın şöyle diyordu:

"Kalp krizi geçiriyor olabilir! Hanımefendi! Hanımefendi! Beni duyuyor musunuz? Beni duyuyorsanız cevap verin! Hemen birileri ambulans çağırsın!"

Ambulansı aramak... Eminim ki bunu yapabilecek olsaydık şu salondaki en az yüz kişi aynı anda telefondan aynı numarayı tuşlardı. Fakat telefonlarımızı ancak çıkışta vermek üzere gişede zimmet altına almışlardı. Bunu oyunun başka yerlerde paylaşılmaması adına yaptıklarını iddia ediyorlardı. Peki ya böyle acil durumlarda da bu şart gerekli miydi? Görünüşe göre cevap evetti.

TALANOA TİYATROSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin