Tür: Gizem, fantastik🎭
Konusu: Yirmi yılda bir uğrayan Talanoa Tiyatrosu geldiğinde kasaba hiç de böyle şeylerin yaşanacağını ummuyordu. Gelişen birtakım olaylar felaket niteliğindeydi: nehir kızıla dönmüş, sık sık zelzeleler yaşanıyordu. Perlita i...
Merhabalar~ Bölümlerin biraz uzun olmasının okumayı zorlaştırabileceği düşüncesiyle her bölümü ikiye ayırmaya karar verdim. Bu bölüm de ikinci bölümün ilk yarısını oluşturuyor. Yorumlarınızı bekliyorummm♡
Medyada da fon müziği tarzında Talanoa'yı anımsattığını düşündüğüm bir şarkı bıraktım. Okurken benim gibi şarkı arayanlardansanız dinleyebilirsiniz🌸
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
II. BÖLÜM
TRISTESSE
Fransızca: Kendisinin veya başkalarının yaşadığı kayıp, hayal kırıklığı veya diğer talihsizliklerden kaynaklanan derin bir sıkıntı hissi; üzüntü.
Talanoa. Her yirmi yılda bir kasabamıza uğrayan tiyatro turnesi. İnsanların üzerine hayallerini diktiği turne. Olağan ile olağandışının sınırlarında gezinen bir gösteri binası.
Talanoa Tiyatrosu kimisi için pek bir anlam ifade etmezken bende her daim özel bir yere sahipti. Bunun sebebini oyuna katılan seyircilerden birkaç kişi seçip onların isteklerini yerine getirmeleriyle bir alakası olduğunu söyleyemezdim. Belki de bu ilgimin nedenini basitçe tiyatro izlemekten hoşlanıyor olmamla açıklayabilirdim. Tiyatro, bir grubun birlikte bir dünya tasarlayıp onu en gerçekçi şekilde bize yansıtma çabalarıydı. Bir oyun senaryosuna bakılıp oyuncular seçilir, dekorlar yapılır, uygun kıyafetler dikilir, ses ve ışık düzenlemeleri ayarlanırdı. Film ve diziden ayırdığım yönü ise bizzat canlı şekilde izlenebilmesi ve bazen tasarlanana artı olarak hiç beklenmeyen hataların da oyuna eklenmesiyle oldukça gerçekçi bir izleme olanağı sağlayışıydı.
Talanoa'yı da diğer tiyatrolardan ayıran,kalitesinin hem oyuncular yönünden hem de efektler yönünden belirgin biçimde iyi olması ve biraz da kullandıkları yöntemlerin farklı olmasıydı. Bu yöntemlerin sıra dışılığı birçok kişiyi "Nasıl" sorusuna itmiş ve insanların çeşitli uydurmalarla kendilerince açıklamaya çalıştıkları bir konu durumuna getirmişti. Yıllarca onun hakkındaki efsanelerle büyümüştük, hayallerimizde bizle birlikte büyümeye devam etmişti, kasabamıza geldiğinde sonunda bizim de ona kavuşacağımızı düşünürdük. Zihnimizde böyle güçlü bir etkide bulunan tiyatroyu her Nordville genci ister istemez sabırsızlıkla beklerdi.
İşte o beklediğimiz tiyatro gelmişti. Tiyatronun gelişinde yaşanan tuhaf olaylardan sonra çevremdekilerin hep dediği ama benim her seferinde inanmakta güçlük çektiğim şeyi de bizzat gözlerimle görme fırsatı yakalamıştım.
Nehir kenarında yürüyüş yapıp derin düşüncelere daldığım bir sıra boş bir arsada sürekli etrafını gözeterek yürüyen tuhaf görünüşlü bir adam dikkatimi çekti. Sonradan tiyatro binasının sahibi olduğunu öğrendiğim, bıyıklı ve göbekli bu adam, deri kaplamalı dikdörtgen prizma çantasının içini açtı. Eliyle içini şöyle bir gezdikten sonra neredeyse kolumun yarısı uzunluğunda, eski gözüken, kalın bir anahtar çıkardı. Sonrasında yine çantasında bulunan değişik bir aleti eline alıp bulunduğu yeri ayağıyla taramaya, en sonunda da bir yerde sabit kılıp toprağı o aletle kazımaya başladı.
